Peyami Safa romancılığının zirvesi: Bir Tereddüdün Romanı
Bir kitabı okumakta tereddüde düştüğünüz ve büyük sancılar çektiğiniz oldu mu? Üstelik tavsiye üzerine verilen bu kitap, ilk cümlesindeki "Beni yalnız bırakmayınız!" çığlığıyla hem sizi ürkütüyor hem de merakınızı kamçılamayı başarıyor. Sizi bir kuyu gibi içine çeken bu kitabın sayfalarını çevirmeyi mi yoksa duyduğunuz korku içerisinde ondan vazgeçmeyi mi tercih ederdiniz? Peyami Safa'nın Bir Tereddüdün Romanı'ndaki iki dünya arasında gidip gelen roman kahramanı, her şeyi göze alıp sayfaların büyüsüne kendisini bırakıyor. Gelin, gündelik hayatımızı kuşatan tereddüt, ikilem, kararsızlık gibi kavramları da yanımıza alarak, Bir Tereddüdün Romanı'na doğru bir yolculuğa çıkalım…
Giriş Tarihi: 21.02.2021
17:29
Güncelleme Tarihi: 15.06.2021
09:27
Sesli dinlemek için tıklayınız.
TOPLUMSAL DÜZLEMDE YAŞADIĞIMIZ EN BÜYÜK TEREDDÜT: BATILILAŞMA MASALI
📌 Peyami Safa'ya göre toplumsal düzlemde yaşadığımız en büyük tereddüt Batılı ve geleneksel değerlerin kabulü arasındaki ikilemdir. Safa, Batı'yı bu anlamda bireyleri buhrana sürükleyen bir medeniyet olarak görür. Batı'nın yıkıcı etkisini göstermesi bakımından Batı ve Doğu arasında sıkışmışlığı temsil eden Vildan karakterini önümüze çıkarır.
Vildan karakterini olumlamadığı karşıt düzleme yerleştiren Safa, şüphe ve tereddütten kurtulması için Vildan'ın bir aile kurması gerektiğini Muharrir'in ağzından şöyle aktarır:
"Yeni kadın yaratıcılığın merkezini şaşırmıştır. Senin ümitsizliğin buradan geliyor. Pirandelli mütercimi değil, bir çocuk anası olarak ebedileşebilirsin. Bunlar Eflatun'un ağzına yaraşan pek eski sözler, değil mi? Fakat "Ziyafet"i bir kere daha oku, onu daima yeni bulacaksın. Emin ol ki sana "evlen, çocuk yap, yuva kur!" diyen bir mahalle imamı, bir kadın nine, bir papaz veya aksakallı bir bunak, zannettiğin kadar haksız değildirler."
Peyami Safa'nın otobiyografik romanı 9. Hariciye Koğuşu hakkında 10 bilgi
HAYATI ROMAN BİR “MUHARRİR” PEYAMİ SAFA
📌 Romanda en önemli özelliklerinden biri, Peyami Safa'nın hayatından izler taşıdığına dair yorumlar... Safa, Batılılaşma ve modernleşme kisvesiyle köklerinden koparılmaya çalışılan bir neslin aydınlarındandı. Bu sebeple yazarın kendi düşüncelerini ve hislerini Muharrir üzerinden eserine yansıttığını görürüz. Nitekim Safa, şu cümleleriyle bunu doğrular:
"En âfâkî zannettiğimiz romanlar bile, muharririn ruhunu muhayyel kahramanlar vasıtasıyla aksettiren bir otobiyografiden başka bir şey değildir."
📌Peyami Safa'nın romanlarındaki bireylere baktığımızda genellikle büyük ruhsal sıkıntı ve boşluklarla karşılaşabiliriz. Hayatı boyunca bu kavramları eserlerinde yoğun biçimde işleyen Safa'nın bireysel yaşamında da sıkıntılar çektiği bilinmekte.
Bunun yanında romandaki Muharrir ile Peyami Safa'nın hayatlarını kesiştiren en önemli nokta; Bohem yaşantı …
*Bohem 19. ve 20. yüzyıllarda sanatçılar arasında yaygın olan bir yaşam tarzıdır. Sanatta üretken olabilmek adına gelecek kaygısı duymayan, anı yaşayan, çoğunlukla sorumluluklardan kaçan ve toplum tarafından onaylanmayan bir yaşam tarzını ifade eder.
Peyami Safa'nın olgunluk eseri Biz İnsanlar'dan 20 alıntı
📌 Safa, bir zamanlar sanatçı arkadaşlarıyla beraber yaşadığı bohem hayat tarzını Bir Tereddüdün Romanı'nda özeleştiri olarak Muharrir'in hayatı üzerinden verir. Peyami Safa'nın yakın arkadaşı Vecdi Bürün , ünlü yazarın evlilik öncesindeki bohem hayatından nasıl sıyrılmaya çalıştığını şöyle anlatır:
"Oldukça hareketli, artistik mânânın bir kubbe gibi üzerinde yükseldiği bir bohem hayatından sonra evlendiği halde, gecenin geç saatlerinde onu dışarıda, dostlariyle görmek ancak -iş toplantıları, politik buluşmalar müstesna- ayda bir, çok çok iki kere mümkündü. Oysa, hepsi de çekici şahsiyetler olan Akademi Müdürü Namık İsmail, ressam Çallı ve Mesut Cemil'in zenginleştirdiği ve yıllarca süren bir bohem hayatının ve itiyadının peşinden böylesine bir evlilik disiplini içine girebilmek irâdesiz bir insanın harcı olamazdı."
Peyami Safa'nın Yalnızız romanından insanın gerçekliğine dair 20 alıntı
LACİVERT DERGİSİ “PARANOYA ÇAĞI”NDA İÇİNE DÜŞTÜĞÜMÜZ TEREDDÜDLERE IŞIK TUTUYOR
📌 Romandaki bütün tereddütler bir sonuca ulaşmadan noktalanıyor. Geriye yazar tarafından modern dönemde bizi esir alan kavramlar ekseninde okura soru işaretleri ve doldurulması gereken boşluklar bırakılıyor.
➡ Lacivert dergisinin Şubat 2021 "Paranoya Çağı" isimli dosya konusu, edebiyatımızdaki birçok romanının zemininde yatan paranoya, kuşku, kaygı, korku ve tereddüt kavramlarına ışık tutuyor. Her seferinde daha da derinlerine düştüğümüz bu duygular, modern dünyada bireyi kıskacı altına almaya çalışırken; varoluş giderek kaotik bir hale doğru ilerliyor. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı'nın yıkıcı etkileri bireyde şüphe tereddüt gibi paranoya türlerini ortaya çıkarırken psikiyatristlere göre günümüzde yaşadığımız küresel felaketler sonucu gidişat direkt paranoya çağına girdiğimizi gösteriyor.
➡ Paranoya , Mualla'nın okumakta kararsız kaldığı kitapta, "Beni yalnız bırakmayınız!" çığlığı ile tereddüt şeklinde filizlenirken; günümüzde çağa ismini veren bir hastalık olarak Lacivert dergisinde de ifade edildiği gibi "Uyanın! Konuşmamız lazım!" şeklinde karşılığını buluyor.
Lacivert dergisini satın almak için tıklayınız
Editör: Büşra Özkan