Hayber'in fethi nasıl gerçekleşti? Hz. Peygamber nasıl zehirlendi?
Hayber, İslam tarihi için önemli bir yere sahipti. Yahudiler sayıca çok olmalarına güvenip Müslümanları savaşa zorladı. Hicretin 7. senesi Muharrem ayı sonlarında gerçekleşen gaza, on dört gün sürdü. Bu savaştan sonra Yahudilerin İslam düşmanlığı bertaraf edildi. Peki, Efendimizin fethin eliyle gerçekleşeceğini söylediği sahabe kimdi? Hz. Peygamber, Hayber Savaşı'ndan önce nasıl dua etti? Yahudiler, Peygamber Efendimizi nasıl zehirlemeye teşebbüs etti?
Giriş Tarihi: 07.07.2020
09:19
Güncelleme Tarihi: 07.07.2021
09:24
Savaşa katılan hanım sahabeler
Hayber gazasına katılan sahabelerin 1400'ü piyade, 200'ü de atlıydı. Hayber Seferi'ne katılan Müslüman kadınlar bulunuyordu. Hanım sahabeler, seferde yaralı askerleri tedavi etmek için savaşa katılmak için Peygamberimizden müsaade istemiş, müspet cevap almışlardı. Tedavi ile kalmayıp, sahabelerin yemeklerini pişirip, eğ eğirdiler. Gazaya katılan Müslüman kadınlar şunlardı: Hz. Ümmü Seleme, Hz. Safiyye binti Abdulmuttalib, Ümmü Eymen Bereke, Peygamberimizin (sav) azatlısı Ebu Râfi'in zevcesi Leyla, Asım b. Adiyy'in zevcesi, Ümmü Umâre Nesîbe binti Ka'b, Ümmü Şübas, Küaybe binti Sa'd el-Eslemiyye, Ümmü Muta el-Eslemiyye, Ümmü Süleym binti Milhan, Ümmü Dahhâk binti Amr b. Haram, Hind binti Amr b. Haram, Ümmü'-A'lâ el-Ensariyye, Ümmü Âmir el-Eşheliyye, Ümmü Atiyye el-Ensariyye, Ümmü Salît, Ümeyye binti Kays, Abdullah b. Uneys'in zevcesi Hubla, Ümmü Sinan, Hazrec b. Ziyad el-Eşcâî'nin babaannesi.
Gaza heyecanıyla şair olan Âmir bin Ekva' şu şiiri terennüm etti:
"Ey Allah'ım! Sen bize hidayet ve rahmet ihsan etmemiş olsaydın, biz muhakkak dalâlet ve sapkınlık içinde kalırdık! Bizim üzerimize yürüyen kâfirler, bizim kaçındığımız fitne ve fesadı (dinden döndürme kötülüğünü) bize yapmak istedikleri ve bizimle karşılaştıkları zaman, kalplerimize sükûnet ve metanet indir, ayaklarımıza sebat ver! Peygamber Efendimiz (sav), şiiri okuyanın kim olduğunu sorup, Âmir bin Ekva' olduğunu öğrenince de, "Allah ona rahmet etsin." buyurdu.
Sîre, 3:343; Müslim, 3:1428.
Efendimiz, kime böyle rahmet ve mağfiret dileyerek dua ederse o kişi muhakkak şehit olurdu. Nitekim Âmir b. Ekvâ, Hayber'de şehit oldu.
Tarihte nam salmış Bürde Kasidesi
Peygamberimiz yüksek sesle tekbir getirilmesini neden istemedi?
Sahabeler, Hayber'e doğru ilerlerken bir vadiye erişinde beraberce yüksek sesle "Allahu ekber! Allahu ekber! Lâ ilahe illallâhu vallâhu ekber!" diyerek tekbir getirmeye başladı. Efendimiz bunun üzerine " Nefislerinize karşı merhametli olun! Zîrâ sizler, sağır birisine hitâb etmiyorsunuz, muhâtabınız gâip de değildir. Siz, gören, işiten, (nerede olursanız olun) sizinle olan bir Zât'a, Allah'a hitâb ediyorsunuz. Dua ettiğiniz Zât, her birinize, bineğinin boynundan daha yakındır." buyurdu. (Buhârî, Deavât 50, 67; Müslim, Zikr, 44)
Hz. Peygamber’in Hayber Savaşı’ndan önce yaptığı dua
İslam ordusu, Şıkk ile Natat Kalesi arasından Hayber'e ilelerken Efendimiz onları durdurdu ve şöyle dua etti:
"Ey göklerin ve gölgelediklerinin Rabbi olan Allah'ım! Ey yerlerin ve yüklenip taşıdıklarının Rabbi olan Allah'ım! Ey şeytanların ve saptırdıklarının Rabbi olan Allah'ım! Ey rüzgârların ve savurduklarının Rabbi olan Allah'ım! Biz Senden bu kentin hayrını ve iyiliğini, bu kent halkının hayrını ve iyiliğini ve kentte bulunan her şeyin hayrını ve iyiliğini dileriz! Bu kentin şerrinden, bu kent halkının şerrinden, bu kentte bulunan her şeyin şerrinden de Sana sığınırız! Haydi ilerleyiniz, Bismillah!"
(İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c. 3, s. 343)
Hz. Peygamberin hadislerinde geçen dualar
Hz. Peygamber'in Medine'den çıktığını haber alan Yahudiler, her gece Müslümanların gelişini telaşla beklemişlerdi. Hz. Peygamber'in oraya vardığı gece, Yahudiler derin bir uykuya daldı, horozları dahi ötmedi.
Enes b. Malik şöyle anlatır: "Resûlullah aleyhisselam bir kavimle çarpışacağı zaman, sabah olmadıkça onlara ansızın baskın yapmaz, ezan sesi işitirse baskın yapmaktan vazgeçer, ezan sesi işitmezse baskın yapardı. Hayber'e geceleyin inmiştik. Resûlullah aleyhisselam orada geceyi geçirdi. Sabah namazını Hayber'in yanı başında, daha karanlık iken kıldık. Sabah olup Hayber'den ezan sesi işitmeyince hayvanına bindi. Bizler de hayvanlarımıza bindik. Ben Ebu Talha'nın terkisine bindim. Giderken, benim dizim Resûlullah aleyhisselamın dizine değmekte idi.
Sabahleyin, Hayber işçileriyle karşılaştık. İşçiler, kaleden çıkıp, araçları, zenbilleri, kovaları ile tarlalarına gidiyorlardı. Resûlullah aleyhisselamla askerlerini görür görmez: İşte Muhammed ve hamîs (askeri birlik)! İşte Muhammed ve Hamîs! Vallahi, Muhammedi İşte Muhammed ve Hamîs!' diyerek bağırıştılar ve hemen arkalarına dönüp kaçtılar.
Resûlullah aleyhisselam, ellerini kaldırdı ve: 'Allahu ekber! Allahu ekber! Harap olup gitti Hayber! Biz düşman bir kavmin yurduna baskın yapıp girdik mi, uyarılmış olan o kâfirlerin hali yaman olur!' buyurdu ve bunu üç kere tekrarladı."
(Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 111, Buhârî, c. 1,s.98)