Arama

Tayyar Altıkulaç'ın Zorlukları Aşarken kitabından alıntılar - 1. cilt

İlmi ve akademik çalışmalarıyla Kur'an-ı Kerim'in erken dönem yazmaları ve bunların neşri üzerinde yoğunlaşan Tayyar Altıkulaç, 9 yaşında hafız oldu. Kastamonu'nun köylerinden birinde doğmuş olması, kaleme aldığı hatıratında ona yol gösterdi. Bir Anadolu çocuğunun zorlukları aşarak zirvelere nasıl tırmandığını bütün safhalarıyla öğrenebilmek için "Zorlukları Aşarken" isimli kitabını okuyucuları ile buluşturdu. Eski Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç, bu üç ciltlik eserinde hayatını ve hatıralarını anlattı. Fakat "Zorlukları Aşarken" bize sadece Altıkulaç'ın hayatını değil, onun şahit olduğu çok önemli olayları da öğrenme fırsatı sundu. 12 Eylül meselesi gibi... Yakın tarihimizin birçok noktasına ışık tutan bu kıymetli eserden alıntılar derledik.

"Üstat, ayeti yanlış okuyorsunuz"dedim. Bu itirazdan rahatsız olan hoca, ''Sen bu işten ne anlarsın?'' gibi bir ifade ile bana tepki gösterdi. Ben de tekrar söze girerek, "Üstat, ben Kur'an'ın tamamını 1947 yılında ezberlemiştim. O zaman bu ayet böyle değildi. Sizin okuduğunuz şekilde yeni mi nazil oldu?" diye sordum.(sf-150)

📌Tayyar Altıkulaç TDV İslâm Ansiklopedisi'ne hizmetleri sebebiyle Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, "Yüzyılın İslâm Kültür Hizmeti Onur ve Hizmet Ödülleri" kapsamında onur ödülüne lâyık görüldü (2014).

📌İlmî ve akademik çalışmaları Kur'ân-ı Kerim'in erken dönem yazmaları ve bunların neşri üzerinde yoğunlaşmıştır.

Rüya hakkındaki hadis-i şerifleri okumak için tıklayın

"Bölük Komutanı Ahmet Akbatur'un bu açıklaması üzerine oruç tutacakların sayısı on üç- on dört kişiye düşmüştü. Ramazan başladı ve oruç tutanlar kantinden ve hemen yanımızdaki bakkaldan aldıkları şeylerle koridorda, pencere önlerindeki genişliklerde sahur yiyeceklerini yiyip oruçlarını tutmaya başlamışlardı. Namazlarımızı zaten koğuştaki dolapların arkasında, ranzaların arasında kılabiliyorduk." (sf-166)

"Özetle söylemek gerekirse o dönem itibariyle Diyanet camiasında statik bir din anlayışı etkin idi. Müftü ve vaizlerin çoğu mektep tahsili olmayan, ilkokul mezunu ve özel olarak kendi kendini yetiştirmiş kimselerdi." (sf-199)

Peygamber Efendimiz (SAV) gençlere nasıl yaklaşırdı?

"Binlerce cami imamsız ve müezzinsizdi. Yaptığımız çalışmalarda her yıl bir miktar kadro almayı başarıyorduk. Ama bu kadroların dağıtımında tam bir adaletsizlik olduğunu hemen farkettik. Milletvekilleri ellerinde listelerle ilgili bakanı sıkıştırıyor, o da onları memnun edebilmek için kadro dağıtımında bu listelerin dikkate alınmasını istiyordu." (sf-207)

  • 10
  • 15

"Diyanet İşleri Başkanlığı hizmetlerini desteklemek üzere vakıf kurma düşüncesi 1972 yılında tarafımdan ortaya atılmıştır." (sf-270)

Müslümanların özellikleri nelerdir?

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN