Arama
Mü'minûn Suresi ışığında müminlerin vasıfları
Allah Teala kullarını imtihan maksadıyla dünyaya göndermiş, kutsal kitaplar ve peygamberler aracılığıyla onlara doğru yolu, hakikati göstermiştir. Müslümanın kamil bir hale gelmesi Allah Resulü'ne (SAV) uyması ile mümkündür. Bu halde ortaya çıkan mümin tiplemesi benzersiz vasıfları barındıracaktır. Mü'minun Suresi'nin başında Allah Teala Firdevs cennetine gidecek müminlerin vasıflarını zikretmiştir. İşte, Mü'minun Suresi ışığında müminlerin vasıfları...
"Müminler kesinlikle kurtuluşa ermiştir;
Ki onlar, namazlarında derin bir saygı hali yaşarlar;
Anlamsız, yararsız söz ve davranışlardan uzak dururlar;
Zekâtı verirler;
İffetlerini korurlar;
Sadece eşleriyle veya ellerinin altında olanlarla (câriyelerle) yetinirler, bundan dolayı da kınanacak değillerdir.
Ama her kim bunun ötesine geçmek isterse işte haddi aşanlar onlardır.
Yine o müminler emanetlerine ve ahidlerine sadakat gösterirler;
Namazlarını titizlikle eda ederler.
İşte vâris olacaklar bunlardır;
Firdevs cennetine vâris olacaklar ve orada onlar ebedî kalacaklardır."
Mü'minûn Suresi 1-11. Ayetler
Mü'minûn Suresi 1-11. Ayetler Tefsiri
◾ Bu bölümdeki on bir âyette İslâm'ın ibadet ve ahlâk alanlarında vazgeçilmez saydığı ilkelerin yanı sıra mümin kavramının içeriği özetlenmekte, kadın olsun erkek olsun "Ben müminim, müslümanım" diyen her insanın, bu ifadesinin anlamlı hale gelebilmesi için kendisinden beklenen yaşama modeli ortaya konmaktadır. Sûrenin ileriki âyetlerinde âhireti inkâr edenlerin iddiaları geniş olarak ortaya konup bunların eleştirildiği dikkate alındığında buradaki "kurtuluş"un öncelikle âhiret kurtuluşu ve esenliği olduğu anlaşılır.
Namazlarında huşu hali yaşarlar
◾ İman kavramından sonra İslam'daki en önemli husus dinimizin direği olan namazdır. Efendimiz (SAV) müminlerin kıyamet gününde evvela namazdan sorguya çekileceklerini bildirmiştir.
◾ Hakk'a boyun eğmek anlamına gelen huşu tabiri en çok namazla beraber kullanılır. Müminlerin namazlarını huşu halinde kılmaları esastır. Hem kalp hem de bedenen müminin Rabbinin huzurunda olduğunu idrak etmesine huşu diyoruz.
◾ Resulullah'a (SAV) "ihsan nedir" diye sorulduğunda Allah Resulü (SAV)
"Allah'a sanki O'nu görüyormuş gibi ibadet etmendir. Eğer sen Allah'ı görmüyorsan O seni görüyor" buyurmuştur.
(Buhârî, "İman" 37 - Müslim, "İman" 1)
◾ Hz. Aişe (RANHA) Validemiz anlatıyor:
Peygamberimize, namazda yüzü çevirip bakma hakkında sordum, şu cevabı verdi.
"O, bir çalmadır ki, şeytan onu kişinin namazından çalar, kaçar."
(Buhârî, "Ezan", 93 - Tirmizî, "Cuma" 59 - Ebû Dâvud, "Salât" 161)
Boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler
◾ Zaman insanın en değerli ve kıymetli sermayesidir. Çünkü tüm eylemler zamana bağlıdır. Müslüman, ömrünün her anını fayda ve hayırla değerlendirmelidir.
Resulullah (SAV) buyurdu:
"İki nimet vardır ki, insanlardan çoğu bu nimetleri değerlendirmekte aldanmıştır: Sağlık, boş vakit."
(Buhârî, "Rikak" 1)
Resulullah (SAV) buyurdu:
"İki günü eşit olan ziyandadır."
(Deylemî, Firdevs, III, 611)
Zekatlarını verirler
◾ İslam'ın beş temel ibadetinden birisi olan zekat, Allah Teala'nın verdiği malın bir kısmının dağıtımıdır. Sosyal yönü kuvvetli bir ibadet olan zekat vermek, müminin özelliklerinden birisidir.
"Ey iman edenler! Bilin ki yahudi din bilginlerinin ve hıristiyan din adamlarının birçoğu halkın mallarını haksızlıkla yerler ve Allah yolundan alıkoyarlar. Altın gümüş biriktirip Allah yolunda harcamayanları elem veren bir azapla müjdele! O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılıp onların alınları, böğürleri ve sırtları dağlanacak: İşte yalnız kendiniz için toplayıp sakladıklarınız; tadın şimdi biriktirip sakladıklarınızı!"
Tevbe Suresi 34-35. Ayetler
Tevbe Suresi 34-35. Ayetler Tefsiri
◾ İlk âyette önce, yahudi din âlimlerinden ve hıristiyan din adamlarından birçoğunun, dini istismar etmek suretiyle haksız kazanç elde ettiklerine ve bu şekilde sağladıkları güçle insanları Allah'ın gösterdiği yoldan alıkoyma çabası içinde olduklarına dikkat çekilmiştir. Bu kimselerin din üzerinden çıkar sağlamalarıyla ilgili olarak, verdikleri hükümler için rüşvet almaları, ilâhî kitapta değişiklik yapıp yazdıkları tahrif edilmiş nüshaları satmaları, Allah katında duaların kabulüne aracı olacağı izlenimi vererek bağış almaları, günah çıkarma karşılığında bir gelir elde etmeleri ve birçok dolambaçlı yollarla kendileri için malî kaynaklar oluşturmaları gibi izahlar yapılmıştır.