Kütüb-i Sitte'den yaşama dair hadisler
Hadislerin büyük bir kısmını ve genellikle güvenilir olanlarını ihtiva eden Kütüb-i Sitte'de yaşama ve ibadetlerin önemine dair pek çok nasihat vardır. Kur'an'dan sonra başvurulan ilk kaynak olan hadislerin derlendiği bu kitap, pek çok hadis-i şerifi konularla tasnif edilmiş şekilde aktarır. Kütüb-i Sitte'de en güvenilir kaynak olarak Buhari ve Müslim'in derlediği eserler görülmüş, bunlara "Sahihayn" adı verilmiştir. İslam'ın altı kitabı olarak bilinen Kütüb-i Sitte'den emanetin öneminden, cimriliğe, kıskançlık duygusundan hayaya kadar yaşama dair hadisler derledik.
Giriş Tarihi: 04.12.2021
12:13
Güncelleme Tarihi: 23.02.2022
14:06
Ebû Talhâ (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a açlıktan şikâyet ettik ve karınlarımızı açıp gösterdik. Herkeste bir taş vardı. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) da karnını açtı, O'nda iki taş vardı."
Tirmizî, Zühd, 39
💠
📌 Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ve Ashâb-ı Kirâm hazerâtının zâhidâne hayatı hakkında bilgi vermektedir. Ashâb-ı Suffe, zühdün ötesinde "yokluk" ve "darlık" şartlarını yaşamıştır. Açlıktan karna taş bağlamak, namazda kıyam sırasında yere yığılıp kalmak irâdî bir zühd değil, yokluğun getirdiği bir mahkûmiyettir.
Cömertlik hakkındaki ayet ve hadisler
Nu'mân İbnu Beşîr (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:
"Hz. Ömer (radıyallâhu anh) insanların nail oldukları dünyalıktan söz etti ve dedi ki: "Gerçekten ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın bütün gün açlıktan kıvrandığı halde, karnını doyurmaya adi hurma bile bulamadığını gördüm."
Müslim, Zühd, 36
💠
📌 Efendimizin fetihlerden sonra, gelirlerin artmasıyla maddî bolluğa kavuşulmuş olmasına rağmen yaşayış tarzını değiştirmeye, üst üste üç gün buğday ekmeğini doyuncaya kadar yemeyecek, mutfağında günlerce ateş yakmayacak kadar mütevazi yaşayışını devam ettirdiğini bildirmektedir. Yani O aleyhissalâtu vesselâm, ömrü boyunca, irâdî ve kasdî bir zühd hayatı yaşamış, ümmetine vecîbe kılmadan, ideal hayat örneğini fiilen vermiştir.
İnsanları birleştiren 40 hadis-i şerif
Atiyye es-Sa'dî (radıyallâhu anhâ) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kişi mahzurlu olan şeyden korkarak mahzursuz olanı terketmedikçe gerçek takvaya ulaşamaz."
Tirmizî, Kıyâmet, 20
💠
📌Bu hadiste, helâl bile olsa, gereksiz ve fazla olan kısmın bırakılmasına emir vardır. Mü'min, "haram değildir" diye veya "helâldir" diye gereği, lüzumu olmayan şeylere yer vermemelidir. Bu "helâl"i Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) mutlak bırakmıştır, öyleyse, hayatımızı ilgilendiren her şey olabilir: Yeme, içme, konuşma, giyme, ziyâret, uyku, harcama vs. Bunların gerekli miktarında kalmak esastır, çükü fazlası haram olabilir veya harama müeddî olabilir. Nitekim her çeşit israf yasaklanmıştır.
Ebû Ümâme İbnu Sa'lebe el-Ensârî (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanında dünyayı zikretmişlerdi.
Buyurdular ki:
"Duymuyor musunuz, işitmiyor musunuz? Mütevâzi giyinmek îmandandır, mütevâzi giyinmek imandandır!"
Ebû Dâvud, Tereccül 1
💠
📌 Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu hadislerinde mü'mine sâde ve mütevazi giyinmeyi tavsiye etmektedir. Dünyada söz edilen bir sohbette te'kîdli bir üslubla kılık kıyafette sadeliğin tavsiye edilmesi, giyimin "dünya"ya ait bir keyfiyet olduğunu gösterir.