Arama

Yunus Emre Divanından alıntılar

Yunus Emre'nin ilahileri Anadolu ve Rumeli'nin en ücra noktalarına kadar ulaştı. Hafızalarda yüzyıllarca yaşadı, yaşamaya devam ediyor. Onun fikirlerini ve edebi kişiliğini ise Divan'ı ortaya koydu. Yunus'u daha iyi anlayabilmek için yaşadığı dönemi de iyi kavramak gerekir. Bizler Yunus'un Divanından onun gerçekten diyar diyar dolaştığını görebiliriz. Hayatıyla ilgili pek çok detayı öğrenebiliriz. Vefatı ve mezarı halen tartışılsa da biliyoruz ki Anadolu topraklarında, hayatı menkıbelerle dolu pek çok değerli isim yatmaktadır. Bize düşen feyz almak, hakettikleri değeri vermek, bıraktıkları mirası geleceğe aynı şekilde aktarmaktır.

  • 8
  • 15
BENİM OL AŞK BAHRİSİ
BENİM OL AŞK BAHRİSİ

"Benem ol 'ışk bahrîsi denizler hayrân bana
Deryâ benüm katremdür zerreler 'ummân bana"

Sadeleştirilmiş;

"Benem ol aşk bahrisi denizler hayran bana
Derya benim katremdir zerreler umman bana"

Bahri: Denize ait, denizle ilgili.
Derya: Deniz.
Katre: Damla.
Umman: Engin deniz, okyanus.
Zerre: Pek küçük parça.

◾ Yunus Emre, Türkçenin kültür dili olmasında önemli rol oynadı. 13. yüzyılda Arapça din, Farsça ise belagat dili olarak görülürdü. Medrese tahsili gören kişiler Arapçayı, yazar ve şairler Farsçayı, devlet ise her iki dili kullanırdı.

◾ Böyle bir ortamda Yunus Emre, halkın dili olan Türkçeyi tercih ederek İslam tasavvufunu sade, samimi ve derin bir şekilde işledi. "Eski Anadolu Türkçesi" olarak adlandırılan tarihi devrin gelişmesinde önemli rol oynadı.

Yunus Emre'nin şiirlerinde terennüm edilen insani değerler

  • 9
  • 15
SEN BU CİHAN MÜLKÜNÜ
SEN BU CİHAN MÜLKÜNÜ

"Sen bu cihân mülkini Kâf'dan Kâf'a dutdun tut
Yâ bu 'âlem mâlını oynayuban ütdün tut"

Sadeleştirilmiş;

"Sen bu cihan mülkünü kaf'tan kaf'a tuttun tu
Ya bu alem malını oynayıban uttun tut"

Kaf'tan kaf'a: Bir uçtan öbür uca.
Utmak: Ütmek, kazanmak.

◾ Şiirlerinin ahenkli ve estetik olması, "ağaç at" (tabut) "alçakda tura" (alçak gönüllü olma), "biti" (amel defteri) gibi eski Türkçe kelimelere yeni manalar kazandırması bu dili sanat dili haline getirdi.

  • 10
  • 15
EY BENİ AYIPLAYAN
EY BENİ AYIPLAYAN

"İy beni 'ayıblayan gel beni 'ışkdan kurtar
Ger elünden gelmezse söyleme fâsid haber"

Sadeleştirilmiş;

"Ey beni ayıplayan gel beni aşktan kurtar
Elinden gelmez ise söyleme fâsid haber"

Fasid: Bozan, bozucu, bozulmuş.

Konya, Şam ve Azerbaycan'ı da kapsayan bir coğrafyayı dolaşan usta şairin, Allah ve insan sevgisini, dostluğu, kardeşliği, merhamet ve yardımlaşmayı öğütleyen İslam tasavvufundan kaynaklanan ve lirizmle beslediği şiirleri, yüzyılları aşarak günümüze kadar ulaştı.

  • 11
  • 15
CANIM KURBAN OLSUN SENİN YOLUNA
CANIM KURBAN OLSUN SENİN YOLUNA

"Canım kurban olsun senin yoluna
Adı güzel kendi güzel Muhammed
Şefaat eyle bu kemter kuluna
Adı güzel kendi güzel Muhammed"

Şefaat: Bağışlanmasını dileme, yardım etme.
Kemter: Değersiz.

◾ Şiirleri çeşitli coğrafyalarda dilden dile dolaşan şairin, "Divan" adlı önemli eseri ise Yunus Emre'nin şairlik gücünü yansıtır.

◾ Hece ve aruz ölçüsünün kullanıldığı Divan'da, mesnevi, gazel, musammat şeklindeki divan nazım biçimlerine de rastlanır.

  • 12
  • 15
HAK BİR GÖNÜL VERDİ BANA
HAK BİR GÖNÜL VERDİ BANA

"Hak bir gönül virdi bana hâ dimedin hayrân olur
Bir dem gelür şâdî olur bir dem gelür giryân olur"

Sadeleştirilmiş;

"Hak bir gönül verdi bana ha demeden hayran olur
Bir dem gelir şadan olur bir dem gelir giryan olur"

Hayran: Şaşırmış, şaşkın.
Şadan: Sevinçli, neşeli.
Giryan: Ağlayan.

◾ Yunus Emre'nin, Divan'da genellikle halk ve tekke şiirindeki geleneğe uyarak daha çok yarım kafiye kullandığı ve redife başvurduğu görülür.

◾ Genellikle dörtlükler ve beyitlerin olduğu eserde mecaz ve mazmun özellikleri de dikkat çeker.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN