Arama
Kudüs sözlüğü
Pek çok devletin hakimiyeti altında kalan Kudüs, Müslümanları hükümranlığı altında "Darü's Selam" olarak anılır. Yahudi ve Hıristiyanların da rahatça ibadetlerini yapabildikleri bu dönemlerde Kudüs bir esenlik ve huzur beldesidir. İlk kıblemiz Kudüs-ü Şerif'e dair bilmemiz gereken en önemli kavramları bir sözlük halinde bir araya getirdik.
🔻 Herod döneminde yapılan ikinci mabedin Titus tarafından yıkılmasından geriye kalan tek yapıdır. Hz. Muhammed'in (SAV) Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya yaptığı gece yürüyüşünde Mescid-i Aksa'ya vardığında Burak'ı bağladığı yerdir. Resulullah (SAV) Mescid-i Aksa'ya buradan girmiştir.
🔻 Kanuni Sultan Süleyman'dan önce ibadetlerini Zeytin Dağı'nda yapan Yahudiler ibadetlerini Mescid-i Aksa'ya daha yakın bir yerde yapabilmek için Osmanlı Devleti'nden talepte bulunurlar.
🔻 Bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman, o zamanlar Kudüs'te bulunan Mimar Sinan'dan Burak Duvarı'nın birkaç metre ötesine bir duvar inşa etmesini ister. Fakat Yahudiler ibadet etmesi için inşa edilen bu duvar "Altı Gün Savaşları"ndan sonra Yahudilerin Filistin'i işgalinin başlamasıyla yıkılmıştır.
🔻 Bundan dolayı Yahudiler Burak Duvarı'nı Ağlama Duvarı olarak adlandırarak burada ibadet ediyorlar. Yahudilerinin burada ağlamalarının sebebi içinde Yeni Ahit ve peygamberlerin birtakım eşyalarının bulunduğu sandığın Mescid-i Aksa'nın altında kaldığına inanmalarıdır.
Not:
1967 yılında 5 Haziran ve 11 Haziran arasındaki "Altı Gün Savaşları" güç birliği yapan Ürdün, Lübnan ve Mısır ile İsrail arasında gerçekleşmiştir.
🔻 I. Konstantin'in annesi Azize Helena Kudüs'e gelerek Kıyamet Kilisesini inşa ettirmişti. Rivayete göre Hz. Ömer (RA) Kudüs'ü fethettiğinde bu kiliseyi ziyaret ederek burada dua edip bir köşesinde namaz kılmıştır. Selahaddin Eyyubi'nin görevlendirdiği iki ailenden biri kiliseyi açmaktan, diğeri de kapatmaktan sorumludur.
🔻 Tîn Sûresi'nde kendisine yemin edilmiştir. Zeytin Dağı'ndan bakıldığında Kudüs'ün Yahudi, Hristiyan ve Müslümanların tarihlerine ev sahipliği yaptığı görülür.
🔻 1138'de doğup 1193'te vefat eden Selahaddin Eyyubi elli beş yıllık ömrüne Kudüs'ün fethini sığdırmıştı. Selahaddin Eyyubi'nin yetişmesinde hocası Nureddin Mahmud Zengi'nin önemi büyüktür.
🔻 O günlerde Nureddin Zengi'nin oluşturduğu Kudüs gündemiyle Halepli bir marangoz Mescid-i Aksa için iki minber yapar ve dükkanının önüne koyar. Dükkânın önünden geçen ve o zamanlar altı yedi yaşlarında olan Selahaddin, marangoza bu minberlerin hangi camiinin olduğunu sorar.
🔻 Marangoz Mescid-i Aksa'nın olduğunu deyince Selahaddin Kudüs'ün işgal altında olduğunu söyler. Marangoz da bu minberleri Kudüs'e götürecek bir komutanın çıkması için niyazda bulunur.
🔻 Bunun üzerine Selahaddin bu minberleri yerine koyacak komutan olmak ister. Bir Mi'rac dönümü olan 27 Recep 1187'de Kudüs'ün fethi Selahaddin Eyyubi'ye nasip olunca bu minberlerden biri Kıble Mecidi'ne, diğeri de el-Halil Mescidi'ne yerleştirilir.
🔻 1967'de Avusturya asıllı bir Yahudi Mescid-i Aksa'yı yakarak kıyametin geleceğinin hızlanacağını söyleyerek Yahudileri tahrik eder. Bu söz üzerinde Mescid-i Aksa çevresinde çıkarılan bir yangında Kıble Mescidi'nde bulunan bu minber zarar görür. Ancak Ürdün ve Türkiye ortaklığında Konya'da onarılır.