Murakabe nedir? Murakabe nasıl yapılır? Murakabe ile ilgili hadis ve ayetler...
Yemek yerken, konuşurken, otururken, kalkarken, yalnızken, kalabalıktayken 'Allah beni görüyor' bilincini diri tutmak bizi gerçek bir Müslüman yapar. Bir şeyi korumak, bakıp gözetmek, gözaltında bulundurmak, kendi iç alemine bakmak, dalıp kendinden geçmek anlamında Arapça bir kelime olan murakabe; Allah'ın her şeye kadir ve her şeyden haberdar olduğunu bilmesi, kalbin maksudunu her an mülahaza etmesi anlamına gelmektedir. Peki, murakabe nedir? Murakabe nasıl yapılır? Murakabe ile ilgili hadis ve ayetler nelerdir?
Giriş Tarihi: 05.05.2020
14:34
Güncelleme Tarihi: 21.10.2020
11:06
MURAKABE EHLİ ÜÇ HAL ÜZERİNDE BULUNUR
Serrâc'a göre murakabe ehli üç hal üzere bulunur: İç dünyalarını murakabe, mâsivâdan fâni olup Hakk'ı Hak için murakabe ve Allah'ın korumasına sığınıp O'nu murakabe hali.
(el-Lümaʿ, s. 83)
Gazzâlî'ye göre murakabe halini mârifet ve yakīn meydana getirir. Yakin ve mârifet sahipleri kurbiyet makamına ulaşmıştır. Bunlar da sıddîklar ve takvâ ehli olmak üzere iki kısım olup her birinin murakabedeki derecesi farklıdır.
(İḥyâʾü ʿulûmi'd-dîn, IV, 386)
Sâlik hem rabbini hem kalbini murakabeyle yükümlüdür. Bir yandan Allah'ın kendisini sürekli murakabe ettiğini hatırında tutmalı, öte yandan nefsin ve şeytanın düşmanı olduğunu, kendisini günaha sokmak için fırsat kolladığını unutmamalı ve tedbirli davranmalıdır.
(a.mlf., el-Maḳṣadü'l-esnâ, s. 85)
Cüneyd-i Bağdâdî , murakabenin hakikatine eren kişinin her an Rabbini düşünmesi gerektiğini söyler (Kuşeyrî , s. 407). Hücvîrî , meşâyihten her birinin müridlerini terbiye konusunda kendine has bir yol tuttuğunu, Cüneyd-i Bağdâdî'nin usulünün murakabe olduğunu belirtir. Ayrıca Hücvîrî, meşâyihten her birinin müridlerini terbiye konusunda kendine has bir yol tuttuğunu, Cüneyd-i Bağdâdî'nin usulünün murakabe olduğunu belirtir.
(Keşfü'l-maḥcûb , s. 245).
' Fikriyat podcast'ten sure meallerini dinlemek için tıklayın
MURAKABE NASIL GERÇEKLEŞİR?
Murakabe sâlikin içine dönmesi, dikkatini nefsi ve kalbi üzerinde yoğunlaştırması, gönlünden ve zihninden geçen her şeyi kontrol etmesi, daha sonra da kendini Hakk'a vererek derin düşüncelere dalması, O'ndan başka her şeyi unutmasıyla gerçekleşir.
Cüneyd, bu durumdaki sâlikin halini deliğinden çıkması muhtemel fareyi bekleyen kedinin haline benzetmiş ve kendisinin murakabenin ne olduğunu kediden öğrendiğini söylemiş, bununla sâlikin Hak Teâlâ'dan gelmesi muhtemel feyzi tam bir murakabeyle beklemesi gerektiğine işaret etmiştir.
Fikriyat e-kitapta yer alan Riyâzü's Sâlihin'e ulaşmak için tıklayın
"Allah, gözlerin sinsi bakışlarını ve kalblerin saklaya geldiklerini bilir."
(Mü'min sûresi (40), 19)
Âyet, ilâhî denetim ve murâkabeden, kalblerin bile kurtulamadığını, onların insanlara açıklamayıp kendilerine sakladıklarını Allah'ın bildiğini haber vermektedir. Gözlerin sinsi sinsi bakışlarına varıncaya kadar her çeşit hareketin, Allah'ın malûmu olduğunu bildirmektedir.
MURAKABE İLE İLGİLİ HADİSLER NELERDİR?
Ebû Zer Cündeb İbni Cünâde ve Ebû Abdurrahman Muâz İbni Cebel radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Nerede ve nasıl olursan ol, Allah'dan kork.
Kötülük işlersen, hemen arkasından iyilik yap ki, o kötülüğü silip süpürsün.
İnsanlarla güzel geçin!"
Tirmizî, Birr 55