İnsanı felakete götüren haslet: Kibir
Yüce Allah, insan onurunu zedeleyecek her türlü davranışı ve huyu yasaklamıştır. Kibir, insanı felakete götüren bu hasletlerden biridir. Öyle ki, gönülleri kör ederek adeta manevi hastalığa neden olur. Küfrün bir yansıması olan kibir, insanı doğru yoldan uzaklaştırır. Peki, Kur'an-ı Kerim ve hadislerde kibirden nasıl bahsedilir? Peygamber Efendimiz kibri nasıl tanımlardı? Kibirden kurtulmanın yolu nedir?
Giriş Tarihi: 08.02.2021
16:12
Güncelleme Tarihi: 09.10.2022
11:20
Sesli dinlemek için tıklayınız.
PEYGAMBER EFENDİMİZ KİBRİ NASIL TANIMLADI?
📌 Peygamberimiz (sav) bir gün, "Kalbinde zerre miktarı kibir bulunan kimse cennete giremez." buyurdu. Bunun üzerine bir sahabe elbise, ayakkabı ve benzeri eşyalardan hoşlanmanın kibir olup olmayacağını ima eden bir soru sordu. Buna Resulullah (sav) şöyle cevap verdi: "Şüphesiz ki Allah güzeldir, güzelliği sever. Gerçek anlamda kibir, hakkı inkâr etmek ve insanları hakir görmektir."
Bu sözleriyle Allah Resulü (sav), insana her daim kulluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini gösteriyordu.
KİBİRİN EN BÜYÜK ÖRNEĞİ EBÛ LEHEB
📌 Kibrin en büyük örnekleri arasında en azılı müşriklerden Ebû Leheb gösterilir.
➡ Ebû Leheb, Hz. Peygamber'in (sav) baba bir amcasıydı. Hz. Muhammed'i (sav) çok sevdiği halde ilahi emirler geldikten sonra kibirlenerek İslam'ın en azılı düşmanı oldu . Çünkü Hz. Peygamber (sav), insanların Allah katında eşit olduğunu, onların dinî ve ahlâkî erdemlerine göre değerlendirileceklerini söylüyordu. Kibirli, gururlu ve zengin biri olan Ebû Leheb, fakir insanlarla aynı seviyede tutulmayı kabullenemiyordu.
➡ Efendimiz (sav), insanları imana çağırdığında o arkasından gidip; "Ey ahalî! Bu yeğenimdir, yalan söylüyor, ondan uzak durun." diyerek iftiralarda bulunuyordu.
➡ Bununla da sınırlı kalmıyor çirkin hareketlere başvuruyordu. Bir gün, komşusu olan Peygamber Efendimizin (sav) kapısına pislik ve kokmuş şeyler attı. O sırada sütkardeşi ve amcası olan Hamza, henüz iman etmemiş olmasına rağmen, o pisliklerin ve kokmuş maddelerin hepsini Ebû Leheb'in başından aşağıya döktü.
*Hz. Hamza kimdir?
Hz. Hamza, Peygamber Efendimizin amcasıydı. Annesi ise Hz. Âmine'nin amcasının kızı olan Hâle bint Vüheyb'di. Hz. Peygamber ve Hz. Hamza, amca-yeğen olmanın yanı sıra Ebû Leheb'in câriyesi Süveybe'den süt emdikleri için Hz. Peygamber ile sütkardeşi, aynı zamanda çocukluk ve gençlik yıllarında arkadaş ve dosttular.
ALLAH TARAFINDAN LANETLENDİ
📌 Yüce Allah, Peygamber Efendimize (sav) yakınlarını uyarıp İslam'a çağırmasını emredince Safâ tepesine çıkarak Kureyş kabilesini yanına çağırdı ve İslam'ı tebliğ etti. Fakat Ebû Leheb kibirlenerek; "Kuruyup yok olasıca! Bizi bunun için mi çağırdın?" demesi üzerine Tebbet suresi nazil oldu.
➡ Tebbet suresinde "Ebû Leheb'in elleri kurusun!" ayetiyle beddua da bulunulur. Bu ifadenin mecaz olduğu ve "işinde zarar etsin, işleri kötüye gitsin " anlamına geldiği de söylenir.
➡ Ebû Leheb, hicretin ikinci yılında çiçek hastalığına yakalandı. Hastalığın kendilerine bulaşacağı korkusuyla ailesinden hiç kimsenin ona yaklaşmadı. Öldüğünde ise para ile tuttukları kişiler onu gömdü.
"Ebû Leheb'in elleri kurusun! Kurudu zaten. Ona ne malı fayda verdi ne de kazandığı başka şeyler. O, alev alev yanan ateşe atılacak! Dedikodu yapıp söz taşıyan karısı da. Boynunda da ipten bükülmüş bir halat bulunacak." (Tebbet suresi)
Fikriyat Kur'an-ı Kerim uygulamasından Tebbet suresini dinlemek için tıklayın
BİR KİBİR ÇEŞİDİ OLARAK DUASIZLIK
📌 "Hz. Sevban (ra) anlatıyor: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim şu üç şeyden berî olarak ölürse cennete girer: Kibir, gulûl, borç" (Tirmizî, Siyer 21, (1572, 1573) 4, 138-139)
*Gulûl : Ganimet malına hıyanet etmek
➡Allah'a yalvarmamak, dua etmemek de kibrin bir çeşididir.
➡Kibir, insanın yolundan şaşmasına ve bambaşka kimselere dönüşmesine neden olur.
Peygamber Efendimizin hadislerine ulaşmak için tıklayın
📌 Peygamber Efendimiz (sav), kibre karşı alçak gönüllülüğü, kin ve nefrete karşı sevgi ve şefkati öğretti. Nitekim O'nun (sav) yaşamı en güzel örneği oluşturur. Erdemli ve bilgili kimselere bakıldığında kibirden uzak mütevazi, alçak gönüllü ve ağır başlı olduğu görülür.
➡O (sav) gelenlere ikramda bulunur, konuklarını kendisi ağırlardı. Bundan dolayı sahabeler ile otururken gelen bir yabancı, "Hanginiz Muhammed ?" diye sorma ihtiyacını duyardı. O'nun alçak gönüllüğüne en güzel örnek huzuruna gelen bir adamın verdiği cevaptır.
Bir gün adamın biri, Allah Resulü'nün (sav ) ziyaretine geldi. Bir Peygamberin huzurunda olduğundan heyecanlandı ve titremeye başladı. Peygamberimiz (sav) ona yaklaştı: "Heyecanlanma, ben bir hükümdar değilim. Kureyş kabilesinde kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum." diyerek sakinleşmesini sağladı.