RÜZGÂR VE MÜMİN
Ebu Hureyre'den (RA) nakledildiğine göre, Rasulullah (SAV) şöyle buyurmuştur: Mümin yeşil ekine benzer. Rüzgâr hangi taraftan eserse onu o tarafa yatırır, fakat yıkılmaz. Rüzgâr sakinleştiğinde yine doğrulur. İşte mümin de böyledir, o bela ve musibetler sebebiyle eğilir, fakat yıkılmaz. Kâfir ise dimdik servi ağacına benzer ki Allah (CC) onu dilediği zaman bir defa da söküp devirir. (Buhari, Tevhid, 31)
◾ Rüzgâr ve mümin, yol uzun, yolculuk zordu. O ise bir garip yolcuydu. Omzunda eski heybesi, yüreğinde ömründen uzun emelleri yola koyulmuştu. Aslında biliyordu, kendisini bekleyeni. Yolculuk, meşakkat demekti. Musibetlere, kazalara, belalara, ibtilalara başladı, yol boyu. Kimi zaman güneş yüzünü gösterse de çoğu kere karanlıklar da yönünü kaybetmemek için çabaladı. Yağmur, fırtına demeden menziline varmaktı derdi ve bunun için büyük bir mücadele verdi.
◾ Günahlar ve isyanlar türlü tuzaklar kurdular ona. Her biri birer dev misali yolunu kesti. Ancak o günah kuyularına her düştüğünde tövbe ipine sarıldı.
◾ Sabrın elinden tuttu, fırtınalı gecelerde tevekkül limanına sığındı. Kendisini yoldan çıkarmak isteyen rüzgârlar ile boğuştu, soğuk poyrazlara göğsünü siper etti. Eğilmemek için kırılmamak için esen her rüzgâra kapılmamak için büyük bir mücadele verdi. Çünkü o mümin idi.
Devamını dinlemek için tıklayınız