Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Edebiyat
  • On yedinci yüzyıl biliminin İstanbul'daki temel kitabı: El-Fevaidü'l-Hakkaniyye

On yedinci yüzyıl biliminin İstanbul'daki temel kitabı: El-Fevaidü'l-Hakkaniyye

Şirvani'nin büyük emeği El-Fevaidu'l-Hakaniyye, on yedinci yüzyılda İstanbul'da dönemin bilim ve düşünce hayatını yansıtan telif bir eser olması bakımından önemlidir. El-Fevaidü'l-Hakkaniyye, 2019 Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Yılı Armağanı olarak ilk defa tahkik edilen Arapça metni ve çevirisi ile birlikte yayımlandı. Sizler için bilim dünyasının bu nadide eserini inceledik.

  • 13
  • 27
Şirvani neden elli üç ilimden bahsetti?
Şirvani neden elli üç ilimden bahsetti?

Şirvanî, bunlardan başka, birçok kitap daha telif edildiğini, kiminin ilimlerin sayısını artırdığını kiminin de eksilttiğini kaydeder. Eserinde elli üç ilimden bahsettiği için, sayı hakkında bir açıklama yapma gereği duyar. Her ne kadar ilimler hakkındaki bilgisi bundan daha fazla ise de eserini Sultan Birinci Ahmed'e takdim ettiği için, Sultanın ismindeki harflerin ebced hesabıyla ortaya çıkan elli üç sayısına uygun gelmesi için böyle hazırladığını belirtir. Yine, eserinin bölümlerini de sultanın ordusunun tertibine uygun gelecek şekilde ayarladığını ifade eder. Bununla birlikte Şirvanî eserinin tertibinde ve ilimleri sıralanmasında uyduğu kural hakkında bilgi vermez.

  • 14
  • 27

Eserinin tertibi ve konu başlıkları kısaca şöyledir:

Mukaddime: İlmin mahiyeti, bu mahiyete ilişkin konular ve ilmin türlere taksimi.

İlk/Kalb bölümünde ele aldığı ilk ilim tefsir ilmi olup, hakkında belirttiği konular kısaca şöyledir: Tefsir ilmi, nicelik itibariyle şer'î ilimlerin en büyüğü (a'zam); değer itibariyle en yükseğidir. Hatta şer'î ilimlerin başı ve başkanı; şer'in kaidelerinin temeli (mebna) ve esasıdır. Zira bu ilim, beşerî takat ölçüsünde Allah Teâlâ'nın muradını göstermesi itibariyle onun kelamını inceler.

Kalb: Şer'î ilimler ve asıllarından on kadarının belirtilmesi. Bunlar Tefsir, Kıraat, Hadis, Usul-u Hadis, Kelam, Usul-u Fıkıh, Fıkıh, Feraiz, Tasavvuf, Hilaf olarak sıralanır.

  • 15
  • 27

Meymene: Edebî ilimler olup, Lügat, Sarf, İştikak, Nahiv, Meani, Beyan, Bedii, Aruz, Kafiye, Hat, Karzu'ş-Şiir, İnşau'n-nesir şeklinde on iki adet olarak sıralanır. Bunda Zemahşerî'ye (ö.539/1144) bağlı kaldığını belirtir.

Meysere: Aklî ilimler olup, temellerinden otuz kadarı belirtilmiştir. Bunlar da Mantık, Adabu'l-bahis, Hikmetu'l-İşrak, El-Hikmetu't-Tabiiyye, El-Hikmetu'lİlahiyye, Heyet, Havassu'l-Ekalim, Hendese, Hesap, Cebir ve Mukabele, Aritmatik, Mesaha, El-Eb'ad Ve'l-Ecram, Musiki, Es-Sema Vel-Alem, Üker, Teşrih, Tıp, Manzar, Nücum, Usturlab, Ta'bir, Firaset, Mizaciyyat, El-San'at'l-İksiriyye, el-Kevn ve'l-Fesad, Asar-ı Ulviyye ve Süfliyye, Ahlak, Tedbir-i Menzil, Siyaset olarak sıralanır.

Saka: Adabu'l-muluk (hükümdarlık sanatı) olup, burası hazreti saltanata hediyedir. Bu ilim, devletlerin düzeni, saltanatın devamı için, kralların edinmesi gereken meleke ve huyların bilgisinden oluşur. Şirvanî, adalet ve ihlâs ile yapılan saltanat ve halifeliğin ibadetlerin en değerlisi olduğunu hadislerden de örnekler vererek açıklar.

  • 16
  • 27

Şirvanî Mukaddime'de ilim teriminin epistemolojik (bilimsel) analizi ile meşgul olur. İncelediği ilk sorun, bilmenin ne olduğudur. Daha sonra bilginin nitelik (keyfiyet), edilgi (infial) veya ilişki (izafet) kategorilerinden hangisine ait olduğunu inceler ve kendi tercihini nitelik kategorisinden yana kullanır. Ardından zihnî varlık konusundaki tartışmalara girer.

Şirvanî'nin gündeme getirdiği bir diğer konu, bilginin mahiyetini tasavvur etmenin zarurî olup olmadığı hakkında olup, ardından tahkik ehli filozoflar ile bir mütekellim nazarındaki bilginin en sahih tanımını "bir şeyden hâsıl olan akıldaki suret" olarak, gerekçesiyle birlikte açıklar.

  • 17
  • 27

Şirvanî, eserinin içeriği ile de ilgili olan yöne de dikkat çekerek ilim teriminin nahiv, sarf ve fıkıh ilmi gibi, tedvin edilen ilimlerin adlarıyla eş anlamlı olarak; bazen özel meseleler için; bazen bu meselelerin delillerden çıkarılan hükümleri onaylamak için; bazen de bu hükümlerin tekerrüründen meydana gelen meleke için kullanıldığını belirtir.

İlim teriminin idrak manasına gelmesi sebebiyle malum manasında; bazen meseleler, tasavvurun ilkeleri ve hükmün/tasdik ilkeleri hakkında kullanıldığını ve ilmin üç öğeden meydana geldiği anlayışının buradan kaynaklandığını kaydeder.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN