Yılın öğretmeninden sarsıcı altı ders
1991 yılında New York'ta "Yılın Öğretmeni" seçilen John Taylor Gatto, Amerika'daki öğretim sistemine ciddi eleştirilerde bulunan bir yazı kaleme alır. Bunun ardından okul sistemlerindeki anlayış onu mesleğinden vazgeçmesine sebep olur. The Six-Lesson Schoolteacher " Öğretmenin Verdiği Altı Ders" başlıklı makalesiyle okul, öğretmen ve öğrenci kavramları hakkında herkesi bir kez daha düşünmeye zorlar. İşte, birçoğumuzun almak zorunda kaldığı o altı ders…
Giriş Tarihi: 26.06.2019
19:01
Güncelleme Tarihi: 26.06.2019
19:34
Birinci ders: “Ait olduğun sınıftan dışarı çıkma!
Okullarda ben ve benim gibi öğretmenlerin öğrettiği birinci ders, "Ait olduğun sınıftan dışarı çıkma!"dır. Sınıfta her öğrencinin bir numarası vardır, böylece aralarından biri sınıftan dışarı çıkarsa derhal sınıfa geri dönmesi sağlanır.
Aslına bakarsanız, çocukları numaralandırıp sınıflara doldurmak benim işim değil. Öğretmen olarak benim işim, çocukların toplu olarak kapatıldıkları sınıflardan memnun olmalarını, en azından bu eziyete katlanabilmelerini sağlamak. Eğer işimi doğru dürüst yaparsam, çocuklar kendilerini başka bir yerde hayal etme fırsatı bulamazlar. Vakitlerini, daha çok, sınıf içinde kıskançlık ve korku duyguları arasında salınarak geçirirler. Belki bu arada başarısız öğrencileri ya da sınıfları küçümsemeyi de ihmal etmezler.
Sınıf öyle bir yerdir ki bir asker düzeni gibi, çoğu zaman kendi düzeni içinde devam eder. Sınıf kendi düzenini korumasını bilir. Bu düzen, önceden tasarlanmış bir "rekabet düzeni"dir aslında. İşte okulda öğrenilen birinci ders budur. Sanırım, kendinize gelmeye başladınız.
Teori düzeyinde bakıldığında aslında düzen istenen yerde rekabet istenilmez. Çünkü rekabetin düzeni bozan bir yönü vardır. Ama okulda çocuklardan hem düzene uymaları, hem de rekabet etmeleri istenir. Bir öğretmen olarak çocukları sınavlardan daha yüksek not almaları için daima sıkıştırırım. Bunu yaparken, onlara ödül olarak başarılı sınıflara geçmeyi vaat ederim.
Üstü kapalı olarak da, onlara şunu telkin ederim hep: "Eğer yüksek notlar alıp başarılı bir öğrenci olursanız, büyüdüğünüzde işverenler size daha iyi iş verirler. Oysa benim gerçek hayatta edindiğim tecrübe, işverenlerin diploma notuyla pek az ilgili oldukları yönündedir. Tabii, ben bu telkini çocuklara asla doğrudan yapmam. Ama gerek derslerden gerek tavırlardan çocuklar bu mesajı alırlar."