Yılın öğretmeninden sarsıcı altı ders
1991 yılında New York'ta "Yılın Öğretmeni" seçilen John Taylor Gatto, Amerika'daki öğretim sistemine ciddi eleştirilerde bulunan bir yazı kaleme alır. Bunun ardından okul sistemlerindeki anlayış onu mesleğinden vazgeçmesine sebep olur. The Six-Lesson Schoolteacher " Öğretmenin Verdiği Altı Ders" başlıklı makalesiyle okul, öğretmen ve öğrenci kavramları hakkında herkesi bir kez daha düşünmeye zorlar. İşte, birçoğumuzun almak zorunda kaldığı o altı ders…
Giriş Tarihi: 26.06.2019
19:01
Güncelleme Tarihi: 26.06.2019
19:34
30 yıllık öğretmen olan Gatto, kitabında, okulu, eğitimi ve Amerikan eğitim sistemini sert bir şekilde sorgular, 'okulu' eleştirir. O, bir mekâna kapatılmaya dayalı okul eğitimine karşı çıkar. Çünkü çok farklı yönlere doğru gitme ve gelişme temayülünde olan bireysel hayatları tek tip haline getirdiğini, bireyleri yığınlaştırma emelinde olduğunu düşünür. Hatta okul sisteminin tüketim ekonomisine boyun eğdiğini savunur.
Yazara göre zorunlu eğitim Birleşik Devletlerde on dokuzuncu yüzyıl boyunca yerleştirilmeye çalışılmışsa da dişlerini tam anlamıyla 1905- 1915 yıllarında ülkeye geçirmiştir. İyi insan ve vatandaş yetiştirmek ve herkesin elinden gelenin en iyisini yapmasını sağlamak zorunlu okul eğitiminin gerekçesi olarak gösterilse de yazara göre; "bundan daha büyük bir yalan yoktur. Asıl amaç mümkün olduğunca fazla sayıda bireyi, tehdit oluşturmayacak bir düzeyde tutmak, standartlaşmış bir vatandaşlık öğretisi yaymak, başkaldırı ve özgünlüğü öldürmektir. ABD'de ve dünyanın her yerinde eğitimin amacı budur (s.20)."
Gatto'nun ısrarla üzerinde durduğu düşünce, ABD'de yerleştirilen zorunlu eğitimin köklerinin Prusya askeri devletine dayandığıdır. Yazar, Prusya eğitim sisteminin köle ruhlu insanlar ortaya çıkardığını belirtir. Ona göre; zorunlu eğitim düşüncesi, oldukça eskidir. Platon'dan beri birçok ütopyacı yazar bunun zeminini hazırlamıştır. Bu manada yazar Calvin, Francis Bacon, Spinoza, Thomas Hobbes, Johann Fichte, Charles Darwin gibi isimleri özellikle "fişler."
Birinci ders: “Ait olduğun sınıftan dışarı çıkma!
Okullarda ben ve benim gibi öğretmenlerin öğrettiği birinci ders, "Ait olduğun sınıftan dışarı çıkma!"dır. Sınıfta her öğrencinin bir numarası vardır, böylece aralarından biri sınıftan dışarı çıkarsa derhal sınıfa geri dönmesi sağlanır.
Aslına bakarsanız, çocukları numaralandırıp sınıflara doldurmak benim işim değil. Öğretmen olarak benim işim, çocukların toplu olarak kapatıldıkları sınıflardan memnun olmalarını, en azından bu eziyete katlanabilmelerini sağlamak. Eğer işimi doğru dürüst yaparsam, çocuklar kendilerini başka bir yerde hayal etme fırsatı bulamazlar. Vakitlerini, daha çok, sınıf içinde kıskançlık ve korku duyguları arasında salınarak geçirirler. Belki bu arada başarısız öğrencileri ya da sınıfları küçümsemeyi de ihmal etmezler.