Osmanlı'nın ilk mescidi: Kuyulu Mescid
Osmanlı Beyliği'nin Söğüt'te Ertuğrul Gazi tarafından yaptırılmış ilk mimari eseri olarak görülen mescid , içinde kuyu bulunması nedeniyle "Kuyulu Mescid" olarak da adlandırılır. Mescid, 1276 tarihinden önce Ertuğrul Gazi tarafından yaptırılmış, II. Abdülhamid tarafından 1902 yılında aynı temeller üzerine inşa edilmiş ve daha sonraları onarım görmüştür. Asıl ismi Ertuğrul Gazi Mescidi olan eser Osmanlı'nın ilk eseri olarak bilinir. İşte Müslümanlığı, adaleti ve hoşgörüyü, Hristiyanlara veya gayrimüslim topluluklara öğretme amacıyla inşa edilen mescidin hikâyesi...
Giriş Tarihi: 21.01.2019
17:02
Güncelleme Tarihi: 21.01.2019
17:18
Rivayetlere göre gayrimüslimler, Ertuğrul Gazi'nin aşiretiyle bölgeye gelmesinden rahatsız olur. Bölgeden gönderebilmek adına su ihtiyaçlarını karşıladıkları dereyi, insanı halsiz ve hasta edebilecek şekilde zehirlerler. Ertuğrul Gazi, çözüm bulmaya çalışır ama başarılı olamaz. Bir gün namaz sonrası uykuya dalar ve rüyasında mescidin yanında bulunan ağaçların filizlendiğini görür. Mescidin bulunduğu alanda kuyu kazmaya başlar.
3 günlük kazının sonucunda suyu bulur. Suyu bulduğunu kimseye söylemez. Suyun tespiti için 3 gün kendisi, 3 gün de atına bu suyu içirir. Osmanlı adaletini de gösteren bu hadise neticesinde, suyun zehirli olup olmadığını kesinleştirir; bölgedeki Müslümanlara ve gayrimüslimlere, içilebilir su bulduğunu ve kullanabileceklerini müjdeler.
Mescid, 1402 yılından 1902'ye kadar eski yapıya uygun olmayan bir şekilde onarılır, Sultan 2. Abdülhamid döneminde ise aslına uygun şekilde restore edilir.
ERKEN DEVİR OSMANLI MİMARİSİNİN ÖZELLİKLERİ
Ertuğrul Gazi Türbesi , çam ağaçlarının gölgelendirdiği geniş bir bahçenin içinde yer alır. Bahçenin giriş kapısı empire üslûbunun özelliklerini yansıtmakta ve Sultan Abdülmecid devrinden kalma olduğunu belli etmektedir. Kesme köfeki taşı ile inşa edilmiş olan kapı içbükey profilli yuvarlak bir kemerle taçlandırılmış, yanlardan dorik başlıklı ikişer pilastırla kuşatılmıştır. Türbe binası altıgen planlı ve kubbeli bir gövde ile dikdörtgen planlı ve beşik çatılı bir giriş bölümünden oluşur.
Erken devir Osmanlı mimarisinin özelliklerini gösteren duvarlar, bir sıra kesme köfeki taşı ve iki sıra tuğla ile almaşık düzende örülmüştür. Altıgen gövdenin yüzlerinden kıbleye yönelik olana küçük bir mihrap yerleştirilmiş, diğerlerinden dördüne kapı ile üç pencere açılmış, bir cephe de sağır bırakılmıştır. Dikdörtgen pencere açıklıkları topuzlu demir parmaklıklarla ve demir kepenklerle donatılıp almaşık örgülü sivri hafifletme kemerleriyle taçlandırılmıştır.