Bilime yön veren Müslüman alimler ve icatları
Bugünkü teknolojinin temelleri, yüzlerce yıl önce Doğu'nun saraylarında, rasathanelerinde ve medreselerinde Müslüman bilim adamları tarafından atıldı. Bu alimler, icatlarıyla tüm dünyayı etkileyerek bilime yön verdi. Meryem el Usturlabi'den Cezeri'ye, İbni Sina'dan Aziz Sancar'a dünya tarihine yön veren bilim insanlarını sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 29.02.2020
17:42
Güncelleme Tarihi: 29.02.2020
18:01
İbnü'n Nefîs'in tıp tarihindeki en önemli başarısı küçük kan dolaşımını keşfetmesiydi. Câlînûs ve onu bu konuda izleyen İbn Sina'nın ileri sürdüğü, yürekteki kanın sağ karıncıktan sol karıncığa bir menfez yardımıyla geçtiği şeklindeki varsayımı, iki karıncığı ayıran septumda kanın geçeceği bir menfezin gözlenmediği gerekçesiyle reddeden İbnü'n-Nefîs, kanın sağ karıncıktan pulmonar arterle akciğere gittiğini ve akciğerden pulmonar ven ile kalbin sol tarafına geldiğini ortaya koymuş ve böylece küçük kan dolaşımını açık bir ifadeyle izah etti. Batılı hekimler ancak İbnü'n Nefîs'ten 300 yıl sonra küçük kan dolaşımından söz etmişti.
İbnü'n Nefis aynı zamanda başarılı bir cerrahtı. Ona göre her ameliyat üç aşamadan meydana gelir: Muayene ve teşhis, operasyon, ameliyat sonrası bakım.
Gerçek adı Ebu Ali Hüseyin, çağdaşları Şeyhü'l-reis öğrencilerinin Reis, Batı dünyasının ise Avicenna adıyla tanıdığı İbni Sina, her ne kadar hekim olarak şöhret yapmışsa da matematik, astronomi, fizik, kimya, jeoloji, felsefe, teoloji, şiir ve müzik onun dehasıyla zenginleşti. Kuşyar adlı bir doktorun yanında okuduğu tıp kitapları sayesinde tıpta yoğunlaştı. İbni Sina 57 yıllık yaşamına birçok bilimsel ve felsefi çalışmanın yanı sıra devlet adamlığını da sığdırdı.
Tıpla ilgili 2 önemli kitabı bulunur. İlki, Kalp İlaçları Risalesi ve Kanun'dur. Bu eserinde önce kalp hakkındaki teorileri ve genel olarak ilaçların özelliklerini ele almış, sonrasında kalp ilaçlarını ele alıp, alfabetik sırayla onların özelliklerini ve hangi kalp rahatsızlığına iyi geldiğini belirtti.
MATEMATİK FELSEFESİNİN KURUCUSU
Diğeri de İslam dünyasının yanı sıra Avrupa'da da tanınmasını sağlayan El Kanun Fi't Tıb (Tıbbın Kanunu) isimli eseridir. Yaklaşık altı yüzyıl boyunca Asya ve Avrupa'daki tıp okullarında okutulan bu eser 5 ciltten oluşur.
Çin, Hint, Mısır'ın geleneksel tıp bilgilerini de içerir. Eserde kanıta dayalı tıp, deneysel tıp, klinik testler, verimlilik analizi, risk faktörü ve sendrom a dayalı hastalık teşhisi gibi konular yer alır. Ayrıca ilaçbilim alanında önemli bilgilerde bulunur. Ancak, eserin gözlem ve deneye dayanan, ama bir yandan da hurafelerden tam olarak da kurtulamayan özelliği de görülür.
İbni Sina matematikte mantık ve öklit geometrisini ünlü matematikçi Abdullah Natili'den, fizik, matematik ve metafiziği kendi kendine öğrenmişti. Matematik kavramları üzerinde duran İbni Sina'nın matematik felsefesinin kurucularından biri olduğu söylenebilir.
Fizikle ilgili olarak optik, fizyolojik optik ve dinamik konularına ilgi duyan ve bu konudaki klasik bilgileri tartışarak yeni görüşler ileri süren İbni Sina, fizikteki önemli konulardan birisi olan hareketin açıklanmasında, Aristo'nun görüşüne karşı çıkar ve herhangi bir cisim bir engelle karşılaşmıyorsa onun hareketinin sürekli olduğunu söyler. Bu, daha sonra Newton tarafından da aynı şekilde ifade edilen Birinci Newton Yasası'dır.