İslam tarihinin unutulmaz konuşmaları
İslam tarihi içinde bulunan önemli dönüm noktaları, dinin yayılmasında ve siyasi güç kazanılmasında büyük rol oynamıştır. Hicret, Endülüs'ün fethi, Malazgirt zaferi bunlara örnektir. Bu önemli olaylar gerçekleşmeden önce Müslümanlar önemli konuşmalara şahitlik etmiştir. Sizce Tarık bin Ziyad Endülüs'ün fethinden önce hangi konuşmayı yapmıştır? Sultan Alparslan hitabetiyle Müslümanların kalplerini nasıl kuvvetlendirmiştir? Peki, Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fetheden orduyu nasıl hazırlamıştır?
Giriş Tarihi: 25.11.2020
14:32
Güncelleme Tarihi: 27.02.2021
12:38
📌 Fatih Sultan Mehmet:
Mazinize layık bir şekilde savaşınız! Böyle demişti Fatih Sultan Mehmet fetihten iki gün önce askerlerine hitabında… Kuşatma iki aya yakın sürüyordu. . Fethe iki gün kala askerlerini toplayıp yaptığı konuşma, onlara cesaret vermek gayesi taşıyordu aynı zamanda askerî dehasının da bir kanıtı idi:
➡ Ey benim paşalarım ve beylerim ve ağalarım ve bu savaşta yoldaşlarım! Benim sizleri buraya getirmekten ve davetten gayem; şimdiye kadar yapılan işlerde bir eksiklikten dolayı değil, ancak yapılmasını düşündüğüm genel hücumda daha büyük hamiyet ve şecaat gösterilmesine sizleri tahrik ve teşvik içindir. Bir kısmınız bu görevin yapılmasına öyle bir derece gayret ve himmet gösteriyorsunuz ki her nev'i fedakârlığı, buradan başarıya ulaşmadan dönmek küçüklüğüne tercih ettiğinizi her an görmekteyim. Bir kısmınız bununla da yetinmeyip türlü teşvikler ile yüksek hislerinizi başkalarına da aşılamaya çalışıyorsunuz ki bu da gözlerimden kaçmamaktadır…
➡ Şehrin alınmasının pek o kadar kolay olduğunu zannetmeyiniz ve düşünmeyiniz. Savaşanlar için surları aşmak pek zordur ve aşanlar da büyük tehlike ile karşı karşıyadır. Ama görüyorsunuz ki bütün hendekler doldurulmuş ve karaya bakan kale, üç yönden o derece tahrip edilmiştir ki, sizin gibi silahlı ve hafif silahlı olanlarca değil, atlara ve ağır surette silahlı süvarilerce bile kolaylıkla geçilmesi mümkündür. Şimdi sizlere alınması güç bir kale yerine, at ve silah ile geçilmesi mümkün bir ova veriyorum. Karşımızda savaş düzeninde dizilenlere gelince, bunlar hakkında da birkaç söz söylemek gerekir.
➡ Bunlar pek az olmakla beraber ekserisi silahsız ve savaş alanında tecrübesiz kişilerdir. Bizim tarafımızdan devamlı olarak savaşa maruz ve mecbur edildikleri için boş vakitleri de yoktur. Hem de artık şimdiye kadar olduğu gibi yalnız uzak mesafeden silah kullanarak ve geçici hücumlar ve taarruzlarla değil, bir defa savaşa başladığımızda dövüş gece ve gündüz zincirleme devamlı olacak surette savaşacağız. Ve izlediğimiz amaç olumlu bir şekilde sonuçlanmadıkça ne mütareke ve ne de dövüş durdurulacaktır . Binaenaleyh düşman, bu devamlı savaşın meydana getirdiği ağırlık, zahmet ve yokluktan bîtap düşerek teslim olmak zorunda kalacaktır.
Tarık bin Ziyad kimdir?
➡ Evvela bu adamlar akıl sahibi olmadıkça, hiçbir çıkarları bulunmadıkça başkalarının yararı için kendilerini hiçbir zaman tehlikeye karşı bırakmak istemeyeceklerdir. Ayrıca bu adamların her biri bir yerden toplanmış çeşitli insanlardan ibaret olduğu cihetle, bunların esas maksatları savaşmak değil, kazanıp gitmektir. Sebat ve mukavemet gösteriyorlarsa da her yönde savaşın bütün şiddetiyle alevlendiğini ve ölümün yaklaşmakta olduğunu gördüklerinde, iyi biliyorum ki o vakit, bu adamlar dakika kaybetmeden silahlarını atarak yüzlerini çevirecekler ve arkalarına bakmadan kaçacaklar ve hiçbir şey onları kaçmaktan alıkoyamayacaktır.
➡ Aksi bir düşünüşle dayansalar dahi maharet ve cesaretimiz, onların hakkından gelecektir. Halbuki bu faraziyeye ben asla ihtimal veremem. Görüyorsunuz ki bu şehir, denizden ve karadan her yönden bir şebeke içinde bulunuyor gibi kapalı ve sarılıdır. Şimdiden sonra silahımızdan kurtulması mümkün değildir. Sizler de bütün yiğitliklerinizi takınınız ve maiyetinizi sıcaklık ve kahramanlığınıza katınız ve tam bir şevk ile vazifelerini görmeye teşvik ediniz. Onlara anlatınız ki savaşta kârlı çıkmak üç şeye bağlıdır: Azim, Namus, İtaat. Askerî itaat nedir? Askerî itaat, herkesin bulunduğu yer ve durumu iyice koruması, sessizlik ve düzen ile hareket ve davranıştan ayrılmamasıdır. Bu düzen ile her biriniz, üstünüzden gelen emri işitir ve sizden emir bekleyenlere de emirlerinizi duyurabilirsiniz.
➡ Gerektiği zaman sessizlik ile hareket edilir. Gerektiği zaman da bağırılır, haykırılır ve yerine göre hareket edilir. Savaşta ve özellikle kale dövüşlerinde bu usul pek faydalıdır. Bütün davranışlarınızda düzen ve tertip ile hareket edildiği zaman sonunda başarıya ulaşmak kesindir. Mazinize layık bir şekilde savaşınız.