Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Edebiyat
  • Nurullah Genç Şiirleri: Anlamlı, En Güzel Nurullah Genç Sözleri ve Alıntıları

Nurullah Genç Şiirleri: Anlamlı, En Güzel Nurullah Genç Sözleri ve Alıntıları

"Yağmur" şiiriyle ismini geniş kitlelere duyuran Nurullah Genç, geniş imge denizinin içinde sebatkar bir şiir işçisidir. Şiirleri ile genç nesli yakalayabilmiş az sayıdaki modern şairden olan Genç, şiire yüklediği ilahi anlam ve sanatsal dokunuşlar ile öne çıkıyor. Bugüne kadar yazdığı eserler Nurullah Genç sözleri ve Nurullah Genç şiirleri başlıkları ile aratılan şairin en bilinen şiirlerini sizler için derledik.

  • 31
  • 76

Sensiz Kalan Bu Şehri Yakmayı Çok İstedim

Tenha bir aleve dönüştürdüm yüreğimi bir anda

tutuşturmak istedim beni böyle umarsız

bırakıp gittiğin bu zalim şehri

yakamadım; gözlerin dikildi karşıma bir caddenin tam ortasında

yorgun ve güzel bakıyordu gözlerime, ıslak ve kırgın

en nazenin türleri açmıştı papatyaların

hatıralarınla virandı içim; kuşlar kanatıyordu gönlümü

simsiyah bulutlar geçiyordu göğümden

anlamak üzreydim Neron'un Roma'yı neden yaktığını

karanlık bir koridor açıldı önümde; anlayamadım

yenik düşmüş bir Napolyon kadar mutsuzdum aslında

intiharla buluşan Hitler kadar çaresiz

yakmak üzreydim ki bu şehri, hatıraların

sağnak bir yağmur gibi boşandı üzerime

cüzamlılar geçti birden kavşaklarından şehrin

gözlerime baktılar, kızgındılar, kırgındılar

onlar da tutulmuşlar anladım sana bendeki kadar

onlar da terk ettiğin bu şehri çaresiz

yakmak istiyorlar, yakamıyorlar

saçların dikildi karşıma bir sokak köşesinde

her telinde parmaklarımın izleri parlıyordu

benzersiz kokunu alıyordu kıvrımlarından rüzgâr

cüzamlıların gözleri doluyordu saçlarına bakarken

ellerinde yalnızlığınla örülmüş

o meyus mutsuzluk,o pelerin

her biri bir kenarda darmadağın

çömelip kalıyordu, yutkunuyordu

rengi kaçıyordu pencerelerde perdelerin

nereye yürüdüysem bakışın, duruşun, sesin

anladım; söndürmeliyim tutuşan yüreğimi

kendimi yakmış olurum yakarsam bu şehri

çünkü sen her şeyinle bendesin

Nurullah Genç

  • 32
  • 76

Ateş Ve Ben

yüreği avucunda ateşi suyla yakan

bir kızın en anlamlı korkusudur suda kan

kim doldurur dünyasını, kitabı

okumayı bilmeyen çocukların

kısar sesini hüzün

kılıcından hüzzam damlar gecenin

kim ister parlamasın ayak ucunda bir mum

bir kelebek ağlasın her yerinden

nasıl da susuyoruz dokunarak acıya

suyun kalbinde ateş, ateşin kalbinde ben

Nurullah Genç

  • 33
  • 76

Ellerimde Simsiyahtır Gidişin

denizde sönen mumu ağlatıyor gözlerin

ağlıyor yüreğimde nakışların; ay ıssız

sahil kokan renkleri ıslanıyor denizin

alıyorum resmini nazenin aynalardan

bembeyazdır lâmbası isyanımdaki kızın

ey uzak limanların eskiyen aryaları

gemiler neden nazlı, ışıksız, elemlidir

memnûdur sevdaları dili tutuk anların

intihar mı sızıyor yorgun ayaklarına

nihavendine memnû gülümseyen canların

nergisler nümâyiştir dağların doruğunda

evhamını kalbinde unutuyor eşkıya

zâdegan diyarında akasyalar kurumuş

meylimi zehirliyor ışığın âhı, neden

yağmur acem âşirân cazibesiyle nârin

senin dudaklarında mayalandı düşlerim

simsiyahtır gidişin ellerimde; sessizce

ışıldıyor, üzgünüm, nağmeleri matemin

Nurullah Genç

  • 34
  • 76

Paylaşabilir Misin

sen benimle gökyüzünde koşmayı

sen benimle ölürken buluşmayı

paylaşabilir misin

güneşi koklayınca çatlayan bir tohumu

ırmağın yüreğinde çiçeklenen yangını

her akşam yalnızlığı uyandıran toprağı

her sabah bir gölgeyi sevindiren yaprağı

paylaşabilir misin

sen benimle gökleri paylaşabilir misin

hani salkım saçaktır bulutlarda sevgiler

hani bir turna gibi üryan olunca yürek

bahçesinde umuda kanatlanır serviler

sen benimle yağmurun nefesini

sen benimle tomurcuğun sesini

bir hülyânın dalgın avuçlarında

gölgesini arayan bir kuşun kafesini

paylaşabilir misin

her limanda bekleyen benim yalnızlığımdır

her geminin demir attığı yerde

parçalanan kalbin çığlıklarıyla

dağılan kırmızı benim yalnızlığımdır

gemilerin güvertesinden sızan

tayfaların masum bakışlarında

kelepçeler vurulan benim yalnızlığımdır

denizin kollarında uyurken kadırgalar

zıpkınlanan balığın gözlerinde kıvranan

benim yalnızlığımdır

  • 35
  • 76

sen benimle karanlık gecelerde

alabilir misin avuçlarına

denizin dibindeki bir âteş çiçeğini

sen benimle kumlara gömülmeyi

sen benimle ölürken de gülmeyi

paylaşabilir misin

yosunlarda ağlayan yitik bir defineyi

dalgalara tırmanan kalbin çizgilerini

yıldızlara gül kokusu taşıyan

kaptanları ağlatan aşkın ezgilerini

paylaşabilir misin

rıhtımları kıskanan benim ayrılığımdır

karaya çıktığında vurulan her askerin

kanıyla ıslanan benim ayrılığımdır

kurşunlanan deniz fenerlerinin

kapanan gözkapakları ardında

acıların heykelini yontan el

benim ayrılığımdır

sen benimle rüzgârı tutuşturan alevi

kasırgayı, tayfunu, suları yutan devi

paylaşabilir misin

benim ruhum kuşların öldüğü ânda biter

senin ruhun kuşları öldürürken dirilir

benim ufuklara baktığım yerde

yorgun savaşçılar seferden döner

senin her umudu yıktığın yerde

içimizde yanan kandiller söner

şimşekler susunca tükenir sesin

bulutlar tutunmuyor kanlı kirpiklerine

sen bir yanardağı sevecek kadar

mavi değilsin

martılardan, mürekkep balığından

suları sevmeyi öğrenmelisin

adımların öylesine karanlık

bana doğru yürüdüğün her sabah

ansızın akşam olur

senin o kızıl dudaklarında

unuturum çiçeklerin adını

artık duymalısın uykuda bile

kervanları gördüğün mesafeden

çöllerin feryâdını

benim intizârımdır çölde kum fırtınası

bedevî bir infilâktır susuzluk

her serâbın ortasında bunalan

her Mecnûn yüreğinin beyaz kıvrımlarında

Leylâyı arayan benim intizârımdır

hani bir âhûnun can damarından

kelebekler uçar sılâya doğru

hani arslanları avlayan bir yiğidin

bir vahşînin pençelerinde solan

karanfili güvercindir ansızın

kelebeğin kanadında büyüyen

güvercinin renklerinde uyuyan

benim intizârımdır

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN