Hz. Muhammed'in son gazvesi: Tebük Seferi
Peygamber Efendimiz dünyaya bir lütuf, alemlere rahmet olarak gönderildi. Allah'ın son elçisi olan Hz. Muhammed, Tebük Gazvesi ile düşman saldırılarını bastırıp muhtemel tehlikeyi savdı. Resûl-i Ekrem kendi döneminde hazırlanan orduların en büyüğünü teşkil etti. Peki, Hz. Muhammed'in son seferi olan Tebük Gazvesi'nde en büyük yardımı kim yaptı? Orduya neden "zorluk ordusu" dendi? Tebük Seferi'ne katılmayan sahabeler kimlerdi? Tebük Seferi'nin önemi nedir?
Giriş Tarihi: 08.06.2020
12:39
Güncelleme Tarihi: 15.06.2021
11:52
ASKERİ VE SİYASİ BAKIMDAN BÜYÜK BİR ZAFER
Hz. Peygamber, Tebük'te Şam üzerine yürünüp yürünmemesi konusunda yaptığı istişare sonucu daha ileriye gitmenin faydasız olacağı kanaatine vardı ve ordusuna dönüş emri verdi.
Sefer esnasında herhangi bir çatışma meydana gelmemesine rağmen son derece güç şartlar altında 30.000 kişilik bir ordunun çıkarılması ve Bizans'a karşı gidilerek meydan okunması dolayısıyla Tebük Gazvesi askerî ve siyasî bakımdan büyük bir zafer sayılır.
Kur'an'da geçen kıssalar
Hz. Peygamber'in son gazvesi olan Tebük Seferi yaklaşık elli gün sürdü. Receb (ekim) ayında çıkılan seferden ramazan (aralık) ayında Medine'ye dönüldü. Halk büyük bir sevinçle Seniyyetülvedâ'ya giderek orduyu kasidelerle karşıladı. Resûl-i Ekrem her sefer dönüşü Medine'ye gelince önce mescide girip iki rek'at namaz kılar, ardından oturup sefere katılmayanların mazeretlerini dinlerdi.
Tebük Gazvesi'ne mazeretleri olmadığı halde katılmayan seksen kişi Mescid-i Nebevî'ye gelerek sözde mazeretlerini açıkladılar. Resûlullah onların söylediklerini esas alıp kalplerinde gizledikleri şeyleri Allah'a havale etti.
(et-Tevbe 9/94-98)
Fikriyat'ın Kur'an-ı Kerim uygulamasında yer alan seçkin hafızlardan mealleri dinlemek için tıklayın
AKABE’DE ALLAH RESULÜNE (S.A.A) SUİKAST
Tebük gazvesi dönüşünde bir grup münafık Resulü Ekrem'e (s.a.a) suikast düzenleme peşindeydi. Allah Teâla Resulünü bu durumdan haberdar etti ve Allah Resulü de (s.a.a) Huzeyfe ve Ammar'ı yanına aldı.
Yüzlerini gizleyen münafıklar Peygamberin (s.a.a) devesini düşürmek istediler, ancak Huzeyfe'nin onlarla savaşa girişmesi üzerine kaçıştılar. Allah Resulü (s.a.a) münafıkların (bazı kaynaklarda on iki kişi olduğu belirtilen) isimlerini Huzeyfe ve Ammar'a söylemiştir.
Peygamber Efendimizin son anları ve defnedilişi
NEFİSLERİNE ALDANIP SEFERE GİTMEYEN ENSARLARA NE OLDU?
Bu arada ensardan Kâ'b b. Mâlik, Mürâre b. Rebî' ve Hilâl b. Ümeyye nefislerine aldanıp sefere gitmemişlerdi. Bu üç sahâbî gerçeği Resûl-i Ekrem'e anlattı. Hz. Peygamber onlara toplumdan tecrit cezası verdi; en yakınları dahil hiçbir Müslüman onlarla konuşmadı. Allah'tan başka sığınacak bir yer kalmadığını anlayan üç kişiye bütün genişliğine rağmen yeryüzü dar geliyordu.
Elli gün sonra affedildiklerini bildiren âyetler nâzil oldu (et-Tevbe 9/118-119). Tefsir ve hadis kitaplarında geniş yer verilen bu hadise, sosyal sorumlulukların dağılımındaki hassasiyeti göstermesi bakımından dikkat çekicidir.
Ebû Lübâbe'nin Allah'a ve resulüne ihanet ettiğini düşünerek kendini Mescid-i Nebevî'deki bir direğe bağlatması olayı, genellikle Benî Kurayza Gazvesi'ndeki tutumuyla alâkalandırılmakla birlikte onun Tebük Seferi'ne katılmadığı için Hz. Peygamber tarafından azarlanması yüzünden kendini bu şekilde cezalandırdığı da söylenmektedir.
Tefsir okumak için tıklayınız
Kaynak: TDV - İslâm Ansiklopedisi Müellif: İsmail Yiğit