Arama
Tüm hayırları tüketen kötülük: Haset
Kişinin kendisinden başkasında bulunan nesne, eşya ve imkanları kıskanması olarak bilinen haset, kalbin hastalıklarından bir hastalıktır. Haset insanı içten içe çürüterek dini ve sosyal yaşantısını ilk elden etkiler. Hasetten kurtulmanın yolu ise İslamiyet'e sımsıkı sarılmak ve Allah Teala'nın hoşuna giden amellerde bulunmaktır.
▫ Hasetin alt metninde çekememek yatar. Kişi hoşuna giden bir güzelliği yahut nesneyi onun olsun istese de istemese de karşısındakinin bu hakka sahip olmasını çekemez.
▫ Temelde haset eden kimse, beğendiği şeyin kendisinde olmamasını değil karşı tarafta olmamasını ister. Yani sahip olmadığı bir özelliği başkasında da istemeyerek başkası adına büyük bir kötülük yapmış olur.
▫ İbn Ömer (RA) anlatıyor: "İki kişiye karşı hased caizdir: Birincisi o kimsedir ki, Allah kendisine Kur'ân-ı Kerim'i nasib etmiştir, o da onu, gece ve gündüz boyu ikame eder. İkincisi de o kimsedir ki, Allah Teâla ona mal vermiştir de o da gece ve gündüz (hak yolda) infak eder."
(Buhari, Fedailu'l-Kur'an 20 / Müslim, Müsafirin 266 / Tirmizi, Birr 24)
Efendimizin (SAV) hadislerini Riyazüs Salihin'den okumak için tıklayın
▫ Burada dikkat edilmesi gereken mesele Kur'an-ı Kerim'e gösterilen düşkünlük ve infaktır. Allah için vermek anlamına gelen infak, malın kalpte yer etmemesini ifade eder. Hak Teala'nın kelamı olan Kur'an-ı Kerim ise bol bol okunması ve üzerine düşünülmesi gereken yegane kitaptır.
▫ İnsan, hayatı boyunca kendisini terbiye etmeye çalışandır. Rab, kelime anlamı olarak "terbiye eden" anlamına gelir. Bu cihetten meseleye bakıldığında Yüce Allah (CC) bizlerin yegane terbiye edicisidir.
▫ Bu hususta karıştırılmamalıdır ki haset ile gıpta birbirine tevazu ve kibir gibi benzer. Lakin haset içerisinde kötülük barındırırken gıpta, iyilik barındırır. Haset ve gıpta birbirine taban tabana zıt iki haslet, huydur.