Yüzyılın hastalığı: Bibliyomani
Modern çağ, çalışma hayatı, günlük hayatın rutin koşuşturmaları derken yeni hastalıklar türüyor. Bunlardan biri de hayatımıza giren yeni bir kavram 'bibliyomani'.
Giriş Tarihi: 17.10.2018
11:10
Güncelleme Tarihi: 17.10.2018
17:28
BİBLİYOMANLARIN EN İYİ HİSSETTİKLERİ YER
Ara sıra kitap evlerine Kitap okuma niyetiyle kitapevlerine gitseler bile kendilerini kitap alışverişi yaparken bulan bibliyomanların mutlaka okunması gereken kitaplar listesinde yer alan kitapların çoğu ellerinde vardır.
Kitap fuarları bibliyomanların en iyi hissettiğiniz yerlerdir. Fuar başlangıcından son gününe kadar gitse bile asla yetmez.
DÜNYA EDEBİYATINDA BİR BİBLİYOMAN
Flaubert, 16 yaşındayken gerçek bir olaydan esinlenerek kaleme aldığı bu ilk yapıtı Bibliomania'da belki de kitap hastalıklarından en fenasını kaleme alır. Barselona'da kitapçılık yapan Giacomo, sadece kitaplarıyla meşgul olmak isteyen, insanları görmekten huzursuzluk duyan bir bibliyomandır. "Bu adamın sahaflar ve eskiciler haricindeki kimselerle konuşmuşluğu yoktu. Ketum olduğu kadar hayalperest, nemrut olduğu kadar mahzun bir adamdı; tek bir düşüncesi, tek bir sevdası, tek bir tutkusu vardı: Kitaplar ." Her zaman kapalı hücresinde yaşayan Giacomo nadiren de olsa kitap müzayedelerinde görülür. Ketum, hayalperest ve karamsar olan bu adam sadece el yazmalarına dokunurken mutludur.
DÜNYA EDEBİYATINDA BİR BİBLİYOMAN
"Körün ışığı sevdiği gibi bilimi seviyordu. Yo! Sevdiği bilim değildi, onun seklini ve ifadesini seviyordu; bir kitabı, kitap olduğu için seviyordu. Kokusunu, şeklini, başlığını seviyordu."
BİBLİYOMANLARA BİR UYARI!
Unutmayın kitaplar dolusu bilgi biriktirmek, bilmek manasına gelmez. Karl Lagerfeld'in dediği gibi, "Satın aldığınız her kitapla birlikte onu okuyacak zamanı da satın almalısınız!"