Yeni dünya düzeni nasıl kuruldu?
İnsanlığın yegane yuvası dünya, yüzyıllardır iyi ve kötü sahnelere şahit oldu. Hakim millet arzusu kavimleri çağlar boyunca karşı karşıya getirdi. Bu karşılaşmalar ekseriyetle kan ile sonuçlandı. Dünya tarihinin sükûnet dolu zamanları Müslümanların hüküm sürdüğü vakitlerdir. Sanayi devrimi ile dünyaya hakim olan Batılı anlayış ise dünyaya kan, gözyaşı ve sömürü verdi.
Giriş Tarihi: 25.05.2022
11:54
Güncelleme Tarihi: 24.05.2023
09:00
◼ Bilhassa 1945'ten sonra harap şehirlere ve bitik ekonomilere sahip olan Avrupalılar ı tekrar ihya etmelerine karşılık müesses nizamı "Yeni Dünya Düzeni "ne tebdil eden ABD bu şekilde artık tartışmasız bir lider olarak kabul edildi.
◼ Bu düzenin devamı da bir düşmanın varlığına dayanıyordu. Savaş sonrası ortaya çıkan soğuk savaş, esasında Amerika'nın müttefiklerini bir arada tutabilme siyasetinin tezahürü idi.
Katip Çelebi'nin başyapıtı: Mizanü'l Hak
◼ Bugünden bir yüzyıl öncesi değerlendirildiğinde ortaya insanoğlunun sonsuz arzu ve heveslerinin nelere mal olduğu net ve açık bir şekilde anlaşılıyor.
◼ Günümüzde Batı, herkesin madden mutlu manen bitik bir şekilde hayat sürdüğü bir coğrafya yı tarif ediyor. Batılılar her şeye rağmen mutluluğu meditasyon seanslarında arıyorlar. Çünkü unutulan şey çok açık: "Kalpler ancak Allah'ı anmakla tatmin olur."
Said Halim Paşa ve klasik eseri: Buhranlarımız
◼ Bugün devletler, artık onların istediği gibi kolay yönetilebilir ufak kara parçaları lakin huzursuzluk tüm coğrafyalarda hüküm sürüyor.
◼ Kana ve gözyaşına batan insanlık bugün İslam'ın kendisine sunduğu, hasret kaldığı, ruhunu tedavi edecek güzellikleri arıyor.
Osmanlı'dan Asya'ya uzanan bir gelenek: Songkok
◼ Bin yıl süren yirminci yüzyıl nihayetinde insanoğluna kan, gözyaşı ve vicdansızlık getirdi. Güzelliğe dair her türlü anımsamayı bitiren ve bir daha uyanmasın diye tedbirler aldıran bu çağ , karanlık bir dönem olarak tarihe geçti.
◼ İnsaniyetin tüm kendine has damarlarının kesildiği, ahlakın bertaraf edildiği, duyguların değersizleştiği ve maddenin her şeyin önüne geçtiği çağ olan yirminci yüzyıl, tüm bu vasıfları itibariyle Batılıların karanlık bahçesidir.
Sultan II. Abdülhamid'in saklı mirası