İslam ve ibadete dair bilinmesi gereken 30 terim
Kulun Allah'a karşı sevgi, saygı ve bağlılığını gösteren duygu, düşünce ve davranış biçimleri için kullanılan ibadet terimini; insanın, hayatını daima Allah'a karşı saygı ve itaat bilinci içinde sürdürmesi şeklindeki kulluk duyarlılığı olarak da tanımlayabiliriz. Sizler için İslam ve ibadete dair bilinmesi gereken belli başlı 30 terimi derledik.
Giriş Tarihi: 16.03.2020
08:24
Güncelleme Tarihi: 16.03.2020
09:36
Vakti içinde yerine getirilmeyen bir ibadetin, daha sonra ifa edilmesi anlamında fıkıh terimi.
Sözlükte "bir şeyi sona erdirmek" mânasına ve bunun açılımı mahiyetinde "hüküm vermek, ihtiyacı gidermek, borcu ödemek, bildirmek, tamamlamak, ilişiği kesmek, öldürmek" gibi anlamlara gelen kazâ kelimesi, fıkıh terimi olarak yargılama hukukunda bütünüyle yargı erkini ve yargı kararını, borçlar hukukunda bir borcun yerine getirilmesini, ibadetler alanında vakit içinde ifa edilmesi gereken ibadetlerin vakit çıktıktan sonra yerine getirilmesini ifade eder.
Cünüplük, hayız ve nifas gibi hükmî kirlilik halinden kurtulmak için gerekli olan dinî temizlik.
Sözlükte "yıkamak, temizlemek" mânasında masdar ve "yıkanma" anlamında isim olan gusül (gusl) kelimesi terim olarak cünüplük, hayız ve nifas gibi hükmî kirlilikten temizlenme niyetiyle bütün vücudu su ile yıkamayı ifade eder. Türkçede "boy abdesti" ve bazı bölgelerde halk arasında "büyük abdest" olarak bilinir. Kur'ân-ı Kerîm'de bu temizlik bir âyette gusl (en-Nisâ 4/43), iki âyette de tahâret (el-Bakara 2/222; el-Mâide 5/6: tetahhür) kökünün türevleriyle ifade edilmiştir.
Kutsal kabul edilen mekânları dinî maksatla ziyaret etme, İslâm'ın beş şartından biri.
Arapça'da "gitmek, yönelmek; ziyaret etmek" anlamlarına gelen hac kelimesi, fıkıh terimi olarak imkânı olan her Müslümanın belirlenmiş zaman içinde Kâbe'yi, Arafat, Müzdelife ve Mina'yı ziyaret etmek ve belli bazı dinî görevleri yerine getirmek suretiyle yaptığı ibadeti ifade eder. Bu ibadeti yerine getirenlere Arapça'da hâc (çoğulu huccâc), Türkçe'de hacı denir.
Haram, fıkıh terimi olarak mükelleften yapılmaması kesin ve bağlayıcı tarzda istenen fiili ifade eder. Ahlâk ve hukuk literatüründe muharrem, mahzûr, menhiyyün anh, memnû', mezcûrün anh, mâsiyet, zenb, kabîh, seyyie gibi çeşitli kelimelerin de "yasaklanan şey" mânasında haramla aynı veya yakın anlamlarda sıkça kullanıldığı görülür.
Helâl kelimesiyle çeşitli türevleri Kur'ân-ı Kerîm'de elli yerde geçmektedir. Bu ayetlerde kelimenin hem sözlük hem de terim anlamında kullanıldığı görülür. Bunlar arasında "çözmek" (Tâhâ 20/27), "ihramdan çıkmak" (el-Mâide 5/2), "inmek" (Hûd 11/39; er-Ra'd 13/31; Tâhâ 20/81), "çıkmak" (el-Mâide 5/2), "mubah ve serbest olmak" (Bakara 2/196, 228, 229; el-Mâide 5/5, 88; en-Nahl 16/116; el-Hac 22/30; el-Ahzâb 33/52), "helâl kılmak" (el-Bakara 2/275; el-A'râf 7/157; et-Tahrîm 66/1) gibi mânalar sayılabilir.