Osmanlı’nın son sultan külliyesi: Muradiye
Ölüm ile yaşamın, rüya ile hakikatin, hüzün ile huzurun bir arada hissedildiği nadide yerlerden biri olan Muradiye , Osmanlı sultanları tarafından yaptırılan son külliye olarak varlığını koruyor. Cami, medrese, hamam, darüşşifa ve türbeden oluşan bu nadide eserin detaylarını sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 09.07.2019
13:01
Güncelleme Tarihi: 09.07.2021
10:36
Muradiye Külliyesinin merkezinde, caminin güneybatısında II. Murad Türbesi yer alıyor. Sultan II. Murad'ın çok yakın olmamak kaydıyla oğlu Alaaddin Ali'nin türbesinin yanına gömülmesini, doğrudan toprağa verilmesini, türbesinin dört köşeli, üstü açık ve etrafının kapalı olmasını, yanına kimsenin defnedilmemesini ve eğer Bursa dışında iken vefat ederse Bursa'ya getirilerek perşembe günü kabrine konmasını vasiyet ettiği biliniyor.
Kesme taş, tuğla ve horasan harcıyla örülmüş duvarları, kurşun kaplı kubbesi, kündekari tekniğindeki eşsiz ve muhteşem saçağıyla II. Murad'ın türbesi, vasiyetine uygun olarak kare şeklinde, üzerine yağmur yağması için üstü açık inşa edildi. Sultanın naaşı da sanduka veya lahit içine konulmadan doğrudan toprağa gömüldü. Aynı türbe yapısı içinde yer alan yan odada iki büyük oğlu ve bir kızının mezarları bulunuyor.
Sultanlıktan kendi isteğiyle ayrılan ilk ve son hükümdar olan II. Murad, Bursa'da toprağa verilen son Osmanlı padişahıdır.
Baldaken planlı olup Saraylılar Türbesi gibi bunun da etrafı açıktır. Kubbesi kurşun taklidi betondur. Kitabesi olmayan türbede yatan kişinin Fâtih Sultan Mehmed'in ebesi olduğu bildirilir.
Kare planlı, yüksek sekizgen bir kasnağa oturan mukarnaslı tromplu kubbelidir. Duvarlar bir sıra kesme taş ve iki sıra tuğla ile örülmüştür. Mermer bir revakla girilen kare mekân aşağıda sekiz, yukarıda dört olmak üzere on iki pencere ile aydınlanmaktadır. Güney duvarında mihrap, diğer iki duvarda ahşap kapaklı dolaplar bulunan türbenin içi Âyetü'l-kürsî yazı kuşağı ve rûmîli palmetli bitkisel motiflerle süslüdür. Türbedeki dört mermer sanduka Gülruh Hatun, kızı Kamer Hatun, Şehzade Alemşah'ın kızı Fatma Hatun ve Kamer Hatun'un oğlu Osman'a aittir.
Arapça kitâbesine göre 853'te (1449) bir sıra taş ve iki sıra tuğladan inşa edilen altıgen planlı ve kubbeli mütevazi yapı II. Murad'ın kadını ve Fâtih'in annesi Hümâ Hatun'a aittir. Türbedeki ikinci sandukanın kime ait olduğu belli değildir.