Seçkin kalemlerin dilinden yalnızlık
Yalnızlık, insanın tüm telaşlardan uzakta, tek başına kalmasıdır. Bir gelişim metodu olarak insanın kendini bulduğu bir arayış dönemidir. Lakin bu dönemin uzaması sağlıklı olmadığı gibi sosyal ilişkilere de zarar vererek insanın fıtratını bozar. Peki, yalnızlığın edebiyatımızdaki akisleri nasıl, meşhur şairlerimiz yalnızlığa şiirlerinde nasıl yer vermiş, beraber inceleyelim.
Giriş Tarihi: 05.10.2021
15:27
Güncelleme Tarihi: 05.10.2022
09:25
⚪ Farklı sebeplerden ötürü insanlar, şiire dolayısıyla edebiyata yönelir. Şiir insanoğlunun dünyevi meselelerden uzaklaşmak için de yöneldiği bir türdür. Hayatında daimi bir koşuşturma olan insan, durup düşünmeye ihtiyaç duyar. İşte tam da bu noktada şiir kendini gösterir. Erdem Bayazıt şiirinde rahmani ögeleri öne çıkaran Müslüman bir şairdir . Hakkı, adaleti, doğruyu imge olarak şiirine yediren şair, eserlerinde adeta ötelere seslenerek sesine bir karşılık arar. Bayazıt, " Sonra büyüten yalnızlığını kanayan yalnızlığına kalbim gibi." mısrası ile kalbi yalnızlıkla özdeşleştirerek kanama ile yalnızlığı birbirine benzetir.
Erdem Bayazıt kimdir? 1939-2008 yılları arasında yaşayan şair. Muhtelif memurluklarda çalışan Bayazıt, Yedi Güzel Adam içerisinde ince dokuyup manevi ögelerle kurduğu şiiri ile öne çıkar.
(X) 🔍 BİLGİ NOTU: Yedi Güzel Adam'dan olan Bayazıt, sanat yaşamı boyunca İslam estetiğini önceleyerek edebi eserler üretmiştir.
(x) Yedi Güzel Adam Müzesi hakkında bilgi almak için tıklayın
(X) 📍 İLGİNÇ BİLGİ: İkinci yeni akımından etkilenen şair, kendi düşünce biçimince ortaya özgün bir şiir dili koymuştur.
📗 ŞİİR KİTAPLARI ➡ Sebeb Ey ➡ Risaleler ➡ Şiirler
(X) Erdem Bayazıt neyi arıyordu? Okumak için tıklayın (X) Erdem Bayazıt hakkında daha detaylı bir okuma için tıklayın
"Ilık bir su gibidir içimde yalnızlığım, Yalnızlığım, ruhumda uzak bir ses gibidir. Her sabah ufuklardan mavi şarkılar gelir, Ve her sabah ürperir içimde yalnızlığım Güneşim aydan sarı, yarınım dünden zorsa, Sarsın artık ömrümü tunç kandillerin isi Üşüyen ellerimden tutmalıydı birisi, Eğer benim gözlerim onları görmüyorsa. Bir camın arkasında açılıyor güllerim, Havuzum pırıl pırıl... yıkar bakışlarımı. İşler temiz ziyalar suya nakışlarımı; Ruhumun dünyasından eser tahayyüllerim Rüya rüzgarlarında bir yaprak yalnızlığım Düşüncem bir neydir ki ürperir perde perde Belki bu mısralarım esecek gönüllerde Fakat herkese uzak kalacak,yalnızlığım." FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
🔴 Şiir devamlı bir gelişim gerektiren sanat türüdür. Kendisini geliştirmeyen, şiirinin üzerine yeni bir şey koymayan şairler, maalesef ilk şiir kitaplarından sonra edebi yaşamlarının devamını getiremez. Bu anlamda Fazıl Hüsnü şiiri daima çağlayan bir pınar gibidir. Şiirde birçok tarza yönelen Dağlarca, şiirini beslemeyi bilmiştir. Yalnızlığı da şiirlerini besleyen bir damar olarak gören şair, "Ilık bir su gibidir içimde yalnızlığım, / Yalnızlığım, ruhumda uzak bir ses gibidir. / Her sabah ufuklardan mavi şarkılar gelir, / Ve her sabah ürperir içimde yalnızlığım" mısraları ile yalnızlık ve sabah arasında bir bağıntı kurar.
Fazıl Hüsnü Dağlarca kimdir? 1914-2008 yılları arasında yaşayan şair. Yüzbaşı iken askerlikten ayrılan Dağlarca, memuriyete ardından yayıncılık camiasına geçmiştir. (X) 🔍 BİLGİ NOTU: Fazıl Hüsnü çok yönlü bir şair dir. Şiirde muhtelif biçimleri deneyen şair aynı zamanda hemen her konuda sade bir Türkçe ile şiirler yazmıştır.
(X) 📍 İLGİNÇ BİLGİ: Fazıl Hüsnü'nün ilk dönem şiirlerinde ciddi bir Necip Fazıl etkisi görülür. Dağlarca, "Çocuk ve Allah" adlı eseriyle kendi üslubunu oluşturur.
📕 ŞİİR KİTAPLARI ➡ Çocuk ve Allah ➡ Sivaslı Karınca ➡ Toprak Ana ➡ İstanbul- Fetih Destanı ➡ Delice Böcek
(X) Şiirlerde Hz. İbrahim (AS) kıssası nasıl işlendi? Okumak için tıklayın
"Geniş, siyah gölgesi hayatımı kaplayan, Tepemde kanat germiş bir kartaldır yalnızlık. Kalp çarpıntılarıyla günleri hesaplayan Bir benim, benim olan bir masaldır yalnızlık. Gördüm yapraklarımın bir bir döküldüğünü, Baharda yaşamanın bilmedim nedir tadı. Gemi yüzü görmeyen bir limanın hüznünü Kimsesiz gönlüm kadar hiçbir gönül duymadı.
Bir ayna parçasından başka beni kim anlar, Bir mum gibi erirken bu bitmeyen düğünde? Bir kardeş tesellisi verir bana aynalar; Aynalar da olmasa işim ne yeryüzünde?" CAHİT SITKI TARANCI
🔴 Edebiyat tarihinde bazı şiirlerin şairlerinden daha meşhur olduğunu görürüz. Bu durum Cahit Sıtkı Tarancı ve "Otuz Beş Yaş" şiirinde daha bariz bir görüntü kazanır. "Otuz Beş Yaş " şiiri ile meşhur olan Tarancı, herkes tarafından "ölüm şairi" olarak tanınır. Şiirlerinde uzunluktan kaçınarak ahenkli, canlı bir dil kullanmaya gayret eden şair, yaptığı yeniliklerle hece ölçüsüne yeni bir bakış getirir. "Geniş, siyah gölgesi hayatımı kaplayan, / Tepemde kanat germiş bir kartaldır yalnızlık. / Kalp çarpıntılarıyla günleri hesaplayan / Bir benim, benim olan bir masaldır yalnızlık." Mısraları ile karamsar bir yalnızlık görüntüsü çizen şair, karakter olarak da yalnız bir yapıya sahiptir. Ayrıca Cahit Sıtkı edebi yaşamı boyunca, "Sembolizm " ve" Romantizm " akımlarının etkisi altında kalır.
Cahit Sıtkı Tarancı kimdir? 1910 – 1956 yılları arasında yaşayan şair. Sanatın ancak sanat için yapılabileceğini savunan şairin şiirlerinde, en dikkat çeken imge ölüm olmuştur. (X) 🔍 BİLGİ NOTU: Fransız Saint Joseph ve Galatasaray Lisesi'nde okuyan Tarancı iyi bir eğitim alarak Stephane Mallarme , Charles Baudelaire ve Arthur Rimbaud gibi Fransız şair ve yazarları ana dillerinden okur.
(X) 📍 İLGİNÇ BİLGİ: Kendisinin çirkin olduğunu düşünen şair, bu meseleyi bir kompleks haline getirir. Tarancı çirkinliğini mektuplarında, "kara talih" olarak tanımlar.
📗 ŞİİR KİTAPLARI ➡ Ömrümde Sükût ➡ Düşten Güzel ➡ Otuz Beş Yaş ➡ Sonrası
(X) Cahit Sıtkı'nın hayatını daha detaylıca öğrenmek için tıklayın (X) Cahit Sıtkı Tarancı'nın şiirlerinden bölümler okumak için tıklayın