Kur’an-ı Kerim’de adı geçen helak edilen kavimler
Yeryüzünde pek çok kavim, Allah'a ve peygamberlere karşı gelmeleri, putlara tapmaları, zulüm ve sapkınlıkta ileri gitmeleri ve Allah'a isyan etmeleri gibi nedenlerle helak oldu. Kendilerine tebliğ edilen hak dini ve peygamberi inkâr etmişler, kötü alışkanlıklarından ve küfürden vazgeçmemişler, peygamberlerini öldürme teşebbüsüne dahi girişmişlerdi. Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'de de adı geçen bu kavimler, farklı azaplarla cezalandırılarak yok edildiler. Helak edilen kavimleri ve helak edilme sebeplerini derledik.
Giriş Tarihi: 21.01.2020
17:32
Güncelleme Tarihi: 18.01.2022
17:23
MÜFESSİRLER ‘MAYMUN’ İFADESİNİ NASIL AÇIKLIYOR?
Bu ifadelerden anlaşıldığı üzere Yahudiler, Allah'ın emir ve yasaklarına uymadıkları ve verdikleri sözde durmadıkları için kötü bir cezaya çarptırılarak maymunlar hâline getirildiler. Bunların maymun kılınmaları meselesinde gerçek maymun suretine mi sokuldular, yoksa maymun kılıklılar hâline mi getirildiler şeklinde bir görüş ayrılığı söz konusudur.
Ancak müfessirlerin büyük bir çoğunluğu bu Yahudiler 'in dış görünüşleri itibariyle maymuna dönüştürüldüklerini ifade ederken, bazıları da bunların temsilen maymun kılıklı insanlar diye ifade edildiği kanaatindedirler.
Ashâbu'l Uhdûd, İslam'dan önceki bir devirde, müminleri dinlerinden döndürmek için ateş dolu hendeklerde yakarak işkence eden kimseler hakkında Kur'an-ı Kerîm'de kullanılan tabirdir.
Uhdûd "uzun ve derin hendek" demektir. Kendilerinden "Ashâbü'l-Uhdûd" diye söz edilen kimselerle onların işkence ettiği müminler ve bu olayın geçtiği zaman ve bölge hakkında Kur'an-ı Kerîm'de bilgi yoktur.
ASHÂBÜ’L UHDÛD KAVMİ NEDEN CEZALANDIRILDI?
Burûc suresinde (4-10), çıra ile tutuşturdukları ateş dolu hendeklere Allah'a inandıkları için müminleri atan ve hendeğin etrafında oturup onları seyreden kimselerden "kahrolsunlar" diye kısaca bahsedilir. Buruc suresinin 4 ila 7'nci ayetleri bu konuda şöyle buyurur:
"Hazırladıkları hendekleri tutuşturulmuş ateşle doldurarak, onun çevresinde oturup, iman edenlere, dinlerinden dönmeleri için yapılan işkenceyi seyredenlerin canı çıksın."
Suheyb bin Sinân tarafından rivayet edilen bir hadiste, bu müminleri iman etmeye sevk eden olay zikredildikten sonra hendeğe atılışları anlatılır. Kur'an-ı Kerîm'de bu kıssa, müminlere eziyet eden müşriklerin ibret almaları ve müminlerin de sıkıntı ve zorluklar karşısında sabır ve tahammül göstermeleri için zikredilmiştir.
BU KAVİM HAKKINDA PEK ÇOK RİVAYET VARDIR
Bu kavim ile ilgili birçok rivayet vardır. Bir rivayete göre İran hükümdarı, nikâhları haram olan yakın akraba ile (özellikle kız kardeşlerle) evlenmenin helâl sayılmasını istediği zaman buna karşı çıkan âlimleri bir hendek kazdırıp içine attırmıştır.
Diğer bir rivayete göre Bâbil Kralı Buhtunnasr, bir altın heykel yaptırarak halkı ona tapmaya zorlamış; bunu kabul etmeyen Dânyâl peygamber ile arkadaşlarını alevli fırına doldurmuştur. Bu konudaki rivayetlerin en kuvvetlisi, Necran Hristiyanlarına, Yahudiliğe geçmeleri için Yahudi hükümdar Zûnüvâs tarafından yapılan işkence olayı ile ilgili olanıdır.
Eski Yemen krallarının unvanı olan Tübba, aynı zamanda Kur'an'da helâk edildiği bildirilen bir kavmin adı. Kur'an-ı Kerim'de, Tübba adı Duhân, 37 ve Kâf, 14 ayetlerinde olmak üzere iki yerde geçiyor.
Tübba'nın, bir kişi mi yoksa krallar soyu mu olduğu konusu tartışmalıdır. Ebû Hureyre, Resulullah'ın, "Tübba'nın peygamber olup olmadığını bilmiyorum" buyurduğunu rivayet etmiştir. Hz. Aişe ise onun hakkında şöyle demiştir: "Tübba'a sövmeyin, çünkü o salih bir kimse idi. Allah Teâla, kavmini tenkit ettiği halde, onu tenkit etmemiştir."