İbn-i Sina'nın ebedi mutluluğa ulaşma formülü
Müslüman alimler arasındaki eşsiz konumu sebebiyle "filozofların prensi" sıfatı ile nitelendirilen İbn-i Sina, düşünceleriyle günümüz dünyasını etkilemeye devam etmektedir. İslam felsefesini önemli bir noktaya getiren İbn Sina'nın insanlığın kadim konusu ahlak hususundaki görüşleri de oldukça dikkat çekicidir. Peki, ünlü filozof İslam'da insanın manevi nitelikleri ve huyları olarak tanımlanan ahlak kavramını mutlulukla nasıl ilişkilendirmiştir?
Giriş Tarihi: 02.02.2021
15:26
Güncelleme Tarihi: 13.07.2022
10:48
Sesli dinlemek için tıklayınız.
METAFİZİKLE BERABER GELEN AHLAK ANLAYIŞI
📌 Ahlak felsefesini metafizik bağlamda okuyan İbn Sina, ahlakı metafiziğin tamamlayıcısı olarak görür. İbn Sina'ya göre var olmak bakımından varlığı konu edinen metafiziği öncelenmesi; ahlakı tanımlamanın ilk basamağı dır.
📌 İbni Sina'nın metafizik okumasında öncelikle varlık konusu esas tır. Metafiziğin konusunu ihtiva eden tabiat ötesi düşünceler ise varlık kavramından sonra gelir. Kişi, kendi benini akıl yoluyla kavrayabileceği bir varlık olarak görürse metafizik yoluna ilk adımı atmış sayılır.
📌 İşte bu düşüncelerden hareket eden İbn Sina, ahlak felsefesinin bilgilerini metafizikten alır. Bu sebeple davranışlarımızın temelinde bulunan sebepleri sorgulamak gerekir.
➡İbn Sina'ya göre Batı'daki şekliyle ortaya çıkan ahlak felsefesi, ahlakla ilgili bilgide yalnızca biçimi yani kabuğu sunar. Metafizik bilginin öncelenmesiyle yani vahye dayalı bir dinin varlığı ve öğretileri ile şekillenen ahlak felsefesinde ise ahlakın içeriğine ve özüne dair asıl bilgiler elde edilir. Yani İbn Sina'ya göre ahlak görüşünün dini bir düşünceyle temellendirilmesi gerekir.
İbn-i Sina Batı bilimini nasıl şekillendirdi?
İBN SİNA’DA AHLAKIN TEZAHÜRLERİ
📌 İbn Sina'nın ahlak anlayışının dayandığı iki temel nokta vardır:
➡İbn Sina'ya göre birinci ve en temel nokta Kur'an-ı Kerim'in öngördüğü gibi "orta ümmet" kavramının yaşam şekli haline getirilmesidir. Tavır ve davranışlarıyla aşırılıklardan kaçma ve yaptığı birçok eylemde itidali kendisine düstur edinme, sonuç olarak ifrat ve tefrit kavramının bireyin bütün yaşantısına uygulamasıdır. İbn Sina'ya göre ahlakın temel hedefi, bireyin nefsi arzularına galip gelerek beden sağlığında orta yolu bulup bunu koruması gibi fiillerinde de orta yolu bularak ahlaki çizgiyi muhafaza etmesidir.
➡Ahlak felsefesindeki ikinci nokta ise bireyin bir amaca yönelerek bütün eylemlerini ona göre şekillendirmektir. Örneğin bireyin ahirette mutluluğu elde etme gibi bir gayesi varsa ahlakın da bu açıdan daha işlevsel bir rolü vardır.
📌 İşte bu husus, ahlak felsefesinde metafiziğin öncelenmesi nin en önemli göstergesidir.
Matematik ilmine yön veren 10 Müslüman alim
İBNİ SİNA’YA GÖRE AHLAKLI OLMAK NEDİR?
📌 İbn Sina'ya göre ahlaklı olmak, bu dünyada Müslüman bir bireyin aşırılıklara karşı ifrat ve tefrit halinde olmasıdır. İbni Sina İslam'ın her daim Müslümanlara telkin ettiği ifrat ve tefriti , (aşırıya kaçmama, iki uç arasında denge, itidal olma) ahlaklı olmanın ön koşulu olarak görür.
📌 Bununla beraber İslami düşünceye bağlı bir amaç uğruna yaşamak da kişiyi ahlaklı kılan hasletlerin başında gelir.
AHLAKIN EN ÖNEMLİ KONUSU: HAYIR VE ŞER
📌 Ahlak felsefesini tanımlarken elbette değinilmesi gereken en önemli mevzu iyilik ve kötülük meselesidir. Nitekim bireyin ahlaklı veya ahlaksız olarak tanımlanmasına zemin hazırlayan bu kavramların nasıl konumlandırıldığı ve toplumsal düzeyde ne ifade ettiği önem arz eder.
📌 " İyilik ve kötülük nasıl tanımlanabilir, bu kavramlar insanda doğuştan mı vardır yoksa sonradan yaşadığı deneyim ve tecrübelerle mi ortaya çıkar?" işte bunlar kelamın ve ahlak felsefesinin temel sorunlarıdır.