Mukabele geleneği nasıl başladı?
Sözcük anlamı itibarıyla "karşılıklı olmak" anlamına gelen mukabele, Peygamber Efendimizin önemli sünnetlerinden biriydi. Peygamberimizin Cebrail ile Ramazan ayında Kur'an-ı Kerim'i karşılıklı okuması bir gelenek olarak günümüze kadar geldi. Hz. Peygamber'in sünneti olan mukabele, yüce kitabımızın eksiksiz olarak günümüze gelmesinin deliliydi. Peki, mukabele geleneği nasıl başladı? Hatim duası nasıl yapılır?
Giriş Tarihi: 05.05.2020
08:46
Güncelleme Tarihi: 20.12.2020
17:31
Mukabele karşılık verme, karşılıklı okuma anlamına gelir. Bir kimsenin Kur'an'ı ezberden veya kitaptan yüksek sesle okuması ve onu dinleyen topluluğun da sessizce Kur'an'dan takip etmesi anlamına gelen mukabele okumanın adabı sırasıyla şu şekilde olmalı: Okumaya başlamadan önce ağız misvakla temizlenmeli Kur'an, mescit veya bir başka temiz yerde okunmalı, kıbleye yönelmeli Allah'ın "Kur'an okuyacak olduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın " ayeti gereğince Kur'an okumaya başlarken euzü besmele çekilmeli Tevbe Suresi hariç her surenin başında besmele çekilmeli Okunan Kur'an ayetlerini huşu ile dinleyip anlamları hakkında düşünülmeli Ses güzelleştirilerek ve tane tane okunmalı Aceleci davranmayarak med kaidelerine uyulmalı Mukabeleyi takip ederken mümkünse okunan harfleri içimizden tekrar edilmelidir. Fakat gücümüz nispetinde yalnız göz takibi yapmakta da bir mahzur yoktur. Resûlullah şöyle buyurdu: "Kuran okuyunuz! Çünkü Kuran, kıyamet günü, kendi yârânına (kendisini okuyan amel edenlere) şefaatçi olarak gelecektir.'' "Mukabele", Kur'an'ın yazılması ve hafızlar tarafından ezberlenmesi dışında her sene tekrarlanan üçüncü ve önemli bir "koruma garantisi" niteliği taşır. Bu "Zikri (Kur'ân'ı) biz indirdik, O'nun koruyucusu da elbette biziz " (el-Hicr, 15/9) ayetinin Asr-ı Saadet'te gerçekleşmiş bugün de devam etmekte olan bir mucizesidir.
MUKABELE OKUMANIN FAZİLETİ NELERDİR?
Bu karşılıklı okuma 632 yılında iki kez tekrarlandı. Aynı zamanda sahabeden bazıları Ramazan ayı gelince aile fertlerini toplayarak onlara mukabele okurlardı. Mukabele geleneği sayesinde tekrarlanan ayetler, Kur'an'ın eksik ve hatalı okumanın önüne geçti.
Mukabele geleneğinin temeli, Peygamber Efendimiz ile Cebrail arasında her yıl Ramazana ayında gerçekleşen bu karşılıklı okuma diğer bir adıyla arzdan kaynaklanırdı. Kur'an'ın Ramazan ayında indirilmeye başlanması, bu ayda yapılan amellerin diğer zamanlara göre daha faziletli kabul edilmesi de mukabele geleneğin yaygınlaşmasında etkili oldu.
Hz. Aişe (ra) ise şöyle anlatır: "Ramazanın son on günü girdiğinde Resulullah, geceleri ibadetle geçirir, çoluk çocuğunu uyandırır ve hayırlı işlere koyulurdu.
Buhari, Fazlu Leyleti'l-Kadr 5; Müslim, İtikat 7, Tecrid-i Sarih 6/322
İbn-i Abbas (ra) şöyle anlatır: Bir adam Peygamberimize: "Ey Allah'ın Resulü. Allah'ın en çok sevdiği amel hangisidir?" diye sordu. Peygamberimiz (sav):"Konup göçendir" buyurdu. "Konup göçen kimdir?" diye sorunca da Resulullah Efendimiz: "Kur'an'ı, başından sonuna kadar okuyan, bitirince hemen tekrar başlayandır." buyurdu.
Bu hadisten dolayı Müslümanlar, Kur'an'ın son suresi olan "Nas" suresinden sonra Fatiha ve Bakara suresinin başından beş ayet okur.
Her yıl Ramazan ayında gerçekleşen bu karşılıklı arz faaliyeti, 23 yıl boyunca devam etti. Her yıl bir defa yapılan mukabele, Peygamber Efendimizin vefat edeceği yıl iki defa oldu. Bu arza-i ahire olarak anıldı. Bu son karşılaştırma Kureyş lehçesiyle yapıldığı için o günden itibaren Kur'an bu lehçe ile okunur.
Asırlardır beri okuna gelen mukabele geleneği bugün de devam eder. Müslümanlar, Kur'an-ı Kerim'i ömürlerinde en az bir kere hatmederek Peygamberimizin bu önemli sünnetini ihya eder. Hatimler, bir kişi tarafından yapıldığı gibi iki ve daha fazla kişi tarafından da yapılabilir.
Peygamberimizin döneminde sahabe, Kur'an-ı Kerîm okumaya ve hatim yapmaya büyük özen gösterirlerdi. Otuz-kırk günde bir hatim yapan Müslümanlar bulunduğu gibi üç günde bir hatim indirenler de vardı. Peygamberimiz Abdullah b. Amr b. Âs'a yedi günde bir hatim yapmasını tavsiye etmişti.