Dünyanın ilk ve en eski ordu bandosu
Savaşın yüz yüze yapıldığı dönemde bir ordu bölüğü var ki ellerinde silah değil müzik aletleri var. Dünyanın ilk ve en eski ordu bandosu. Düşman, ordudan önce onların sesiyle irkiliyor. Develerin üstünde taşıdıkları devasa enstrümanlarıyla savaşa en önde dahil olurken, savaş bitiminde en son onlar geri çekiliyorlar. Günümüzde bile seslerini duyduğumuzda gururumuzu okşayan Mehter nasıl kuruldu, içeriğinde neler barındırıyordu ve geleneği nasıldı? Sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 17.12.2018
17:38
Güncelleme Tarihi: 06.12.2019
15:00
MEHTER TAKIMININ KIYAFETLERİ
Mehterlerin kıyafetleri göz alıcı renklerde ve biçimlerdeydi. Ağalar, arkalarına cübbeden daha geniş ve kolları uzun bir elbise olan kırmızı kaput veya çuha binişi bacaklarına kırmızı çuhadan çakşır, ayaklarına sarı mest-pabuç giyerler, başlarına kırmızı kavuk üzerine sarık sararlardı. Çalgıcılar ise mor, lacivert veya siyah çuhadan biniş, kırmızı bezden çakşır ve kırmızı mest-pabuç giyer, başlarına yeşil kavuk üzerine sarık sararlardı.
OSMAN GAZİ VE NEVBET GELENEĞİ
Tarihi geleneğe göre Osman Gazi'ye istiklal fermanının Söğüt'te bir ikindi vakti aştığı kabul edildiğinden bunun hatırası olarak barış zamanlarında da mehterhâne her gün ikindi zamanı av partileri dahil padişah her nerede bulunuyorsa huzurunda nevbet vururdu. Nevbeti cihada davet kabul eden Osman Gazi ayrıca Selçuklu sultanına karşı hürmet göstermek için ayakta dinlediğinden bu uygulama Fatih'in buna son vermesine kadar devam etmişti. Padişah cülüslarınde, kılıç alaylarında, zafer haberi geldiğinde ve arefe divanlarında da nevbet vurulurdu.
MEHTERLER İKİ İLERİ BİR GERİ ŞEKLİNDE YÜRÜMEZLER
Mehterlerin müzikleri ve göz alıcı kıyafetleri kadar kendilerine has tören yürüyüşleri de dikkat çekiciydi. Yürümeye sağ ayakla başlanır, üç adımdan sonra durularak sağa dönülür, sonra sol ayakla tekrar yürümeye başlanıp üç adımdan sonra aynı şekilde sola dönülürdü. Mehterlerin, kendilerini seyredenlere cephe göstererek daha azametli görünmeyi ve seslerini daha geniş bir alana yaymayı hedefledikleri anlaşılan bu yürüyüş tarzı bazı çevrelerde, "çağdaş medeniyet yolunda alaturka zihniyetle ilerleme" anlamı taşıyan ve tamamen yanlış olan "mehter gibi iki ileri, bir geri" sözünün ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
SALTANAT MEHTERLERİ PADİŞAH İLE GİDERDİ
Hassa mehterleri savaşa padişah veya serdarla birlikte giderler. İntikallerde saltanat sancaklarının arkasından at sırtında çalarak yol alırlardı. Savaşa sadece padişah ve serdar-ı ekrem mehterlerinde bulunan kösler de götürülür ve çift olarak fil veya deve sırtında taşınırdı. Serdar- ı ekrem mehterinde kös bulunmasının sebebi, padişahların bizzat sefere çıkmadıklarında saltanat sancaklarını serdar-ı ekreme teslim etmeleriydi; sancak münasebetiyle onun ayrılmaz eşi olan kösler de birlikte gidiyordu.
SAVAŞA GİDERKEN, SAVAŞTA VE SAVAŞ SONRASINDA MEHTER
Mehterler, çarpışmalar başladığında askerin cesaretini arttırmak ve düşmana korku vermek için daha büyük bir coşkuyla çalarlar. Özellikle kale muhasaralarında düşmanı uyutmamak amacıyla surların dibinde sabaha kadar çalmaya devam ederlerdi. Mehter takımı ordunun ric'at ve hatta bozgun hallerinde dahi görevini sürdürür, ancak en son birlik geri çekildikten sonra yerini terke derdi. Bundan dolayı mehterler İkinci Viyana Kuşatması bozgunu sırasında da en arkadan ve korumasız olarak çekildikleri için serdar-ı ekrem mehterhânesi dâhil neredeyse bütün takımların çalgıları düşman tarafından ele geçirilmiştir ve bugün çeşitli Avrupa müzelerinde sergilenmektedir.