Arama
Muharrem ayının faziletleri nelerdir?
Bugün, Hicret'in üzerinden geçen 1442 yılı geride bırakıp yeni bir yıla girdiğimiz ilk gün. Hicri yılbaşının başlangıcı olan Muharrem ayını Peygamber Efendimiz "Allah'ın ayı" olarak nitelendirmiş; "Ramazan orucu dışında en faziletli oruç, Allah'ın ayı Muharrem'de tutulan oruçtur." buyurmuştu. Peki, Muharrem 1442'yi yaşadığımız bugünden itibaren bu ay içinde yapmamız gereken ibadetler neler? Muharrem ayının önemi nedir? Muharrem ayını nasıl ihya etmeliyiz? Muharrem ayında okunacak dualar neler? Muharrem ayına dair merak edilenleri sizler için derledik.
📌Hz. Muhammed (S.A.V) Muharrem ayı orucuyla ilgili şöyle buyurmuştur;
"Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç, Allah'ın değer verdiği ay olan Muharrem ayında tutulan aşure orucudur…"
(Müslim, "Sıyâm", 202)
"Aşure günü orucunun, bir önceki yılın günahlarına keffaret olmasını Allah'tan umarım."
(Tirmizî, "Savm", 48)
Hazreti Aişe (r.ah) İslâm öncesinde, Mekke halkının oruç tutmakta olduğu aşure gününde peygamberimizin de oruç tuttuğunu bildirmekte... Allah Rasulü Medine'ye hicret ettikten sonra da bu orucu tutmuş ve müminlere de onuncu günü ile birlikte, bir gün öncesi veya sonrası ile oruçlu olmalarını tavsiye etmiştir.
Hz. Peygamberin (s.a.s.) bu günde oruç tutulmasını teşvik eden başka hadisleri de vardır. Bir hadiste, "Âşûrâ günü orucunun önceki yılın günahlarına keffâret olacağını zannederim." (Tirmizî, Savm, 48) buyurmuştur. Başka bir hadiste de âşûrâ orucuna işaret ederek "Ramazan orucundan sonra en fazîletli oruç Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur."
(Tirmizî, Savm, 40)
📌Hz. Peygamberin (s.a.s.) yahudilere muhalefet için ertesi sene âşûrâ orucunu Muharrem'in dokuzuncu günü de tutacağını söylemesi (Ebû Dâvûd, Savm, 66); bu orucun Muharrem ayının dokuzuncu ve onuncu veya onuncu ve on birinci günlerinde tutulmasının daha doğru olacağına işaret etmektedir
(Bkz. Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV, 52; Abdürrezzâk, el-Musannef, IV, 287).
Şu da bilinmelidir ki, Ramazan orucu farz kılınınca Hz. Peygamber (s.a.s.), isteyenlerin âşûrâ orucu tutup isteyenlerin tutmayabileceğini belirtmiştir.
(Buhârî, Savm, 69; Müslim, Sıyâm, 113-126)