📌 Fitre diğer adıyla fıtır sadakası, maddi durumu yerinde olup Ramazan ayının sonuna yetişen Müslümanın, belirli kimselere vermesi vacip olan bir olan sadakadır. Ramazan orucunu tutup bayrama ulaşmanın bir şükrü olarak verilir.
➡ Müslümanlar, kendisinin ve küçük çocuklarının fitrelerini vermekle yükümlüdür. Hz. Peygamber, köle-hür, büyük-küçük, kadın-erkek her Müslümana fitrenin gerektiğini ifade etmiştir.
➡ Muâz bin Cebel anlatıyor: "Hz. Peygamber (sav) ile bir yolculuktaydım. Sonra Allah Resûlü şöyle buyurdu: "Sana hayır kapılarını bildireyim mi? Oruç bir kalkandır. Sadaka suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları söndürür. Ve (hayır kapılarından) biri de kişinin gece kalkıp namaz kılmasıdır." Ardından, "Onlar, korkarak ve ümit ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarlar. Hiç kimse, yapmakta olduklarına karşılık olarak, onlar için saklanan göz aydınlıklarını bilemez." (Secde, 32/16-17) âyetlerini okudu..."
(Tirmizî, Îmân, 8)
➡ Fıtır sadakası, Ramazan bayramının birinci günü ya da daha önce verilebilir. Ancak, bayram namazından önce verilmesi sevap olarak kabul edilir. Fitrenin bayramın birinci gününden sonraya bırakılması ise caiz değildir.
➡ Fıtır sadakalarının bayramdan önce verilmesiyle maddi durumu yerinde olmayan Müslümanların yiyecek ve giyecek gibi ihtiyaçları giderilmiş olur. Böylelikle onlar da bayram sevinci tadarak kendilerini yalnız ve garip hissetmeyecektir.
➡ Abdullah bin Ömer, Peygamber Efendimizin (sav) ashabına fıtır sadakasından yedirmedikçe bayram namazına çıkmadığını nakletmektedir.
➡ İbn Abbâs şöyle aktarır: "Resûlullah (sav) hem oruçluyu (işlediği) faydasız fiillerden ve (söylediği) kötü sözlerden temizlemek, hem de fakirlere gıda (temin etmek) üzere fıtır zekâtını farz kıldı. Artık kim bunu bayram namazından önce öderse, o makbul bir zekâttır. Kim de bunu bayram namazından sonra öderse, o sadakalardan bir sadakadır."
(Ebû Dâvûd, Zekât, 18; İbn Mâce, Zekât, 21)