Hadislerin rehberliğinde İslam'da rüya kavramı
Rüya, Allah'ın en güzel şekilde yarattığını beyan ettiği insanın, üzerindeki sır perdesi henüz açılmamış gizemli bir dünyasıdır. Rüyalar hakkında hepimizin belli başlı muammaları vardır. Peki, yüce dinimiz İslam, rüyalarla ilgili neler söyler? Kaç çeşit rüya vardır, hadislerde rüyalardan nasıl bahsedilir? Rüya tabiri aslında ne demektir? İşte hadislerin ışığında İslam'da rüya kavramı…
Giriş Tarihi: 14.06.2020
09:29
Güncelleme Tarihi: 14.06.2020
10:06
"Müminin sâdık rüyası nübüvvetin kırk altıda biridir." (Buhârî, "Taʿbîr", 5; İbn Mâce, "Taʿbîr", 1; Tirmizî, "Rüʾyâ", 2-3)
Resûlullah'ın sabah namazından sonra sahâbîlere, "İçinizde rüya gören var mı?" diye sorduğu, varsa tabir ettiği zaman zaman kendi rüyalarını da anlattığı ve tabir ettiği yahut ashaptan birine tabir ettirdiği, güzel rüyaların anlatılıp tabir edilmesini hoş karşıladığı, kötü rüyaların anlatılmasını ve tabir edilmesini istemediği belirtilmiştir. (Buhârî, "Taʿbîr", 47; Ebû Dâvûd, "Îmân", 10; Dârimî, "Rüʾyâ", 13)
İSLAM ALİMLERİ RÜYA HAKKINDA NE DÜŞÜNMÜŞTÜR?
Rüya konusunda genel görüşleri derleyen Ali b. Hüseyin el-Mes'ûdî, ruhun dinginlik ve berraklık derecesine göre rüyaların az veya çok gerçek çıkacağını belirtir (Mürûcü'ẕ-ẕeheb, II, 175-179) . Gazzâlî rüyayı, uykuda insan ruhu ile levh-i mahfûz arasındaki perdenin kalkmasıyla levhte yazılı olan şeylerin bazısının insan kalbine yansıması olarak açıklar (İhyâ, IV, 903). Fahreddin er-Râzî de benzer açıklamalar yapar (Mefâtîḥu'l-ġayb, XVIII, 135).
İbn Haldûn'a göre rüya, uykuda insan ruhunun mânalar âlemine dalması sonucunda gaipten kendisine akseden varlıklara ait şekil ve sûretleri bir anda görmesinden ibarettir. Eğer bu akis zayıf, hayaldeki remzi de açık bir şekilde aks ettirmiyorsa tabire muhtaçtır (Mukaddime, I, 380-384). İbn Haldûn, Muḳaddime'nin meslekler bölümünde rüya tabiri ve tabircilerinden, rüyanın doğruluğuna delâlet eden alâmetlerden ve rüyanın vahiyle münasebetinden söz eder.
İbn Sînâ'ya göre rüyalar yalnız metafizik âlemden nefse gelen etkilere dayanmaz, ayrıca insanın fizyolojik durumundan kaynaklanan rüyalar da söz konusudur. Aç kimsenin rüyada yiyecek, üşüyenin ateş görmesi bu türdendir. Bu durumda nefis ilk gördüğü şeyler üzerine hayaller oluşturmaya başlar. Bunlar karışık rüyalar olup ancak tabirle açıklanabilir. Muhayyile gücü bazan olayları gerçek şekliyle, bazan benzerleriyle tahayyül eder, bazan da nefis melekût âlemiyle iletişime girmeksizin bir şeyi gerçekten müşahede ediyormuş gibi davranır, halbuki nefsin gördüğü şey onun sûreti değil benzeridir.
İslâm kültüründe rüyaların yorumlanması (tabir) yaygın bir uygulamadır. "Uykuda yaşanan olayların enfüsî ve âfâkî yönlerini ayırt edip bir karîne ile onların ötesindeki hakikate geçme" demek olan tabir sembolik bir dilin çözümlenmesidir. Rüya tabiri yapanlara "muabbir", bu maksatla yazılan kitaplara "tâbirnâme" denilmektedir. Rüya tabir edenin rüyada görülen hayalî şekillerin iç ve dış yönlerini ayırt edip bir karîne ile ötelerindeki hakikate ulaşması, rahmânî olanını şeytânî olanından ayırt edecek maharette olması gerekir.