Arama

Eylemlerin ibadet olabilmesinde niyetin yeri ve önemi

Yaptığımız ibadetlerin kalbinde yer alan niyet kavramı amelimizin kabuliyetini etkileyen en temel unsurdur. Samimiyetin bir yansıması olan niyet ile günlük hayattaki davranışlar ibadete tebdil olabileceği gibi, ibadetler birer gösterişe de dönüşebilir. Bu yönüyle niyet kulluğun sırrı ve amellerin özüdür.

Niyetin bozuk olması

Niyet günlük davranışlarımızı ibadete çevirebildiği gibi, zahiren hayır gibi görünen işlerimizin de günaha dönüşmesine sebep olur. İhlas ile olmayan veya Allah (CC) rızası dışında başka bir amaçla yerine getirilen ameller kişiye sevap kazandırmaz.

➤ Özellikle ibadetlerde halis bir niyete dayanmayan ameller zamanla hastalıklı ve günahlı bir eylem olan riyaya dönüşür. Bu da kişinin maneviyatını ifsad edip, Allah'ın (CC) rızasından uzaklaştırır.

Ey iman edenler! Allah'a ve âhiret gününe inanmadığı halde malını insanlara gösteriş yapmak için harcayan kimse gibi sadakalarınızı başa kakmak ve incitmek suretiyle boşa çıkarmayın. O kimsenin misali, üzerinde toprak bulunan düzgün ve yalçın bir kayadır; kayanın üzerine şiddetli bir yağmur yağmış, onu çıplak halde bırakmıştır. Bu gibilerin kazandıkları hiçbir şeyden istifadeleri olmaz ve Allah, inkârcı topluluğa hidayet vermez.

(Bakara Suresi 264. Ayet)

Bakara Suresi 264. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın

Bakara Suresi 264. Ayet Tefsiri

Malî yardımın, infak ve sadakanın Allah rızâsı için yapılmış olmasının kesin işareti, yardım yapılan kimseden hiçbir menfaat beklememek, onu yardım sebebiyle minnet altında tutmamak, incitmemek, hiç böyle bir şey olmamış gibi davranmaktır. Büyük ecri bu şekilde verenler alacak, korku ve üzüntüden kurtulma saadeti de bunların olacaktır. Vâhidî'nin rivayetine göre 262. âyet Hz. Osman ve Abdurrahman b. Avf'ın, Tebük Seferi öncesinde orduya yaptıkları yardım vesilesiyle gelmiştir. Bu iki büyük sahâbîden birincisi savaş araç ve gereçleri olmayan bütün gazilerin bu ihtiyaçlarını karşılamış, ikincisi de servetinin yarısını bağışlamıştır (Esbâbü'n-nüzûl, s. 61). Kendisine sadaka verilecek kişiye karşı takınılacak tavır bir şekilde onu incitecekse bunu vermek yerine uygun sözler söylemek ve ihtiyacını arzeden kişiyi hoş görmek, durumunu başkalarına duyurmamak mânevî sonuç, ecir ve ahlâkî davranış olarak tercih edilmektedir. İnsanları, sadaka ve malî yardım yüzünden minnet altında bırakmaya ve incitmeye kalkışanların bu davranışı, Allah'a ve âhirete iman etmeyen, başkalarına gösteriş olsun diye veya kişiden menfaat beklediği için harcama yapan kimselerin davranışlarına benzetilmiş, bunun da semere ve sonucu kaya misaliyle anlatılmıştır.

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

İçimizdeki düşman: Riya

İhlas ile niyetin ilişkisi

➤ Büyük İslam alimi İmam Gazali, kişinin sadece "Niyet ettim Allah rızası için şu işi yapmaya" demesinin niyet olduğunu zannedebileceğine, halbuki niyetin "kalbin hemen veya gelecekte fayda sağlayacağına inandığı tarafa yönelişi" anlamına geldiğine dikkati çeker; bunun yanı sıra kalpte meylin oluşmasında sebeplere sarılmanın önemli olduğunu belirtir.

İmam Gazali'den 30 öğüt

  • 10
  • 10

➤ İslam'a göre kulların amel veya fiillerinin makbuliyeti "niyet" merkeziyetinde değerlendirilir. Amellerde insana sevap kazandıran esas şey ise fiili olarak o amele hangi saik üzere yöneldiğidir.

➤ Örneğin niyeti, sadaka veya yardım görünümü altında insanları aldatmak olan bir kişi, bu fiiliyle sevaptan çok, kalbinde taşıdığı gösteriş veya kötü niyetten dolayı cezaya maruz kalır veya en azından kendisine bu fiilin herhangi bir hayrı dokunmaz.

Hayır ve şer nedir?

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN