Kağıttan ırmağa: Medeniyetimiz
Müslümanların kitaplarla kurduğu o müstesna, sarsılmaz bağ Kur'an-ı Kerim kaynaklıdır. Yemame Savaşı'nda yedi yüz hafızın şehit olması ile bir mushaf altında toplanan Kur'an-ı Kerim ayetleri, Hz. Osman'ın (RA) hilafet döneminde ortaya çıkan ihtilafların bertaraf edilmesi maksadıyla nüshalar halinde İslam beldelerine gönderildi. Bu durum aynı zamanda Kur'an-ı Kerim ilimlerinin doğmasına ve kitapçılığın gelişmesine de zemin hazırladı.
Giriş Tarihi: 19.05.2022
12:35
Güncelleme Tarihi: 02.09.2024
13:02
◾ "Ebû Bekr Yemâme'deki şehitlerden sonra beni çağırdı. Yanında Ömer b. Hattâb da bulunuyordu. Ebu Bekr bana şu sözleri söyledi: Ömer bana geldi ve "Yemâme gününün şiddetli harbinde Kur'an hafızlarından birçoğu şehit oldu. Ben diğer cephelerde de harplerin şiddetli olup Kur'an hafızlarının şehit edilmelerinden, bu sebeple de Kur'an'dan büyük bir kısmın zayi olup gitmesinden endişe ediyorum. Binaenaleyh ben senin, Kur'an'ın kitap hâlinde toplanmasını emretmeni düşünüyorum, dedi. Ben Ömer'e: Resûlullah'ın (sas) yapmadığı bir işi nasıl yaparsın? dedim. Nihayet Allah benim göğsümü bu işi için açtı ve ben de Ömer'in düşündüğü bu işte onun gibi düşündüm. Zeyd dedi ki: Bu sözlerden sonra Ebû Bekr, bana hitaben şunları söyledi: Sen genç ve akıllı bir erkeksin, biz seni hiçbir kusurla itham etmiyoruz. Sen Resûlullah'ın (sas) vahyi için yazıyordun. Binaenaleyh sen Kur'an'ı tetebbu' et ve onu bir araya topla! Zeyd buna karşı: Vallahi bana bir dağın nakledilmesini teklif etseydiler bu bana, Kur'an'ı toplama işinden daha ağır olmazdı" dedi. Zeyd dedi ki: Sizler, Resûlullah'ın (sas) yapmadığı bir işi nasıl yapıyorsunuz? Ebû Bekr: Allah'a yemin ederim ki bu hayırlı bir iştir, dedi. Ve Ebu Bekr bana müracaata devam etti. Nihayet Allah, Ebu Bekr'le Ömer'in akıllarını yatırdığı ve göğüslerini ferahlandırdığı bu işe benim de aklımı açtı ve gönlümü ferahlandırdı…"
(Buhari)
Kur'an-ı Kerim'in kitap haline getirilmesi
◾ Gerçekten de ifade edildiği gibi "bir dağın nakledilmesinden" daha ağır bir yükü taşıyan Zeyd b. Sabit (RA) başkanlığındaki komisyon, Kur'an-ı Kerim'i Mushaf haline getirdi. Bu işlemde belirli usûller kullanıldı.
◾ Öncelikle, bütün üyeler Kur'an-ı Kerim'i Peygamber Efendimiz (SAV) döneminde hıfzetmiş ve yazmış kişilerden oluşuyordu. Onlar bir ilanla, Hz. Peygamber (SAV) döneminde yazdırılan ve ezberlenenlerin komisyona iletilmesini istedi.
Bir maneviyat iklimi: Bayram
◾ Kurul, getirilen parçaların kabulü için kişinin deri parçaları üzerinde yazan âyetleri hıfzetmiş olma şartını koştu. Ayrıca, bu düzlemleri getiren kişilerden bunların Kur'an vahyi olduğuna dair iki şahit sunmaları istendi.
◾ Bunun tek istisnası Huzeyme b. Sabit el-Ensarî 'nin getirdiği Ahzab Suresi 23. Ayet-i kerimesidir; çünkü Hz. Huzeyme (RA) bizzat Peygamber Efendimiz tarafından (SAV) "zü'ş-şehâdeteyn" (iki şahit gücünde olan kimse) lakabıyla anılır.
Osmanlı'dan Asya'ya uzanan bir gelenek: Songkok
◾ Lakin zamanla toplanan bu mushaf da ümmete yetmemeye başladı. Hz. Ömer (RA) ve Hz. Osman (RA) döneminde ise kıraat farklılıklarından dolayı sorunlar yaşanmaya başladı.
◾ İslam devletinin sınırları çokça genişlemiş, bu da Kur'an-ı Kerim'in farklı coğrafyalarda okunmasını gerektirmişti. Azerbeycan ve Ermenistan cephelerinde muhtelif şehirlerden gelen mücahitler arasında kıraat farklılığından dolayı sorunlar yaşanmaya başlandı.
İmam Gazzali'nin emirlere nasihatleri
◾ Bu sıkıntıyı fark eden Hz. Osman (RA) "Toplanın ey Muhammed'in ashabı! İnsanlara bir 'imam' yazın!" demiştir. Hz. Ebubekir (RA) döneminde komisyon üyesi olan Zeyd b. Sabit (RA), Abdullah b. Zübeyr (RA), Said b. As (RA) ve diğer dokuz kişiden müteşekkil kurul Kureyş lehçesini esas alarak bir "İmam Mushaf" yazmış ve bu mushaf çoğaltmıştır.
* Hz. Osman'ın (RA) "imam yazın" demesi örnek bir mushaf, önder bir mushaf manasına gelir.
◾ Heyette bir kelime hariç herhangi bir ihtilaf yaşanmamıştır. Bu şekilde bu büyük sıkıntı hafifledi ve "İmam Mushaf" çoğaltılarak İslam beldelerinin büyüklerine gönderildi.
Geçmişin gölgesinde: Ayşe Hümeyra Ökten'in hatıraları