Arama
Usta şairlerden kalbe dokunan mısralar
Şiir, insan ruhunun derinliklerine işleyen, edebiyatımızın nadide türlerindendir. Sözcüklerle güzel biçimler kurma sanatı olarak tanımlanan bu kadim tür, her dönemde duygularımıza ve düşüncelerimize hitap eder. Öyle şairlerimiz vardır ki kalemi ile duygularımıza, düşüncelerimize, hasrete, vuslata, aşka dokunur. İşte büyük şairlerimiz ve yüreğimizde iz bırakan şiirleri…
Bahaettin Karakoç Kimdir?
🔹 Türk edebiyatında "Dede Korkut" olarak anılan Bahaettin Karakoç, 1930'da Kahramanmaraş Elbistan'da doğar.
🔹 Çeşitli gazete ve dergilerde yazan şair, Kahramanmaraş'ta 1986-1987 yıllarında "Dolunay" dergisini çıkarır. 1983'te Kayseri Sanatçılar Derneği tarafından yılın şairi seçilen Karakoç, pek çok ödüle layık görülür.
🔹 Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi tarafından 2014'te fahri doktora unvanı verilen Bahaettin Karakoç, 2018 senesinde rahatsızlığı nedeniyle kaldırıldığı Kahramanmaraş'taki hastanede hayata veda eder.
Tek Hece
Var mı beni içinizde tanıyan
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim
Kalmasa da şöhretimi duymayan
Kimliğimi tarif etmek zor benim
Bülbül benim lisanımla ötüştü
Bir gül için can evinden tutuştu
Yüreğine Toroslar' dan çığ düştü
Yangınımı söndürmedi kar benim
Cemal Safi
Cemal Safi Kimdir?
🔹 1938 yılında Samsun'da doğan şair, şiir yazmaya 38 yaşından sonra başlar. Şiirleri ilk kez Orhan Gencebay tarafından bestelenen şairin 150 civarında şiiri bestelenir.
🔹 "Bu Gece Kalıyorum" adlı şiir kasetini 1990'da çıkaran usta kalemin "Vurgun", "Sende Kalmış", "Kıyamete Kırk Kala", "Ya Evde Yoksan" isimli kitapları vardır.
🔹 Türk Dil Kurumunca 2003 yılında yapılan Dil Bayramı'nda "Türkçeyi en etkin ve güzel kullanan şair" olarak ödüllendirilir. Şiirleri İtalyanca, Rumence ve Arnavutçaya çevrilir.
🔹 Oğullarına Peyami Safa ve Mehmet Âkif Ersoy'un isimlerini veren Safi, beyin damar hastalığına bağlı solunum yetmezliği nedeniyle 2017'de hastaneye kaldırılır. Uzun süre tedavi gören usta, 2018 yılında hastanede hayatını kaybeder. Kabri Pursaklar Mezarlığı'ndadır.
Kaldırımlar
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
Necip Fazıl Kısakürek
"Geceyi sabaha devreden şiir"
🔹 İbrahim Sadri, Necip Fazıl Kısakürek'in "Kaldırımlar" şiirini yazma hikâyesinden şöyle bahseder:
"Cumhuriyetin ilk yılları olan 1924'lerde devlet, Avrupa'da tahsillerini yapıp geldikten sonra devlet idaresinde görev alsın diye yirmi civarında genç seçer. Bunlardan biri de Necip Fazıl Kısakürek'tir. Fransa'da Paris'e gönderilir. Fakat orada çok yapamaz ve çeşitli sebeplerden ötürü gerisin geriye döner. Paris'te yaşadığı bir gece sabaha karşı, kaldığı yere geri dönerken sokaklarda gördüklerinden yola çıkarak 20'li yaşların başlarındaki bu delikanlı 'Kaldırımlar' şiirini neşet eder. O gün bugündür Türk şiirinin önemli şiirleri arasında sayılacak eserlerdendir. Yayınlandığı tarihte de bütün edebiyat eleştirmenlerinin dikkatini çeker."