Sezai Karakoç'un en çok sevilen 20 şiiri
İslami geleneğin son dönemdeki en gür sesi ve "Yedi Güzel Adam"ın en önemli isimlerinden biri olan Sezai Karakoç, bize şiirleriyle yol arkadaşı oldu. Türk edebiyatının önemli yapı taşlarından biri olan Karakoç , şiir ön planda olmak üzere deneme, hikaye, piyes, fıkra, inceleme ve düşünce yazıları gibi pek çok türde eserler kaleme aldı. Monna Rosa şiiri ile efsaneleşen şair, yaşayan en büyük Türk şairlerinden biri olarak gösterildi, aşıladığı birlik bilinci ile büyük bir düşünür olduğunu da ortaya koydu. Sizler için Sezai Karakoç'un en çok sevilen 20 şiirini derledik.
Giriş Tarihi: 11.02.2020
09:14
Güncelleme Tarihi: 23.02.2022
14:06
"Sen geldin ve benim deli köşemde durdun Bulutlar geldi ve üstünde durdu Merhametin ta kendisiydi gözlerin Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu Bulutlar geldi altında durduk Konuştun güneşi hatırlıyordum Gariptin yepyeni bir sesin vardı Bu ses öyle benim öyle yabancı Bu ses saçlarımı ıslatan sessiz bir kardı"
◾ Bütün bu tartışmaların dışında kalan Karakoç, kendine has üslubuyla imgeli şiirin büyük şairi oldu. Batı veya Doğu ya da tüm kavramlar onun şiirlerinde İslam'ın süzgecinden geçen bakış açısıyla yansıtıldı.
Sezai Karakoç'un Batı dünyasına yönelik tespiti
Monna Rosa -IV- Ve Monna Rosa – Sezai Karakoç
"Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi Koyverip telli pullu saçlarını rüzgara Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara "Tanrım dokun bana; kendi aşkına dokun"
◾ Çok sayıda düşünce ve araştırma eserine imza atan Sezai Karakoç, 1960 ve 1971 yılları arasında Diriliş dergisini dönemsel sayılar halinde yayımladı.
SEZAİ KARAKOÇ'UN MUTLAKA OKUNMASI GEREKEN KİTAPLARINI ÖĞRENMEK İÇİN TIKLAYIN
Kara Yılan – Sezai Karakoç
"Ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum Gelmiş dayanmışım demir kapısına sevdanın Ben yaşamıyor gibi yaşamıyor gibi yaşıyorum Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum"
◾ Karakoç, yerli düşünce ve edebiyatının en önemli yayınlarından biri olarak bilinen Diriliş dergisini, 1974'ten itibaren düzenli olarak 18 sayı halinde yayınladı ve 1976'dan itibaren de gazeteye dönüştürdü.
Bir hikaye iki şair: Fuzuli ve Sezai Karakoç'un Leyla ile Mecnun'u
Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine IV – Sezai Karakoç
"Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır"
Sevgili En sevgili Ey sevgili
Sezai Karakoç'un Diriliş Muştusu kitabından 20 alıntı
Mona Rosa – I – Aşk ve Çileler – Sezai Karakoç
"Mona Rosa. Siyah güller, ak güller. Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister. Ah senin yüzünden kana batacak. Mona Rosa. Siyah güller, ak güller."
◾ Şiir kitapları arasında, ''Hızırla Kırk Saat, Taha'nın Kitabı/Gül Muştusu, Körfez/Şahdamar/Sesler, Zamana Adanmış Sözler, Ayinler, Leyla ile Mecnun, Ateş Dansı ve Alın Yazısı Saati'' bulunan Karakoç, 1950 yılında kaleme aldığı, ancak kitaplaştırılmasına 45 yıl boyunca izin vermediği ve bu süre boyunca fotokopi halinde elden ele dolaşan ''Mona Rosa'' adlı akrostiş şiiriyle geniş bir hayran kitlesine ulaştı.
İsmet Özel, Sezai Karakoç ve Rasim Özdenören'den unutulmaz alıntılarla İslam