Kalbin dilini seslendiren bir veli: Mevlana
Derdini nimet sayıp, ömrünü ilahi aşka adayan âlimdi Mevlana. Bir deryaydı; ney sesinde, derin düşüncelerde, semalarda aradı Allah'ı… Düşünceleri yüzyıllardır insanlığa ışık tutan alim, 66 yıllık ömründe "mutlak aşk"ın izini sürdü. Aldığı örnek eğitim, edindiği sağlam ilim, dinmek bilmeyen aşkı topluma büyük bir sevgi, engin bir dünya görüşü olarak yansıdı. Müstesna Allah dostu Mevlana Celaleddin Rumi'yi rahmet ve minnetle anıyoruz.
Giriş Tarihi: 30.09.2020
13:20
Güncelleme Tarihi: 17.12.2021
09:51
ŞEMS NEDEN ORTADAN KAYBOLDU?
📌 Mevlana'nın bu âlimden etkilenmesi, vaktini ona ayırması, çevresindekilerin Şems'e düşmanca tavır almasına yol açtı.
▶ Bu duruma kırılan Şems bir gün ansızın ortadan kayboldu. Şems'in gidişi Mevlana'nın derin bir üzüntü haline bürünmesine neden oldu. Şam'da olduğunu haber alınca oğlu Sultan Veled'i özür dilemek ve davet etmek üzere yanına gönderdi.
▶ Şems davete icabet edince, Konya'da sema meclisleri tertip edilmeye başlandı. İki alimin yeniden bir araya gelmesi, aynı tavırların tekrarlanmasına yol açtı. Bu ikinci fitneye, Mevlana'nın oğlu Alaaddin Çelebi dahi karıştı.
▶ 1247 yılında Şems, tekrar ortadan kayboldu. Bu durum öldürüldüğüne ya da Konya'dan kaçtığına dair çeşitli rivayetlerin ortaya çıkmasına neden oldu.
📌 Mevlana Şems'in ortadan kaybolmasının ardından uzun yıllar inzivaya çekildi. Yaşadığı kederli dönemin ardından "aradığını kendinde buldu ." Yaşamını "hamdım, piştim, yandım " sözleri ile özetledi.
▶ Dirayetli ve nüfuzlu bir babanın, kıymetli bir şeyhin, büyük bilginlerin alim ve mutasavvıf olarak yetiştirdiği Celaleddin Muhammed, hayatının olgunluk çağına doğru, tarihte örneklerine az rastlanır biçimde ilahi aşkın ateşlediği "Mevlana" olarak toplumun huzurundaydı.
▶ Aldığı örnek eğitim, edindiği sağlam ilim, dinmek bilmeyen aşkı topluma büyük bir sevgi, engin bir dünya görüşü olarak yansıdı.
Ham iken Allah yolunda yanan Mevlâna Celâleddîn-i Rûmî
TÜM DÜNYAYA ARMAĞAN: MESNEVİ
📌 Mevlana'ya büyük sevgiyle bağlı sırdaşı Çelebi Hüsamettin, tasavvufu dervişlere anlatacak bir eser ortaya çıkarmasını tavsiye etti. Mevlana da Mesnevi'nin ilk 18 beytinin yazılı olduğu kağıdını sarığından çıkarıp Çelebi'ye uzattı.
▶ Ömrünün son 10-15 yıllık devresinde Mesnevi'yi ortaya çıkardı. O söylüyor, Çelebi Hüsameddin yazıyordu.
▶ Mevlana, 25 bin 700 beyitlik mesnevisini yazmayı bitirdiğinde 66 yaşındaydı.
Mesnevi'nin çocuk edebiyatına katkısı
📌 İsmini bizzat Mevlana'nın verdiği bu eserin konu yelpazesi bir hayli geniştir. Ayet, hadis ve hadislerden yola çıkılarak bilgiler pekiştirilmeye çalışılmıştı. Bununla birlikte Mesnevi'yi anlamanın herkes için pek de kolay olmadığını belirten Mevlana, okuyucuya şöyle seslenir:
"Mesnevi, Nil ırmağının suyudur; kıptiye kan görünür, ama Musa kavmine sudur. Yine Mesnevi, aydın gönüllü, görüş sahibi ve ciğeri yanmış aşıklar için süslenmiş bir bahçe ve lezzetli bir rızıktır."
▶ Mesnevi, insanın kendisiyle, yaratıcısıyla ve dış dünyadaki bütün varlıklarla barışık, huzurlu ve mutlu bir insan olmanın tanımı üzerine kuruludur.
▶ Mevlana'nın Mesnevi'sinde hikayelere yer vermesindeki amacı, bir düşünceyi insanların akıllarına daha iyi yerleştirmektir. Teorik bir bilgiyi yalın olarak vermek kuru ve iticidir. Fakat bir olaya bir hikayeye bağlı olarak sunulunca kolay takip edilir ve hatırda daha iyi kalır. Bu yüzden Mevlana, sıradan hikayeleri bile son derece ustalıklı yorumlarla takdim eder.
Mevlana, bu önemli eseri için şöyle der:
"Bizden sonra Mesnevi şeyhlik edecek, arayanlara doğru yolu gösterecek, onları yönetecek ve önderlik yapacaktır."
"Ben şu canı bu tende taşıdığım sürece Kur'an'ın kölesiyim. Ve ben Hz. Muhammed'in yolunun tozuyum toprağıyım. Birisi benden, bundan başka söz naklederse, O kişiden de şikâyetçiyim, o sözden de..."
📌 Mevlana, Kur'an-ı Kerim ayetlerini ve Hz. Peygamber'in hadislerini bilen, öğreten ve yaşayan bir mümindi. Beslendiği bu iki ana kaynağı görmeden ve kabul etmeden onu anlamaya muvaffak olmak mümkün değildir.
▶ Talebesi Hüsameddin Çelebi'nin anlattığına göre, soğuk kış gecelerinde Mevlana, duyduğu ilahi aşkın şevkiyle kendini dışarıya atar, sofada başını secdeye koyardı. Hararetinin şiddetinden secde ettiği yerdeki buzlar erir, su olurdu.