Türkiye'nin mimari harikası camileri
Diyanet tarafından organize edilen Camiler ve Din Görevlileri Haftası kutlama etkinlikleri yarın başlıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, 1986 yılında ilk kez 1-7 Ekim tarihleri arasını içeren ekim ayının ilk haftasını Camiler Haftası olarak ilan etmişti. İşte Türkiye'nin çeşitli illerinde yer alan mimari özellikleri bakımından dikkat çeken camiler...
Giriş Tarihi: 30.09.2018
12:09
Güncelleme Tarihi: 30.09.2018
12:48
Mimar Sinan'ın, hava akımını is odası yönüne ayarlayabilmek amacıyla, camiyi is odası merkezli tasarladı. Odada biriken isle de, mürekkep elde edildi. Bu mürekkeple o günün siyasi, dini ve idari bütün fermanları yazıldı.
Bu mürekkebin sırrı ise, yazı yazıldıktan sonra kâğıda herhangi bir akıcı madde dökülse dahi yazıların kaybolmamasıydı. Yazıyı tahrip edebilmek için kâğıdın tamamen imha edilmesi gerekiyordu. Bu nedenle bütün önemli belgelerde, Sinan'ın keşfi olan bu mürekkep kullanıldı.
İs odasından caminin içine açılan iki menfez için, Sinan ince bir detay tasarlamıştı.
Menfezlerden bakıldığında, birinden sadece cami içindeki "Allah" yazılı levha; diğerinden ise, "Muhammed"yazılı levha görülüyordu.
Cami, Antalya Kaleiçi'ndedir. Yapının aslı Roma mabedi olup daha sonra üzerine Bizans çağında Roma malzemeleri kullanılarak 5 nefli bir kiliseye çevrildi. Beşik tonozlu olan kilise ortadan manastır tonozu ile ikiye bölünür. Martek konumu itibariyle plan verecek kadar bellidir. Selçuklular devrinde onarım hatta ilave gördüğü bilinir. Yapının asıl camiye çevrilmesi Şehzade Korkut (1470-1509) zamanında oldu. Bu onarımda cepheye yani batı kısmına portal yapılmıştır. Güney kısmına ise portal ile aynı yükseklikte kare planlı minarenin kürsü kısmı ve minaresi ilave edilmiştir. Hicri 1314 yılında yangın geçiren cami 1974 yılında yeni bir oranım daha gördü. "Cumanın camii" diye de bilinen kesik minare kilise, olarak Meryem Ana'ya adanmış olup Panaglia Kilisesi olarak da adlandırılır.
Adana'nın Reşatbey semtinde, Merkez Park'ın güneyinde ve Seyhan Nehri'nin batı kıyısında 1998 yılında hizmete açıldı.
28 bin 500 kişiye sağlayabildiği ibadet imkanı sağlaması nedeniyle Balkanların ve Orta Doğu'nun en büyük camisi kabul edilir.
Konumu itibarıyla Adana'da bulunan ana arterlerin, demir yolunun ve Adana'yı çevre il ve ilçelere bağlayan yolların kesim noktasında ve yüksek minareleriyle uzaktan görünüyor olması nedeniyle, şehrin sembollerinden biri haline gelmiştir.