Ecdadımızın tüm dünyaya emsal teşkil eden hayvan sevgisi
Türkler tarih boyunca hayvanlarla iç içe yaşayan ve onlara tarih sürecinde oldukça önemli ayrıcalıklar tanıyan, onlara değer veren bir millet oldu. Atalarımız, ölen atlar için mezar taşları ve kitabeler yaptırdılar. Kaya resimleri ve kilimlerde hayvan figürleri çoğunluktadır. Edebiyatta, türkülerde de hayvan sevgisi hissedilir derecede vurgulanır. Bu sevgi, Osmanlı döneminde de devam eder. Osmanlı'da hayvanlara bakılması için uşak tutulur, maaş verilir, fırıncılara ve kasaplara, köpekler için aylık para verilirdi. Sokak hayvanlarının beslenmesi için Mancacılık mesleği dahi oluşmuştu…
Giriş Tarihi: 30.06.2019
09:09
Güncelleme Tarihi: 30.06.2019
09:13
"Kim bir kuşu boş yere öldürürse, o kuş, avazını Arş'ın etrafını sararcasına yükseltip kıyamet gününde mahşere gelerek şöyle der: "Ey Rabbim! Beni öldürene sor niçin boş yere beni öldürdü?"
Zevk için avlanıp sonra hayvanı bir kenara atmayı "haram" olarak nitelendiren Şefkat Peygamberi'nin şu uyarısı ne kadar anlamlıdır: "Haksız yere bir serçeyi veya daha küçük bir hayvanı öldüren insandan Allah bunun hesabını mutlaka soracaktır."
İÇİRDİĞİ SUDAN DOLAYI CENNETLİK OLAN KİŞİ
Hadis kaynaklarının birçoğunda Allah'ın rahmetinin genişliğinden, merhametinin yüceliğinden bahsedilen bölümlerde, yaratılmışlara gösterilen şefkatin, insana Allah'ın affı ve rızası olarak geri döneceğinden söz edilir. Hemen hepsinde yer alan ve Sevgili Peygamberimizin eşsiz güzellikteki anlatımıyla hafızalarımızda yer eden bir hadiseyi burada paylaşmak istiyorum sizlerle… Şefkat Peygamberi (sav) Efendimiz şöyle anlatıyor:
"Seyahat etmekte olan bir kişi, çok susayınca bir kuyuya rastgeldi ve kuyuya inerek susuzluğunu giderdi. Yukarı çıkınca susuzluktan dolayı diliyle toprağı yalayan bir köpek gördü ve "bu köpek de benim gibi susamış" diyerek tekrar kuyuya indi, ayakkabısına su doldurarak yukarı çıktı ve suyu köpeğe içirdi. Allah Teâlâ, bu davranışından dolayı o kulundan razı oldu ve onu cennetlik kıldı."
Bir seyahat esnasında, Resûl-i Ekrem (sav) Efendimiz, huysuzluğunu bahane ederek devesine lânet okuyan bir kadının söylediklerini işitti. Bunun üzerine derhal kadının deveden inmesini, eşyalarının da indirilmesini ve devenin de bir daha insanların hizmetinde kullanılmamak üzere salıverilmesini emretti…
HAYVAN SEVGİSİNİ ÖNE ÇIKARAN İKİ ESER
Necati Cumalı ve Reşat Nuri Güntekin'in çeşitli alanlarda yazdığı eserler toplumsal faydayı esas alan öykülerden oluşur. Mekân olarak daha çok, yaşadığı İzmir yöresini ve çocukluk çağında terk etmek zorunda kaldığı Balkan coğrafyasını işleyen Necati Cumalı, güreşçi bir devenin olayların ana kahramanı olduğu "Yenilmez " adlı öyküsünde mekân olarak İzmir ve çevresini seçer. Yazar, deve güreşlerini canlı bir dille anlatmakla kalmaz; bütün yöre halkının yaşantılarını, eğlencelerini, sevinçlerini ve hüzünlerini de akıcı bir üslupla okuyucuya sunar bu öyküsünde.
Reşat Nuri Güntekin ise "Gamsızın Ölümü " adlı öyküsünde, anaokulu çocuklarının çok sevdiği bir köpeğin başından geçenleri ele alır. Her zaman minik çocukların yanında olan, onlarla eğlenip oynayan, sevimli ve diğer hemcinslerine hiç benzemeyen bu sokak köpeğinin hayat hikâyesini ve çocukların ona duydukları sevgiyi duygusal bir yaklaşımla kaleme alır.
TSK'nın 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü nedeniyle yaptığı paylaşım büyük beğeni topladı. Twitter hesabından yapılan ve askerlerin avuçlarında bir kediye süt verdiği fotoğraf, sosyal medya kullanıcıları tarafından kısa sürede yüzlerce kez paylaşıldı.