Peygamber Efendimiz Miraç gecesinde neler yaşadı?
Peygamber Efendimiz, Recep ayının 27. gecesinde yüce Allah'ın davetiyle Mekke'deki Mescid-i Haram'dan Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya götürülüp oradan da ilahi huzura yükseldi. Miraç olayı, zaman ve mekandan bağımsız olarak tamamen ilahi ölçülerle gerçekleşen bir lütuftu. Peki, İsra ve Miraç olayı nedir? Miraç gecesi neler oldu? Peygamber Efendimiz, Miraçta neler gördü? Miraç olayında Hz. Peygamber'e neler verildi? Hz. Peygamber, Miracı nasıl anlattı? İşte sizler için Peygamber Efendimizin Miraç gecesinde yaşadıklarını derledik.
Giriş Tarihi: 21.03.2020
13:53
Güncelleme Tarihi: 09.03.2021
16:53
"Allah kuluna vahy edeceğini vahy etti. Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı. (Ey Müşrikler! Şimdi siz Peygamberin) gördüğü şey hakkında onunla tartışıyor musunuz? And olsun ki, o, Cebrail'i bir başka inişte daha (asli şekliyle) Sidretü'l-Münteha'nın yanında görmüştü. Me'va cenneti de Sidre'nin yanındadır. O zaman Sidre'yi kaplayan kaplamıştı. Göz (gördüğünden) şaşmadı ve (onu) aşmadı. And olsun, o, Rabbinin en büyük alametlerinden bir kısmını gördü."
(Necm, 53/8–10)
HZ. PEYGAMBER MİRAÇ’TA HANGİ HADİSELERE TANIK OLDU?
Hz. Peygamber, Miraç olayında Allah yolunda şehit olanların , Firavun tarafından öldürülen kadının ve eşi ile çocuklarının akıbeti, namaz kılmayanların gördüğü azap ve çektiği sıkıntılar ı, zina edenlerin, yol kesenlerin, faiz yiyenlerin, emanetlere ihanet edenlerin, yapmadığı halde başkasına öğüt veren vaizlerin, gıybet yapanların, büyük söz söyleyip yerine getirmeyen ve buna pişman olanların durumlarını, cennetin misk kokusunu ve cennet ehli olan salih insanların amellerinden dolayı buraya nasıl girdiklerini, Allah'a, Resulüne, ahiret gününe iman edip İslam'a gönül veren ve Allah rızası için muhtacın yardımına koşan, Allah'ın emrettiklerini yapıp nehyettiklerinden kaçınanların akıbetlerini ve hallerini gördü.
Cennetliklere sevinip cehenneme girecekler için de üzülüp Cebrail'e gerekli soruları sorup cevaplarını aldı ve yollarına devam ettiler. Sonra Sidretü'l-Müntehâ denilen yere vardıklarında yazıcı meleklerin kalem cızırtılarını duydu.
Hz. Muhammed'e "Yâ Resulallah! Sidre'yi kaplayan ne gördün?" sorulduğunda "Altundan pervânelerin onu bürüdüğünü ve her yaprağında bir meleğin oturup Allâh'ı tespih ettiğini gördüm." dediği rivayet edilir. (Taberî, XXVII, 75; Müslim, Îman, 279)
İKİ YAY UCU ARALIĞI KADAR YAKLAŞMA
Hz. Peygamber ile Cebrail (as) Sidretü'l-Münteha (hudut ağacı) denilen yere ulaştı. Burada Hz. Peygamber'e evrenin sırları, varlığın kaderiyle ilgili hükümlerin tespiti için görevli meleklerin çalışmaları gösterilir. Cebrail (as) buradan ileri geçemeyeceğini bildirir ve Sidretü'l-Münteha'da kalır. Cebrail, "Bir parmak ucu daha öteye yaklaşmış olsaydım yakılırdım" der.
Hz. Peygamber'in Miraç'ta Allah'ı görüp görmediği meselesi, O'nun Sidretü'l Münteha'da "iki yay ucu aralığı kadar" Allah'a yaklaştığını ve O'nu gördüğünü bildiren ayetlere dayanır.
Yüce Allah'ın, Peygamber'e veya Peygamber'in Allah'a yaklaşması mekan ve mesafe kavramlarıyla değil, Resûl-i Ekrem'in derece ve makamının yükselmesi, duasının kabulü ve çeşitli nimetlere mazhar kılınmasıyla açıklanır.
"Onu, çok güçlü, üstün niteliklerle donatılmış biri (Cebrâil) öğretti. O, ufkun en yüce noktasındayken asıl şekliyle göründü. Sonra yaklaştıkça yaklaştı. Öyle ki, iki yay kadar hatta daha yakın oldu. Böylece Allah, kuluna vahyini iletti. Gözün gördüğünü kalp yalanlamadı. Şimdi siz şüpheye düşüp gördükleri hakkında onunla tartışmaya mı kalkışıyorsunuz? Andolsun ki onu (meleği) iniş esnasında en sondaki sidre ağacının yanında bir daha gördü. Ki onun yanında huzur içinde kalınacak cennet vardır. O an sidreyi bürüyen bürümüştü. Göz ne kaydı ne de hedefinden şaştı. Hiç kuşkusuz o, rabbinin âyetlerinden en büyüğünü görmüştü ."
(Necm Suresi - 5-18 )