Sosyal izolasyonda okuyabileceğiniz 20 e-kitap önerisi
Dünyayı sarsan koronavirüs salgınını sınırlamanın ve kontrol altına almanın en etkili yolu sosyal izolasyondan geçiyor. Bu bilinçle binlerce insan, evde kalarak hem kendini hem de sevdiklerini koruma altına aldı. Bu dönemi verimli atlatmanın yollarından biri ise kitaplardır. Sizler için sosyal izolasyonda okuyabileceğiniz 20 e-kitap önerisini derledik.
Giriş Tarihi: 05.04.2020
15:45
Güncelleme Tarihi: 05.04.2020
16:06
Yazar, bir zarfa Satranç adlı eserini koyarak onu Amerika'daki yayımcısına yolladı. Bu ses getiren eser öldükten 1942'de yayımlandı. Stefan Zweig, çok geniş bir psikoloji birikimini eserlerinde bütünüyle kullanmış ender yazarlardandır. Onun dünya edebiyatında bir biyografi yazarı olarak kazandığı haklı ünün temelinde de bu özelliği, yani yazarlığının yanı sıra çok usta bir psikolog olması yatar. New York'tan Buenos Aires'e gitmekte olan bir vapurda yolcular, dünya satranç şampiyonu Czentovic'in de onlarla birlikte yolculuk ettiğini öğrenince onunla oyun oynamak isterler. İlk oyunda, dünya şampiyonuna yenilen oyuncular; ikinci oyunda hiç beklemedikleri bir yardımla Czentovic'le berabere kalmayı başarırlar. Onlara yardım eden hamleler sonrasını zihninde hesaplayabilen adamın, satranç oyunundaki ustalığının öyküsü ise sıra dışı ve çok hüzünlüdür. Stefan Zweig'in sürgünde yazdığı, intiharından yalnızca günler önce yayımcısına ulaşan, sonuncu ve en tanınmış eserlerinden biri olan Satranç; tecrit altında bir insanın yaşadığı sıkıntıların boyutlarını güçlü bir anlatımla sunuyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.
"Eğer nasıl biri olduğumu bilseydiniz, şu anda beni selamlarken yüzünüzde gördüğüm o tatlı, dostane gülümse kim bilir nasıl donup kalırdı dudaklarınızın kıyısında!"
Olağanüstü Bir Gece, seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken giderek duyarsızlaşan bir adamın hayatındaki dönüştürücü deneyimin hikâyesidir. Sıradan bir pazar gününü at yarışlarında geçirirken, belki de ilk kez burjuva ahlakından saparak "suç" işler. Böylece yeniden "hissetmeye" başladığını, kötücül ve ateşli hazları olan gerçek bir insan olduğunu fark eder. İçindeki haz dolu esrime, aynı günün akşamında onu gece âleminin son atıklarının arasına, "hayatın en dibindeki lağımlara" sürükleyecek, varış noktası ise ruhani bir uyanış olacaktır.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.
Modernizm akımının öncü isimlerinden Virginia Woolf, eserleriyle hem kendi dönemini hem de kendinden sonra gelen kuşakları oldukça derinden etkiledi. Zekasına hayran bırakan kendine has ifadeleriyle edebiyat dünyasında önemli bir yeri vardı Woolf'un. İşte "Bütün dünya benim ülkem" diyerek hayattan sınırları kaldırdı.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.
Yalnızlığını kalemiyle keskinleştiren yazarlardan biri olan Kafka, çoğu kişinin de hayata bakışını ortaya koyduğu eserlerle değiştirdi. Dava, Korku Çağı diye adlandırılan 20. yüzyılda insanoğlunun artık neredeyse kurtulunması olanaksız bir yazgıya dönüşen kuşatılmış yaşamının öyküsüdür. Bu çağa korku egemendir, çünkü insan, hemcinsleriyle insanca bir dil aracılığıyla iletişim kurabilme, böyle bir dille insanca tepkiler uyandırabilme olanağından yoksun kalmıştır. Albert Camus'nün deyişiyle, bu olanağın bulunmadığı bir çağ artık ancak "Korku Çağı" diye adlandırılabilir. Kafka'nın Dava'da betimlediği yargılama süreci, böyle bir çağın en güçlü simgelerinden biridir ve onun eseri, insan insanın korkusu olarak kaldığı sürece, güncelliğini hiç yitirmeyecektir
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.
Franz Kafka'nın gündemden düşmeyen sıra dışı öyküsü Dönüşüm, kısa sürede okunacak ince bir hacme sahip olmasının yanı sıra okurunu uzun soluklu bir düşünce dünyasına yönlendiriyor. Yazarın 1912 yılında yazdığı eser, 100 yılı aşkın süredir tüm bilinmezleriyle günümüzde de tartışılmaya devam ediyor. Dönüşüm kitabının en çarpıcı cümlesi, okura daha ilk satırda kendini gösteriyor. Kafka, hikayesine verdiği adla okurda bir dönüşüm süreci beklentisi oluştursa da ters köşe yapıyor. Garip bir dönüşümden itibaren gerçekleşen olayları konu alan kitap, satırlarında herhangi bir açık göndermede bulunmaksızın, gerçeküstü bir gerçeklik benimsiyor.
Franz Kafka'dan 25 alıntı ile Dönüşüm
Kitabın ana kahramanı olan Gregor Samsa, hikayede ailesini geçindirmekle yükümlü sıradan bir pazarlamacı olarak anlatılıyor. Ancak roman ve hikaye dünyasının bilindik tasvirlerinden ziyade Gregor, hayatından hiç şikayetçi olmadığı gibi ona tutunan bir tip olarak yansıtılıyor. Ve Gregor bir sabah, alışageldiği hayatın çok dışında bir gerçekliğe uyanıyor. Kendini kocaman bir böceğe dönüşmüş bulan Gregor, bunu fark ettiği ilk an büyük bir dehşete düşüyor.
Gregor, böcek olduğunun farkına varmasının üzerinden çok geçmeden günlük rutinini ve yerine getirmesi gereken sorumlulukları düşünmeye başlıyor. Böylelikle Kafka'nın bu akıl ve ironi dolu hikayesinde itaat duygusunun, göze çarpan ilk unsurlardan biri olduğu görülüyor. Bu noktada yazarın insan yaşamına ve düzene olan ince eleştirisi dikkat çekiyor.
Dönüşüm'ün verdiği en büyük mesajı ise yabancılaşma duygusu oluşturuyor. Öyle ki hikayede Gregor'un tiksindirici bir edayla anlatımının altında, kitap hakkında varılacak ilk farkındalıklardan biri şu: İnsan bir gün gerekenden daha farklı bir halde bulunduğunda yabancılık, kişiye en yakın olanlardan başlıyor. Hikayede Gregor'un ailesinin çaresizliği ve ona karşı tutumu, Gregor'u olduğu kadar sizi de derinden etkileyecek.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.