Kötülük nedir? Kötülükle ilgili hadisler...
Günümüzde artık kötülüğe kötülükle karşılık vermek gerektiği bilinci hakim. İnsani ve ilahi olanın artık pek önemsenmediği bir dönemin içindeyiz. Ne yazık ki bir canlının ölümüne sebep olup, hiç üzülmeyen bir neslin yetişmesine neden olan; diğerkamlığın yerini bencilliğin, anlayışın yerini katı yargılamaların ve affetmenin yerini ise intikam heveslerinin kuşattığı bir imtihanla karşı karşıyayız. Peki normalleştirilmeye çalışılan kavram kötülük, tam olarak nedir? İslam kötülük hakkında ne gibi öğütler vermiştir? En önemlisi kötülük kimin yanına kalır? Sizler için hadislerden yola çıkarak, yazarların görüşlerine değinerek kötülük kavramı hakkındaki detayları araştırdık.
Giriş Tarihi: 31.07.2019
15:59
Güncelleme Tarihi: 31.07.2023
11:38
POTANSİYEL KÖTÜLÜK: YIRTICILIK
Nefs denilen insanın benliğinde gizlenmiş sıfatlarından biri de "sebuiyyet " kavramıyla ifade edilen yırtıcılık özelliğidir. Nitekim İstiklal şairimiz M. Akif , "Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta; Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!" beytiyle insandaki bu özelliğe dikkat çeker.
Allah Teâla, bir şeyin iyi veya kötü olduğunu bizlere bildirmiştir; insanlara gönderdiği elçiler ve kitaplar vasıtasıyla kullarını bu konuda yönlendirmiştir. Bu sayede kulları, Allah'a ve ahiret gününe inanır, iyiliği emreder, kötülükten men eder ve hayır işlerinde birbirleriyle yarışırlar. Ancak insan bazen iyi ile kötüyü karıştırabilmektedir.
"...Olur ki bir şey sizin için hayırlı iken siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki bir şey sizin için kötü iken siz onu arzularsınız. Allah bilir, siz bilmezsiniz." Bakara, 2/216.
Ebu Hanife 'aklın iyiyle kötüyü ayırt edebilen yeteneğe' sahip olduğunu söyler. Aklın temel görevi, iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı ayırt etmekten ibarettir: insanın göreceli olarak daha zayıf olduğu bütün varlıklar arasında yegane üstünlüğü bu yetenek sayesinde mümkün olabilir. İyi ile kötü ve doğru ile yanlış hakkında tereddüdü bulunmayan bir varlık anlayışında akıl bu anlamla özdeşleşerek öteki canlılardan insanı ayrıştırırken onları kendisine amade kılan güç ihsan eder ona.
İnsan, hayrı ister gibi şerri de isteyebilir:
"İnsan hayrı istediği gibi şerri de ister. İnsan pek acelecidir." İsrâ, 17/11.
Doğruyla yanlışı birbirinden ayıran kitap "Furkân ", mümine yol gösterir:
"Allah senin başına herhangi bir kötülük getirecek olursa bil ki onu, O'ndan başka giderebilecek yoktur. Eğer senin için bir iyilik dilerse O'nun lütfunu engelleyebilecek de yoktur. O, bunu kullarından dilediğine verir. O, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir." Yûnus, 10/107.
Nevvâs b. Sem'ân anlatıyor: "Resûlullah (sav) ile birlikte Medine'de bir sene kaldım... Ona iyiliğin ve kötülüğün ne anlama geldiğini sordum. Resûlullah (sav) şöyle cevap verdi:
'İyilik güzel ahlâktır. Kötülük ise vicdanını rahatsız eden ve insanların bilmesini istemediğin şeydir.' " (Müslim, Birr, 15)
Ebû Zerr'in rivayet ettiğine göre, Resûlullah (sav) ona şöyle buyurmuştur:
"Nerede olursan ol, Allah'a karşı sorumluluğunun bilincinde ol! Kötülüğün peşinden iyi bir şey yap ki onu yok etsin. İnsanlara da güzel ahlâka uygun biçimde davran! " (Tirmizî, Birr, 55)