Arama
Modern bir illüzyon: Bilgi çağı
İnsanoğlu olarak bilgi merkezli, yoruma kapalı bir çağda yaşamaya çalışıyoruz. Herkesin her konuyu ekranlar ölçüsünde bildiği ama hassasiyetlerin ve yaşantının sıfıra yaklaştığı bir sona doğru usulca yaklaşıyoruz. Hafızamızı gereksiz bilgiler, gözümüzü ise kalabalık görseller ile doldurarak gönlümüzü daima boş bırakıyoruz. Modern bir illüzyon olarak ortaya çıkan bilgi çağında kendimizi arıyoruz.
◾ Bu mesele beraberinde hayatımızdan rahmet ve bereketin çıkışını da yanında getiriyor. Zamanın yetmemesinden şikayet ediyor, saygısızlıktan dem vuruyoruz.
◾ Oysa bu bitmeyen koşuşturmaca, her gün dalgalanan keşmekeşin tam merkezinde olduğumuzu hayat telaşemiz içinde çok kolay biçimde unutuyoruz.
◾ Bir vakitler hayatımızın merkezinde olan dini ve kültürel ögeleri korumak ve dillendirmek bu bakımdan ele alındığında bir hayat memat meselesidir.
◾ Asırlara dayanan kültür ve Kur'an-ı Kerim kaynaklı dini geleneğimiz eğer gereken ehemmiyet gösterilmez ise kuşaklar arası geçişte yavaşça unutulmaya başlanacak ve bir dönem sonra nostaljik bir öge olarak anılacak.
◾ Teknolojik meselelere karşı gösterdiğimiz hassasiyet ve duyduğumuz ilgiyi bizi var eden değerler manzumemize karşı göstermediğimiz sürece bu kaotik düzen devam edecek.
HIRSIZLIK MESELESİ
◾ Özellikle son yirmi yılda patlayan dijital skandallar cep telefonu, tablet, bilgisayar gibi letişim cihazlarının esasında bir casusluk işlevi taşıdığını da kanıtladı.
◾ Cihazlarımızda kullandığımız programlar, indirdiğimiz uygulamalar üzerinden sistemin çeşitliliği için ortaya geniş bir iletişim, emperyalizm ağı çıkarıyor.
◾ Bir söylem felsefesine sahip olan Batı dünyası yapmak istediği, hayata geçirmek istediği eylemleri filmler, haberler, kitaplar gibi araçlar yoluyla önceden gündemimize taşır.
◾ Zihinlerin zamanla alıştığı bu gerçekler bir vakit sonra yavaş yavaş vücuda bürünür. Böylece ortaya çıkan malzemeye cılız sesler dışında ciddi bir muhalefet gösterilmez.