Zekatın belli bir zamanı var mı? Altının zekatı nasıl verilir? Zekat ne zaman verilir?
Zekat, en basit tanımıyla İslam'ın belirlediği ölçülere göre zengin sayılan kişilerin mal varlığında, fakirlerin hakkının bulunması olarak açıklanabilir. Zekat, sözlük anlamı olarak artma, bereket, çoğalma ve övme anlamlarına gelir. Zekat, belli ölçüdeki mal türlerinin bir bölümünün, Allah'ın belirlediği ölçülerle bir kısım Müslümanlara mülk olarak verilmesidir. İslam'ın beş şartından biri olan zekat ibadeti, Hicret'in ikinci yılında Müslümanlara farz kılınmıştır. Peki, zekatın belli bir zamanı var mı? Altının zekatı nasıl verilir? Zekat ne zaman verilir? Zekatın şartları nelerdir? Zekatın ölçüsü nedir? Zekat kimlere verilmez? Evlenecek kişiye zekat verilir mi? Kampanyaya zekat verilir mi? Diyanet'in zekat fetvası...
Giriş Tarihi: 02.04.2020
16:42
Güncelleme Tarihi: 21.01.2022
15:31
HAYVANLARIN ZEKATI NASIL VERİLİR?
Hayvanların zekâtı, kendi cinsinden verilebileceği gibi, değerleri üzerinden para olarak da verilebilir. Ancak fakirin yararına olanı tercih etmek daha uygundur.
YATIRIM İÇİN ALINAN EVE YA DA ARSAYA ZEKAT DÜŞER Mİ?
Ticaret maksadıyla elde bulundurulan taşınmaz mallar zekâta tâbidir. Kişilerin ticarî amaçlı olarak alıp sattıkları taşınmaz mallar da bu kapsamda yer alır. Buna göre, büro ve mesken gibi kullanım amaçlı olmayıp alıp satmak amacı ile kişilerin ellerinde bulundurdukları taşınmazların, bir yıllık borçları çıktıktan sonra değerleri nisap miktarına ulaşmış ve üzerinden bir yıl geçmiş ise kırkta bir (% 2,5) oranında zekâtının verilmesi gerekir.
Ticaret veya yatırım amaçlı yani daha sonra değerlenince satmak üzere alınmış olan taşınmazların zekâtları her yıl piyasa değerleri üzerinden verilir. Ev, dükkân, tarla veya bağ bahçe yapma niyetiyle satın alınan arsalar ise zekâta tâbi değildir.
ŞİRKET ORTAKLARI NASIL ZEKAT VERİRLER?
Şirketler, hükmî şahıs niteliğinde olduklarından, şirketlerin kendisi değil de, ortaklardan her birinin hissesi, tek başına veya varsa diğer mallarıyla birlikte nisap miktarına ulaşırsa zekâta tâbi olur. Buna göre, aslî ihtiyaçlarından fazla, nisap miktarı (80.18 gr. altın veya değeri) mala sahip olan kimsenin, bu malın üzerinden bir yıl geçmesi hâlinde zekâtını vermesi gerekir. Sanayi sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin; duran varlıkları (üretim aletleri, makine vb.) zekâttan muaftır. Bir yıllık borçlar, malzeme, işçilik, üretim, pazarlama, yönetim, finansman vb. giderlerin maliyet hesapları yapılıp çıkarıldıktan sonra dönen varlıklar (yarı mamul ve üretilmiş mallar, hammaddeler, nakit para, çek vs.) net kâr ile birlikte kırkta bir (% 2,5) oranında zekâta tâbidir.
Dolayısıyla böyle bir şirketin ortağı olan kişinin, şirketin büro, alet vb. duran varlıkları dışındaki dönen varlığından kendi hissesine düşen miktarın nisaba ulaşması ve üzerinden bir yıl geçmesi hâlinde zekâtını vermesi gerekir. Ticaret alanında çalışan şirketlerde de durum aynıdır. Hisse sahiplerinin, zekâtın verilmesini şirket yönetimine bırakması hâlinde, yönetim, hisse sahiplerine vekâleten onların payının zekâtını verebilir. Bu durumda, gerçek şahıslar mallarının zekâtını nasıl hesaplayıp veriyorlarsa, şirket yönetimi de o şekilde verir.
Şirket, hisselerin zekâtını vermemişse, hissedarların kendi hisselerinin zekâtını vermeleri gerekir. Kameri yıl esasına göre senede bir envanter/ bilanço çıkarılır. Dönen varlıklar, nakitler, çekler ve alacaklar değer olarak toplanır. Varsa borçlar çıkarıldıktan sonra geride kalan tüm meblağın % 2,5'u zekât olarak verilir.
TARIM ÜRÜNLERİNDE ZEKAT NASIL VERİLİR?
Tarım ürünleri zekâta tabidir. Sözlükte onda bir anlamına gelen öşür, dinî bir kavram olarak, tarım ürünlerinden verilen zekât demektir. Bu hüküm Kur'an ve Sünnet ile sabittir. Yüce Allah, "Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan infak edin." (Bakara, 267 ); "Asmalı ve asmasız (üzüm) bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narları yaratan O'dur. Her biri meyve verdiği zaman meyvesinden yiyin. Devşirilip toplandığı gün de hakkını (zekât ve sadakasını) verin, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez." (Enâm, 141 ) buyurmaktadır.
Bu ürünlerin zekâtlarının oranı bizzat Hz. Peygamber (s.a.s.) tarafından belirlenmiştir. Bir hadis-i şerifte, "Yağmur ve nehir sularıyla sulanan toprak mahsullerinde onda bir; kova ile sulananlarda ise yirmide bir öşür gerekir." (Buhârî, Zekât, 55) buyrulmuştur.
Hanefilere göre aşağıda sayılanlara zekât ve fitre verilmez:
Ana, baba, büyük ana ve büyük babalara,
Oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklara,
Eşine,
Müslüman olmayanlara,
Zengine yani aslî ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan kişiye,
Babası zengin olan ergen olmamış çocuğa.