Arama

Yol ahlakı nedir? Yol nasıl yürünür?

İnsan hakikate birbirinden farklı yollar neticesinde ulaşır. Kimi kaybolur yolda kimi yolu tıkar; yoldan menfaat edinenler de vardır yoldan geri dönenler de… Kimine yol büyür, dağ olur kimine yoldaş olur. Bazıları müsriftir harcar yolu bazıları da yürümeye meftun olur; yol dediği dönüşür imtihana… Yaşamın belki de en önemli kısmını oluşturur yol… Neticede yolda olmak da meşakkatli bir iştir. Nerede, nasıl yürüdüğünüzü bilmezseniz ziyan olursunuz. Yolun bir amaç olduğunu bilir, rehbere sıkı sıkıya sarılırsanız varacağınız yer muhakkak hakikat olur. Ama asıl mesele, her yolun eğrisinin de olduğunu unutmadan iradenizi, bilincinizi her daim koruyarak yoldan dönmemek için çabalamaktır.

Sesli dinlemek için tıklayınız.
  • 7
  • 10
YOLU TIKAYANLAR: FİTNECİLER VE MÜNAFIKLAR
YOLU TIKAYANLAR: FİTNECİLER VE  MÜNAFIKLAR

🔹 Müslümanlar arasında fitne-fesadın yaygınlaşması, toplumsal bir felâkettir. Zira toplumu ayakta tutan en önemli dayanaklardan biri, birlik ve beraberliktir. Fitneden sakınmanın en etkin çaresi, yolunu kapatmak, fitneye yaklaşmamak ve fitne işlememek için Allah'a ve Resulüne olan sevgimizi her an hatırda tutmaktır. Zira fitneyi çıkarmanın en kolay yollarından biri, yalan haber yaymak, insanların kusurunu araştırmak ve söz taşımaktır.

"Ey iman edenler! Eğer fâsıkın biri size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz." (Hucurât, 49/6).

🔹 Birlik ve beraberliğin bozulması kin ve nefretin yayılması demektir. Kin ve nefreti körükleyen ve bunun toplumda çoğalmasına yol açan fitnenin, Müslümanlar için ne kadar tehlikeli olduğu, birlik ve beraberliklerinin ise ne derece önemli olduğunu şu ayet-i kerime ortaya koyar:

"(Ey iman edenler ) Hep birlikte Allah'ın ipine sarılın; parçalanmayın. Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmiş ve O'nun nimeti sayesinde kardeş olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar ki, doğru yolu bulasınız." (Al-i İmran, 3/102,103)

Aslında durum Mehmet Akif'in de dediği gibi anlaşılması zor olan bir hakikat değildir; "Ne irfandır veren ahlâka yükseklik, ne vicdandır; Fazîlet hissi insanlarda Allah korkusundandır." (Hatıralar / Âyet Meâli (Âl-i İmrân, 102)

🔹 Kur'an bize yoldayken birtakım münafıklarla da karşılaşacağımızı ayetleri vasıtasıyla haber verir. Münafıklar da fitneci güruhundandır. Toplumda birlik ve beraberliği bozmak, müminleri yoldan saptırmak için türlü entrikalar çevirirler. Münafık "gönülden inanmadığı halde Allah'ı, Peygamber'i ve onun bildirdiği diğer iman ilkelerini benimsediğini söyleyen, müslümanmış gibi görünen kimse" demektir.

"Onlar, oturup kardeşleri hakkında, "Bizi dinleselerdi öldürülmezlerdi" diyenlerdir. De ki: "Eğer sözünüzde doğru iseniz, ölümü başınızdan savın!" (Âl-i İmran,168)

"İnsanlardan bazıları da vardır ki inanmadıkları halde "Allah'a ve âhiret gününe inandık" derler." (Bakara,8)

🔹Vücutlarında boş yere taşıdıkları hastalıklı kalpleriyle müminlere engel olmaya çalışırlar.

"İçinizden engelleyicileri ve size karşı nekeslik (cimrilik) içinde arkadaşlarına, "Bize katılın" diyenleri Allah çok iyi bilmektedir. Zaten bunların pek azı savaşa gelir. Tehlike yaklaştığında ölümden dolayı kendinden geçip gözü kaymış kimse gibi sana baktıklarını görürsün, tehlike geçince de hayra karşı nekeslik içinde size sivri dillerini uzatırlar. Bunlar gerçekte iman etmemişlerdir, Allah da onların yaptıklarını geçersiz saymıştır. Bunu yapmak Allah için çok kolaydır." (Ahzab,18)

🔹Allah Teala bu fitneci münafıkların gösterişçi olduğunu ve onlara uyulmaması gerektiğini şu ayeti ile haber verir:

"Münafıklar Allah'a oyun etmeye kalkışıyorlar. Hâlbuki Allah onların oyunlarını kendi başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıklarında üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah'ı da pek az hatıra getirirler." / "Arada bocalayıp duruyorlar; ne onlara, ne bunlara! Allah'ın şaşırttığı kimseye asla bir yol bulamazsın." (Nisâ Suresi,142-143)

🔹 Mehmet Akif de kendi mısralarında "bilenlerle bilmeyenlerin bir olmayacağı" ayetinden (Zümer,9) ilham alarak şu mısraları kaleme alır:

Ey millet, uyan! Cehline kurban gidiyorsun!
İslâm'ı da "Batsın!" diye tutmuş, yediyorsun!
Allah'tan utan! Bâri bırak dîni elinden...
Gir leş gibi topraklara kendin, gireceksen!
Lâkin, ne demek bizleri Allah ile iskât ?
Allah'tan utanmak da olur ilm ile... Heyhât!

Hakkın Sesleri / Âyet Meâli (Zümer, 9)

  • 8
  • 10
SONUÇ: KUVVETLİ İMANI KİMSE YIKAMAZ!
SONUÇ: KUVVETLİ İMANI KİMSE YIKAMAZ!

🔹 Fitne meselesi bahsettiğimiz gibi müminleri en çok imtihana sürükleyen düşmanlardan biridir. Öyle ki; inananlar arasına korku yoluyla fitne salmak, şer ittifakı kurmak, Allah'ın rızasına uyan Müslümanları yolundan çevirememiş, şeytanın yandaşlarını sevindirmemiştir. Çünkü şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Şeytanın bu propagandasına aldanarak korkanlar, onun dostları olan münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunan imanı zayıf kimselerdir.

Bu durum Al-i İmran suresinde (173-175) şöyle anlatılır:

173- "Birtakım insanlar onlara, "İnsanlar size karşı asker toplamışlar, onlardan korkun" dediler de bu, onların imanlarını arttırdı ve "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!" diye cevap verdiler."

174- "Bunun üzerine Allah'ın lütuf ve keremiyle kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan geri döndüler Allah'ın rızasına da uymuş oldular. Allah büyük lütuf sahibidir."

🔹 Yüce Allah uyararak, eğer Allah'ın varlığına, kudretine ve müminlere yardım edeceğine inanıyorlarsa insanlardan korkmamaları ancak kendisinden korkmaları gerektiğini emreder. (Mümin iseniz onlardan korkmayın, benden korkun.) Çünkü bütün güç ve kuvvet O'nun elindedir. O dilerse sayıca daha az, savaş araç ve gereçleri bakımından daha zayıf olan Müslümanları daha güçlü olan müşriklere üstün kılar.

(x) 175- "Bakın, bu şeytan ancak kendi yandaşlarını korkutur. Mümin iseniz onlardan korkmayın, benden korkun."

➡ Bu ayetler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, her türlü olumsuzluğa rağmen Müslümanların, Allah ve Resûlü'ne (sav) olan imanlarının, güvenlerinin ve kararlılıklarının ne denli büyük olduğunu gösterir.

➡ Kısaca bu ayetler bize;

- İmanımızın gücünü,

- İslam düşmanlarına karşı duruşumuzu,

- Allah'ın lütuf ve kereminin sonsuzluğunu,

- Söz konusu "imansa" gerisinin teferruat olduğunu,

- Zaferin de yenilginin de ancak Allah Teâla isterse olacağını apaçık şekilde bildirmiştir.

🔹 Allah Teâlâ'nın, inkâr edenleri, müminleri maddî ve psikolojik yönden ezmek için uğraşan zalimleri hiçbir şeyden nasiplendirmeyeceğinin ve ahiret nimetlerinden mahrum bırakacağının habercisidir.

  • 9
  • 10
İNSANOĞLU OLARAK BİZE DÜŞEN…
İNSANOĞLU OLARAK BİZE DÜŞEN…

🔹Yüce Rabbimiz, insanoğlundan sadece doğru olmasını, ibadetlerini doğru şekilde yerine getirmesini ve davranışlarında güvenilir kişiler olmasından gayrı bir şey istememiştir. Bu hal üzere olan her mümin biiznillah doğru yolda yani Allah ve Resulü'nün, indirdiği rehberin yolunda olacaktır. Peki doğru yolda nasıl ilerleyeceğiz?

🔹Öncelikle doğru konuşup, doğru yaşamak ve doğru yaşayanlarla beraber olmak temel şartlardandır.

🔹Daha sonra; söz, fiil ve niyetlerimizin doğru olması,
-Allah rızasına göre yaşamamız,
-şahitliğimizde doğru olmamız,
-bütün sözlerimizde doğruluğa önem vermemiz,
-hak etmediğimiz kazanca, yalana el uzatmamamız,
-kötü olduğuna inandığımız şeylerden uzak,
-iyi olanlara yakın durmamız, doğru yolda ilerlememizde bizlere yardımcı olacaktır.

Bundan sonrası kendi kalbimizde, vicdanımızda gizlidir.

Bakara Suresi - 36-39. ayet tefsiri:

﴾36﴿ Şeytan oradan onların ayağını kaydırdı da bulundukları yerden onları çıkardı. Biz de "Birbirinize düşman olmak üzere inin! Bir zamana kadar sizin için yeryüzünde kalacak bir yer ve ihtiyaç maddeleri vardır" dedik.

﴾37﴿ Bunun üzerine Âdem rabbinden bazı kelimeler aldı (bunlarla tövbe etti); rabbi de onun tövbesini kabul buyurdu. Şüphesiz O, tövbeleri kabul buyuran ve rahmeti sınırsız olandır.

﴾38﴿ Onlara şöyle dedik: "Oradan hepiniz inin! Benden size muhakkak bir rehber gelecektir." Kim benim gönderdiğim rehbere uyarsa artık onlara ne korku vardır ne de üzüleceklerdir.

﴾39﴿ İnkâr eden ve âyetlerimizi yalan sayanlara gelince onlar cehennemliklerdir ve orada devamlı kalıcıdırlar.

🔹 İnsan hakikate birbirinden çeşitli yollar neticesinde ulaşır. Kimi kaybolur yolda kimi yolu tıkar; yoldan menfaat edinenler de vardır yoldan geri dönenler de… Kimine yol büyür, dağ olur kimine yoldaş olur. Bazıları müsriftir harcar yolu bazıları da yürümeye meftun olur; yol dediği dönüşür imtihana…

🔹 İnsanoğlu olarak vazifemiz, irademizi sağlam tutmak, her seçimin birer imtihan sebebi olduğunu unutmamaktır. Ahirette nasıl bir yol tuttuğumuzun, nasıl inandığımızın ve nasıl yaşadığımızın hesabı çok çetin şekilde sorulacaktır. Bu nedenle çok iyi düşünüp, yolu doğru yürümenin bilincine varmak gerekir. Allah'ın bildirdiği gerçeklere uyan, şükreden, isyana kalkışmayan, tövbe eden, af ve mağfiret dileyen, adaletli ve dürüst olan, ibadetlerini ihlasla yapan, kalbinden kin ve nefreti atan, fitneden uzak, doğrunun ve iyinin peşinde olan her mümini Allah Teâla, hidayete kavuşturacaktır.

Özge Özkul
(x) ozge.ozkul@fikriyat.com.tr

  • 10
  • 10
YOLUN GÜZELLİĞİNİ ANLATAN AYETLER
YOLUN GÜZELLİĞİNİ ANLATAN AYETLER

Allah Teala, doğru yol ve istikamet üzere olduğumuzu şu ayetleriyle haber verir bizlere:

"Ben, benim de rabbim, sizin de rabbiniz olan Allah'a dayandım. Çünkü her canlının kontrolü O'nun elindedir. Şüphesiz rabbimin yolu dosdoğru yoldur." Hûd 11/56

"İnsanlardan bir kısım sefihler, "Onları şimdiye kadar yöneldikleri kıbleden vazgeçiren sebep nedir?" diyeceklerdir. De ki: "Doğu da batı da Allah'ındır. O, dilediğini dosdoğru yola iletir." / "İnsanlar bir tek ümmet idi. Sonra Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberleri gönderdi; onlar aracılığı ile anlaşmazlığa düştükleri konularda insanlar arasında hüküm vermek için gerçeği içeren kitabı indirdi. Ancak kendilerine apaçık gerçekler geldikten sonra aralarındaki kıskançlık yüzünden, o kitap hakkında anlaşmazlığa düşenler de onun kendilerine verildiği kimselerden başkası değildi. Sonra Allah onların, üzerinde ayrılığa düştükleri gerçeği, kendi izniyle müminlerin bulmasını sağladı. Allah dilediğini doğru yola iletir." Bakara 2/142, 213

"Allah, kendisinin izniyle rızasını arayanları o kitapla kurtuluş yollarına erdirir, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır, onları dosdoğru bir yola iletir." Mâide 5/16

"Âyetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklar içinde kalmış sağırlar ve dilsizlerdir. Allah kimi dilerse onu şaşırtır; dilediği kimseyi de doğru yola iletir." En'âm 6/39

"Allah esenlik yurduna çağırıyor ve dilediğini doğru yola iletiyor." Yûnus 10/25

"Onların atalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarını, evet onları da seçkin kıldık ve dosdoğru yola yönelttik. / De ki: "Şüphesiz rabbim beni doğru yola, sapasağlam bir dine, Allah'ı bir bilen İbrâhim'in dinine iletti." O, ortak koşanlardan değildi." En'âm 6/87, 161

"Allah'ın nimetlerine şükrederdi; Allah onu seçkin kılmış, doğru yola yöneltmişti." Nahl 16/121

"Bunu bir de, kendilerine ilim verilenlerin, onun rabbin tarafından gelmiş kesin gerçek olduğunu anlamaları, ona iman etmeleri ve böylece bütün kalpleriyle ona bağlanmaları için yapar. Muhakkak ki Allah iman edenleri dosdoğru bir yola iletir." Hac 22/54

"Onları doğru yola ilettik." Sâffât 37/118

"Kuşkusuz Allah benim de rabbimdir, sizin de rabbinizdir. Öyleyse O'na kulluk edin, işte doğru olan yol budur." Âl-i İmrân 3/51

"Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun; (başka) yollara sapmayın; sonra onlar sizi Allah'ın yolundan ayırır. İşte günahtan korunmanız için Allah bunları size emretti." En'âm 6/153

"Gerçek şu ki sen onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun." Mü'minûn 23/73

"İşte böylece sana da kendi buyruğumuzla bir ruh (Kur'an) vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmiyordun; ama şimdi onu, dilediğimiz kullarımızı sayesinde doğruya eriştirdiğimiz bir ışık kıldık. Hiç şüphe yok ki sen doğru yolu, göklerin ve yerin yegâne sahibi olan Allah'ın yolunu göstermektesin. İyi bilinmeli ki bütün işler dönüp dolaşır Allah'a varır." Şûrâ 42/52-53

"İblîs dedi ki: "Bundan böyle benim sapmama izin vermene karşılık, ant içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım." A'râf 7/16

"Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O'nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız." Âl-i İmrân 3/103

"Kuşkusuz Allah benim de rabbimdir, sizin de rabbinizdir. Öyleyse O'na kulluk edin, işte doğru olan yol budur." Âl-i İmrân 3/51

"Îsâ şunu da söyledi: "Muhakkak ki Allah, benim de rabbim, sizin de rabbinizdir. O halde O'na kulluk edin, doğru yol budur." Meryem 19/36

"Ey Âdemoğulları! Size "Şeytana kulluk etmeyin, o sizin için apaçık bir düşmandır; bana kulluk edin, doğru yol budur" dememiş miydim?" Yâsîn 36/60-61

"Bütün yaptıkları, kendileri farkında bile olmadan kıyametin ansızın kopmasını beklemekten ibaret!" Zuhruf 43/64

"Bilin ki, o kıyamete ait bir bilgidir. Sakın ondan şüphe etmeyin ve bana tâbi olun. Bu dosdoğru yoldur." Zuhruf 43/61

"Yine Allah şu iki insanı örnek veriyor: Biri dilsizdir, elinden hiçbir şey gelmez, efendisinin sırtında yüktür, onu nereye gönderse yararlı bir sonuçla gelmez. Şimdi bununla adaleti emreden ve kendisi de dosdoğru yolda bulunan kimse bir olur mu?" Nahl 16/76

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN