Ünlü yazarların yaşamlarının kıyısında dolanacağınız 10 günlük
Günlükler, deneme türüne yakınlıklarıyla düşüncelerin açık ve serbest olarak ifade edildiği edebi türler arasındadır. Edebiyat dünyasından aşina olduğumuz şahsiyetlerin kaleminden çıkmış günü gününe yazılan günlükler, tüm gerçekliğiyle yazarların yaşamını yansıtan birer ayna olarak karşımızda dururlar. Eserlerini hayranlıkla okuduğumuz yazarların yaşamlarının kıyılarında dolanmaya ne dersiniz? İşte ünlü yazarların eserlerine ve özel yaşantılarına ışık tutacak 10 günlük...
Giriş Tarihi: 02.06.2020
16:36
Güncelleme Tarihi: 06.07.2020
17:03
"Milliyet Sanat'a uğradım. Fethi Naci Eleştiri Günlüğü'nü yollamış.
TV'de, sekiz otuz haberlerinde, birden, Edip Cansever'in ölüm haberi verildi. Bu haber inanılmaz ölçüde sarstı beni. Rastlanmadık bir biçimde ve yüksek sesle ağlamaya başladım. Oğlum fazla kaygılanmış, gelip avutucu şeyler söyledi. Turgut'ta bunca sarsılmamıştım. Üst üste gelişte bir şey var belki. Otuz yıllık arkadaşımdı. Yalnız sanat serüvenimizi değil, haya serüvenimiz de iç içe durumlar yaşamıştır."
"544. Gün
Sabah altıda evden çıktım. Bomboş sokakları dolaştım durdum. Başımda bir uğultu. Tuhaf da bir heyecan. Rıhtımda yürüdüm. 1 Haziran 1986."
Oğuz Atay, 1970 sonrası Türk edebiyatında adından sıklıkla söz ettiren ve Türk edebiyatındaki ilk post-modern roman Tutunamayanlar 'ın yazarı olarak geniş kitlelerce tanınmış bir romancımızdır.
Tutunamayanlar romanının yayımlanmasından sonra birbiri ardına roman, öykü, tiyatro oyunu türünde eserler neşreden Atay, hayatının son yedi yılında tuttuğu günlüğü ile de dikkat çekmektedir. Yazarın Günlük adıyla neşredilen eseri, diğer eserlerini oluştururken geçirdiği süreci ayrıntılı bir şekilde vermektedir.
Oğuz Atay, günlüğünde öncelikle bir roman yazarı olmakla birlikte okuyan, düşünen ve eleştiren bir şahsiyet olarak karşımızdadır. Eserde söz konusu süreçleri yaşarken aldığı notlar Oğuz Atay portresini daha yakından tanımayı kolaylaştırır.
Ayrıca Oğuz Atay'ın Günlük 'ü, yazarın otobiyografisine, fikrî ve edebî kimliğine dair araştırmalarda önemli katkılar sağlamaktadır.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız.
"Kimse dinlemiyorsa beni ya da istediğim gibi dinlemiyorsa, günlük tutmaktan başka çare kalmıyor. Canım insanlar sonunda bana bunu da yaptınız!"
"İnsanın içinde ifade edilmez bir eksiklik duygusu kalıyordu. Her şey başka türlü olabilirdi sanki... Bütün bu oyunlar bu kadar kötü oynanmayabilirdi."
"Evden çıkınca gerçek bir dünyada yaşamıyorum. Evin dışında her yer sanki aynı, sanki bütün insanlar birbirine benziyor. Ne acıklı değil mi?"
Kafka, Günlükler eserinde belirttiği gibi "Bir yabancıdan daha yabancı yaşayan" ve varlığın içinde kendine bir yer bulabilme ihtiyacıyla yaşamını sürdüren edebiyatçılardandır.
Kafka'nın Günlükler 'i dünyaca ünlü edebiyatçının yaşamının satır aralarında gezinebilmek için biçilmiş kaftandır. Kafka'nın 1909'la, ölümünden bir sene önce olan 1923 senesi arasında yazdığı günlükler, ölümünden sonra dostu Max Brod tarafından kitaplaştırılmıştır. Kafka, günlüklerini yayımlanma amacıyla yazmadığı için, Prag'daki hayatını, hayranlık duyduğu babasına olan hislerini, evlenmeye kendini ikna edemediği kadınla ilişkisini, pişmanlıklarını ve toplum tarafından dışlanmışlık hislerini bütün içtenliğiyle yazmıştır. Günlükler, Kafka'nın dayanılmaz bir gerilimle geçen yaşamını ve duygularını tüm çıplaklığıyla okuyucuya sunuyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız.
"Odamda günlerdir yalnızım, ziyanı yok dünyada da yıllarca yalnız değil miydim?"
"Durumum bir mutsuzluk durumu değil, ama mutluluk da değil, umursamazlık da, güçsüzlük de, yorgunluk da, başka bir şey de değil. Peki ne? Bunu bilemeyişim, sanırım yazma yeteneksizliğimden kaynaklanıyor."