Ashab-ı Kehf olayı nedir?
Müslümanların kıssalarında olduğu kadar Hristiyanlık, Yahudilik ve hatta Hint kutsal kitaplarında da yaygın olarak anılan bir olaydır Ashab-ı Kehf. Putperest bir kavmin içinde Allah'ın varlığına ve birliğine inanan bir grup genç, bu inançlarını açıkça dile getirip putperestliğe karşı çıkmış, taşlanarak öldürülmekten veya zorla din değiştirmekten kurtulmak için mağaraya sığınmışlardır. Bir mağarada yıllar, belki de yüzyıllarca uyuduktan sonra tekrar uyandırılmışlardır. Peki, Kur'an-ı Kerim'de de zikredilen bu olay ne zaman, nerede gerçekleşmiştir? Ölümden sonra dirilişin bir örneği olan bu olay hakkında Kehf suresinde neler anlatılır? Mağaraya sığınanların gerçek sayısı bilinebilir mi?
Giriş Tarihi: 29.11.2019
10:03
Güncelleme Tarihi: 02.04.2020
14:01
ASHAB-I KEHF’İ ANLATAN BİR KİTABE Mİ VAR?
Ashâb-ı Kehf'in isimleri ise dokuz kişi olarak, fakat Hristiyan kaynaklarında olduğu gibi farklı şekilde nakledilmekte köpeklerine de "kıtmîr" adı verilmektedir. Kur'ân-ı Kerîm'de Ashâb-ı Kehf ile birlikte anılan rakīm hakkında kaynaklarda birbirinden farklı görüşler yer almaktadır.
Bunun Ashâb-ı Kehf'in içinde bulunduğu vadinin veya dağın yahut memleketlerinin, hatta köpeklerinin adı olduğunu iddia edenlerin yanında, onların adlarının veya maceralarının yazıldığı bir kitâbe, bakır veya kurşun bir levha olduğunu söyleyenler de vardır.
ASHABÜ’R RAKİM İLE ASHAB-I KEHF AYNI ŞEY Mİ?
Buhârî de rakīmin kitâbe olduğunu söyler. Bazı tarihçilere ve el-Müsned'deki bir rivayete (IV, 274) göre Ashâbü'r-rakīm, Ashâb-ı Kehf'ten başka kimselerdir. Nakledildiğine göre bunlar yağmurlu bir günde bir mağaraya sığınmak zorunda kalan üç kişiydiler.
Dağdan yuvarlanan bir kaya mağaranın ağzını kapayınca, hayatları boyunca yaptıkları en değerli birer iyiliği anarak bu sıkıntıdan kurtulmaları için Allah'a dua ettiler. Allah da dualarını kabul ederek onları kurtardı. Arap coğrafyacılarına göre ise rakīm bir yer adıdır.
KEHF SURESİNİN NÜZULU HAKKINDAKİ RİVAYET
Ashâb-ı Kehf'in Hz. Îsâ'dan önce mi yoksa sonra mı yaşadığı, dolayısıyla hangi dine mensup olduğu konusunda da bir açıklık yoktur.
Kehf suresinin nüzul sebebi ile ilgili rivayete göre, Medine Yahudileri, Kureyş müşrikleri tarafından akıl danışmak üzere kendilerine gönderilen Nadr b. Hâris ile Ukbe b. Muayt'a, üç şeyi Peygamber'e sormalarını tavsiye ederler; eğer bilirse gerçek peygamber olduğunu, aksi halde peygamber olmadığını söylerler.
ASHAB-I KEHF, HZ. İSA’DAN ÖNCE Mİ YAŞADI?
Medine Yahudilerinin Peygamber'e sorulmasını istedikleri ilk soru Ashâb-ı Kehf'le ilgilidir. Bu sebeple onların Hz. Îsâ'dan önce yaşadıkları ileri sürülmüştür.
Nitekim Ebü'l-Hasan el-Mâverdî bu gençlerin Hz. Îsâ'dan önce yaşadıklarını söylemektedir.
KISSANIN GEÇTİĞİ YER TAM OLARAK BİLİNEBİLİR Mİ?
Kıssanın geçtiği yerle ilgili olarak da çeşitli rivayetler mevcuttur. İspanya, Cezayir, Mısır, Ürdün, Suriye, Afganistan ve Doğu Türkistan'da Ashâb-ı Kehf'e ait olduğu ileri sürülen mağaralar vardır. Anadolu'da ise Efes, Tarsus ve Efsûs (Arabissos, Afşin) olmak üzere üç yer gösterilmektedir.
Kur'ân-ı Kerîm'in takip ettiği metot gereği bu ve benzeri kıssalarda, verilmek istenen mesajı ikinci plana itecek ve kıssanın asıl gayesini gölgeleyecek ayrıntı türünden bilgilere yer verilmemiştir. Mağaradakilerin kaç kişi oldukları, ne zaman ve nerede yaşadıkları ve kaç yıl uykuda kaldıkları gibi alınacak ders bakımından önemli olmayan bilgilerden ziyade üzerinde düşünülmesi, ibret alınması gereken hususlar ön plana çıkarılmıştır.