Arama

Peygamber Efendimizin diğer ülkelere gönderdiği elçiler

İslam tarihinin dönüm noktalarından biri olan Hudeybiye Antlaşması'ndan sonra huzur ortamı oluştu. Peygamber Efendimiz (sav), bu barış ortamında İslam'ı dünyaya duyurmak için muhtelif ülkelere elçiler yolladı. Devlet büyüklerini, mektuplar vasıtasıyla yüce Allah'a iman etmeye davet etti. Peki, Peygamber Efendimizin (sav) diğer ülkelere elçi göndermesi nasıl olmuştur? Hangi sahabeler elçi olarak gönderildi?

Sesli dinlemek için tıklayınız.
  • 12
  • 20

📌 Zekası ile meşhur olan Amr bin Ümeyye ed-Demri, eskiden beri elçilik vazifesiyle bilinirdi. Öyle ki Hendek Savaşı'ndan sonra Mekke'de baş gösteren kıtlıkta Peygamberimizin fakirlere dağıtılması için gönderdiği 500 dinarı götürme görevini üstlendi.

Bir diğer görevi, Haberş kralı Necaşi'yi İslam'a davet etmekti. Yanında Peygamber Efendimizin mektubunu taşıyordu. Necaşi, adaleti ile tanınırdı. Nitekim Müslümanlar, Mekke'deki müşriklerin zulmünden kaçtığı zaman Habeşistan'da, onları iyi davrandı. Peygamberimizin gönderdiği mektubun meali:

"Bismillahirrahmanirrahîm
Allah'ın Resulü Muhammed'den Habeş Kralı Necâşî Asham'a. Senin, temelli selâmet içinde olmanı diler, sana olan nimetinden dolayı Allah'a hamd ü sena ederim. (İbn Ishak'tan naklen Taberi -Tarih c. 3, s. 89) Ki, O'ndan başka, hiçbir ilâh yoktur. Melîk, Kuddûs, Selâm Mü'min ve Müheymin olan O'dur. Şehâdet ederim ki İsâ bin Meryem, Allah'ın çok temiz, iffetli, dünyadan el etek çekmiş olan Meryem'e ilka ettiği 'Rûh'u ve 'kelimesi'dir ki, Meryem, böylece ona gebe kalmış, yüce Allah onu, 'Rûh'undan nefh edip yaratmıştır. Nasıl ki, Âdem'i de, 'kudret eli'yle ve nefhiyle öyle yaratmıştı.
Ben, seni bir olan, eşi, ortağı bulunmayan Allah'a ve O'na ibadet ve tâata, bana tâbi olmağa ve Allah'tan getirip tebliğ etmiş olduğum şeylere iman etmeye davet ediyorum. Çünkü ben, Allah'ın resulüyüm. Seni ve askerlerini, yüce Allah'a ibadet ve tâata davet ediyorum. Ben sana, gereken tebligatı yapmış, dünya ve ahiret mutluluğunu sağlayacak öğüdü vermiş bulunuyorum. Öğüdümü, kabul ediniz! Doğru yola uyan, gidenlere selâm olsun."

➡ Bu davet mektubundan sonra Habeşi kralı Müslüman oldu.

İslam ile şereflenen ilk kral: Necaşi Asheme

  • 13
  • 20

➡ Habeşi kralı, mektubu elçi olarak gönderilen sahabe Amr bin Ümeyye'den aldıktan sonra gözlerine, sürdükten sonra öpüp başına koydu. Tahtından indikten sonra tevazu içerisinde Müslüman olduğunu bildirdi ve "Eğer, yanına kadar gitmeye imkân bulsaydım, muhakkak, giderdim! Allah'ı, şahit tutarak söylerim ki O (sav), Kitap Ehli olan Yahudilerle Nasranîlerin, geleceğin, bekleyip durdukları 'ümmî Peygamber'dir! Musa peygamber (merkebe biner) diyerek, İsa peygamberin geleceğini müjdelediği gibi; İsa peygamber de (deveye biner) diyerek, Muhammed peygamberin geleceğini öylece, müjdelemiştir! Gözle görmek, bu müjde haberinden daha tatmin edici değildir. Fakat ne yapayım ki; Habeşlilerden, pek az yardımcılarım vardır. Yardımcılarımın çoğalmasını ve kalplerin, İslamiyet'e ısınmasını, bekliyorum!" (Hz. Muhammed'in Cihan Peygamberi Oluşu ve Herkesi İslam'a Davet Edişi- M. Asım Köksal)

➡ Peygamber Efendimizin (sav) gönderdiği mektuba büyük hürmet gösteren Necaşi, onu fildişinden yaptırdığı kutuda muhafaza etti. "Bu mektuplar, aralarında bulundukça, Habeşlerde hayr ve bereket devam edecektir!" dedi.

  • 14
  • 20

Habeşi kralı Necaşi, Peygamber Efendimize (sav) mektup göndererek Müslüman olduğunu, isterse saltanatı bırakıp yanına geleceğini bildirdi.

"Bismillahirrahmanirrahim
Allah'ın Resulü Muhammed'e Necaşî Ashama b. Ebcer tarafındandır!
Ey Allah'ın Peygamberi! Allah'ın selam ve selameti, rahmet ve bereketleri üzerine olsun! Hamd ederim o Allah'a ki, O'ndan başka, Hakk, Mabud yoktur, ancak O vardır. Beni, İslamiyet'e hidayet eden O'dur. Üzerime düşen salât ü selâm ve hamd ü sena vazifesini yerine getirdikten sonra, arz ederim ki: Yâ Resûlallah! İçinde İsa'nın işi anılan mektubun bana erişti. Göklerin ve yerin Rabbine yemin ederim ki, İsa da kendisi hakkında, senin andığını zerre kadar artırmamıştır. O, ancak senin dediğin gibidir. Senin, bize neleri tebliğ etmek üzere gönderildiğini öğrenmiş, amcanın oğlu ve arkadaşlarıyla tanışmış, kendilerini ağırlamış bulunuyoruz. Şehadet ederim ki Sen, muhakkak, sözlerinde doğru ve kendinden önceki peygamberleri de doğrulayıcı olarak gönderilmiş bulunan Resulullah'sın! Ben, sana bey'at etmişimdir. Amcanın oğluna bey'at etmiş, âlemlerin Rabbi olan Allah'a, O'nun önünde boyun eğip Müslüman olmuşumdur. Oğlum Erha bin Asham bin Ebcer'i de, sana gönderiyorum. Ben, kendimden başkasına güç yetirememekte, söz geçirememekteyim. Eğer benim de muhakkak yanına gelmemi istiyorsan, ben onu da yaparım yâ Resulallah! Ben senin söylediğin şeylerin hak ve gerçek olduğuna şehadet ederim. Selam olsun Sana ya Resulallah"

Sahabelerden Cabir bin Abdullah'ın rivayet ettiğine göre Necaşi kralı vefat ettiğinde Peygamber Efendimiz (sav) "Bugün salih bir kul öldü" buyurdu ve gıyabi cenaze namazını kıldırdı.

En çok hadis rivayet eden sahabilerden Cabir bin Abdullah

  • 15
  • 20

📌 Abdullah bin Huzafe es-Sehmi, üstün temsil kabiliyetine sahip olmasından dolayı elçilik vazifesiyle görevlendirildi. İran kralı Kisra'ya Peygamberimizin onu İslam'a davet eden mektubunu götürdü.

Mektubun meali:

"Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adıyla
Allah'ın Resulü Muhammed'ten İran'ın büyüğü Kisra'ya!
Hidayete uyanlara, Allah'a ve Resulü'ne iman edenlere, eşi ve benzeri olmayan tek Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın kulu ve Resulü olduğuna şehadet edenlere selam olsun!

Seni, halkını ve Allah'ın dinine çağırmaya davet ediyorum. Çünkü ben, insanların hepsi için Allah'ın gönderdiği bir peygamberim. Allah diri olanları uyarmak, inanmayanları da haklı olarak cezalandırmak için beni göndermiştir.
Eğer İslam'a girersen selamet bulursun. Yok, eğer buna razı olmazsan, bil ki bütün mecusilerin günahı senin üzerinedir."

  • 16
  • 20

📌 Peygamber Efendimizin İslam'a davet mektubu Kisra'ya ulaştığında Rumlarla yaptığı savaşı kaybetmiş ve büyük huzursuzluk içerisindeydi.

➡ Kisra, huzurunda Arap lisanı bilen biri tarafından mektubu okuttu. Yazının kendi ismiyle başlamaması karşısında kibirlenerek devamını okutmadan parçaladı. Elinde kalan parçaları ise ateşte yaktı. İbn Cerir'e göre de "O benim kölemdir, bunu bana nasıl yazabilir" deme cüretinde bulundu. Elçinin derhal huzurundan çıkarılmasını emretti.

➡ Abdullah bin Huzafe es-Sehmi, Medine'ye döndükten sonra olayı Peygamber Efendimize (sav) anlattı. Bunun üzerine Resulullah "Allah da onun mülkünü paramparça etsin" buyurdu.

Peygamberimizin iltifatına mazhar olan 3 sahabe

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN