Arama

İtikaf ile ilgili hadisler

Ramazan'ın son on gününde dünya işleriyle ilgiyi kesip camide kalarak ibadetle uğraşmaya "itikaf" denir. Peygamber Efendimizin de son on günde itikafa girdiğine dair birçok hadis-i şerif mevcuttur. Peki Ramazan ayında Peygamberimiz Efendimizin yaptığı itikafın faziletleri, çeşitleri ve şartları nelerdir? İşte hadislerin ışığında manevi bir yolculuk olan itikaf...

"Resûlullah mescitte keçeden yapılmış küçük bir Türk çadırında itikâfa girerdi." (Müslim, Sıyâm, 215; İbni Mâce, Sıyâm, 62)

  • 10
  • 14


Yine Hazret-i Ayşe anlatıyor:

"Resûlullah Ramazan ayında ibâdet husûsunda diğer aylarda görülmeyen bir gayret içerisinde olurdu. Ramazan'ın son on gününde ise kendisini çok daha fazla ibâdete verirdi. Bu günlerde geceyi ihyâ eder, âilesini uyandırır ve izârını bağlardı. (Yâni ibâdet için hazırlıklarını tamamlar ve büyük bir azimle Hakk'a yönelirdi.)" (Buhârî, Fadlu Leyleti'l-Kadr, 5; Müslim, İtikâf, 8)

  • 11
  • 14

Bir seferinde Efendimiz'in çadırı kurulunca hanımlarından bir kısmı da mescide çadırlarını kurmuşlardı. Resûlullah bunları görünce:

"–Bunlar da ne?" diye sordu. Durum kendisine arz edilince:

"–Böyle yapmayı iyilik ve takvâ mı zannederler?" buyurdu ve o Ramazan'da itikâf yapmadı. Şevval ayının ilk on gününde itikâfa girdi. (Buhârî, İtikâf, 6, 7, 14; Müslim, İtikâf, 6; Ebû Dâvûd, Savm, 77; Tirmizî, Sıyâm, 71)

  • 12
  • 14

Abdullah bin Abbâs (r.a.), bir gün Peygamber Efendimiz'in mescidinde itikâfta iken bir kişi yanına gelerek selâm verdi ve oturdu. İbni Abbâs (r.a.):

"–Kardeşim, seni kederli ve mahzûn görüyorum" dedi ve konuşmaları şöyle devam etti:

"–Evet, ey Resûlullah'ın amcaoğlu, kederliyim! Falan şahsın benim üzerimde hakkı var. Fakat şu kabrin sahibi (Allah Resûlü) hakkı için söylüyorum ki borcumu ödeyemiyorum."

"–Senin için onunla konuşayım mı?"

"–İstersen konuş."

İbni Abbâs (r.a.) ayakkabılarını giyerek mescitten çıktı. Adam ona:

"–İtikâfta olduğunu unuttun mu, niçin mescitten çıktın?" diye seslendi.

İbni Abbâs (r.a.), Peygamber Efendimiz'in kabrine işaret ederek:

"–Hayır! Ben, şu kabirde yatan ve henüz aramızdan yeni ayrılmış olan muhterem zâttan duydum ki, (bunları söylerken gözlerinden yaşlar akıyordu):

"–Her kim, din kardeşinin bir ihtiyacını karşılamak için gayret eder ve o işi görürse, bu kendisi için on yıl itikâfta kalmaktan daha hayırlıdır. Hâlbuki bir kimse Allah rızâsı için bir gün itikâfa girse, Cenâb-ı Hak o kimse ile cehennem arasında üç hendek yaratır ki, her bir hendeğin arası, doğu ile batı arası kadar uzaktır." (Beyhakî, Suab, III, 424-425. Ayrıca bkz. Heysemî, VIII, 192)

  • 13
  • 14


İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Babam Ömer (radıyallahu anh) cahiliye devrinde iken geceleyi itikafa girmek üzere nezretmişti (adamıştı). -Hatta Mescid-i Haram'da bir gün itikaf yapmayı adamıştı diye de rivayet edilir- Durumu Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'den sordu. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) "Nezrini yerine getir" buyurdu."(Buhari, İtikaf 5, 15, 16)

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN