İstanbul Boğazı’nın üç manevi bekçisi
İçinden deniz geçen şehrin hikâyesi bu medeniyetin bağrında saklıdır. Ahmet Hamdi Tanpınar'a göre, şehr-i İstanbul'un kıyafetidir Boğaz. "Onun kendisine seçtiği elbiseye bürünürler. Bu bazen bir musikinin sırmadan hilatı olur, bazen sadece mehtabın sarı gülleridir, bazen yaşayan günün dilde ve damakta dolaşan lezzeti veya dört bir taraftan semt ve mahalle adlarının hayalimize birbiri ardınca sunduğu hatıralardır."
Giriş Tarihi: 09.06.2018
12:01
Güncelleme Tarihi: 09.06.2018
12:08
Hatta İsrailoğullarını göçebelikten kurtarıp Kenan diyarına yerleştiren kişinin Yûşâ (a.s.) olduğu düşünülmektedir.
Kehf Sûresi 60 ila 65. âyetlerinde Hazret-i Musa'nın Hızır (a.s.) ile yolculuğu anlatılmaktadır. İslâm âlimlerine göre bu kıssada Hazret-i Musa'nın (a.s.) yanında yardımcı olarak bulunan genç, Hazret-i Yûşâ 'dır.
HZ. YUŞA TEPESİ'NİN SIRRI
Bu kabrin Yûşâ'nın (a.s.) kabri olduğu şeklindeki inanç, Beşiktaş 'ta türbesi olan Yahya Efendi Hazretleri nin bir kerametine dayanmaktadır.
Yahya Efendi üç gün üst üste rüyasında Hz. Yuşa'nın (a.s) "Beykoz'dayım, gel, ben Yuşa Peygamberim ve şu tepede yatıyorum. Gel yerimi tespit et ve beni ziyaret et" dediğini görür. Dervişleriyle birlikte tepeye giden Yahya Efendi, bir çobana burada hiç olağanüstü bir olay yaşayıp yaşamadığını sorar. Çoban: "10 senedir buradayım, şu bölümde koyunlarım hiç otlamaz ve asla üzerinden geçmezler" cevabını verir. Bunun üzerine Yahya Efendi Hz. Yuşa'nın kabrini keşfeder.
Hz. Yuşa Türbesi bir tepede yer almaktadır. Mezar tam olarak 17 metre uzunluğundadır. Bunun sebebi ise bedenin boyundan kaynaklanmamaktadır. Cenazenin tam olarak bu alanın neresinde yattığı bilinmediğinden dolayı 17 metrelik bir alan koruma altına alınmıştır. Bu alanda tam olarak nerede yattığının kesin olarak bilinememesinden dolayı Türbenin yanında aynı zamanda Hz. Yuşa Camisi yer alır.
Tarihin ilim dönemlerinden bu yana bölge her din tarafından kutsal alan olarak ilan adilmiş ve farklı dinlere mensup bireyler tarafından buralara tapınaklar inşa edilmiştir. Bölge daha önce Zeus tapınağına ve Hagios Michael kilisesine de ev sahipliği yapmış fakat bu yapılar deprem esnasında yıkılarak günümüze kadar ulaşamamışlardır.
Daha sonra 1755 yılında bölgeye bir mescit yaptırılmış ve Hz. Yûşa 'ya ait olduğuna inanılan mezarın etrafına koruma amaçlı bir duvar örülmüştür. Sonraki yıllarda Hz. Yûşa Camisi bir yangın geçirmiş fakat Sultan Abdül Aziz döneminde ilk haline uygun olarak yenilenmiş ve gerekli bakımı sağlamıştır.