Anadolu’nun Oxford’u Amasya
Anadolu'nun önemli kültür merkezi ya da Anadolu'nun Oxford'u; şehzadeler şehri ve birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış, asırlarca Osmanlı Devleti'ne padişahlar yetiştirmiş bir şehir Amasya… Bu güzide şehrin tarihini, Süheyl Ünver'in de kaleme aldığı 'Amasya Defteri'ndeki notlar ile kısaca derledik.
Giriş Tarihi: 07.07.2018
12:44
Güncelleme Tarihi: 07.07.2018
12:58
AMASYA'NIN İLKLERİ
Zaman zaman zelzele ve sel felâketlerine uğrayan Amasya, Ortaçağlarda bölgenin önemli büyük mâmur şehirlerinden biri idi. Osmanlılar döneminde de bu durumunu koruyan şehir, özellikle 15. yüzyıl ortalarından 16. yüzyıl başlarına kadar fizikî bakımdan gelişme gösterdi. Amasya 1525'te beşi gayri müslim olmak üzere elli beş mahalleye sahip bulunuyordu. Nüfusu ise tahminen 8000 civarında idi.
İlkçağ 'da Strabon gibi büyük bir coğrafyacının yetiştiği Amasya, Türk hâkimiyeti devresinde de bir kültür merkezi olma özelliğini sürdürdü. Selçuklular devrinde birçok ilim ve sanat erbabı yetişti. Strabon , 'Antik Dünya' hakkındaki coğrafya kitabı ile tanınmıştır. Sayısız araştırma eserleri; dönemin ekonomik, sosyal ve de coğrafik olarak pek çok konuda aydınlanmasına, pek çok ayrıntının öğrenilmesine katkı sağlamış önemli bir bilim adamı, tarihçi ve filozoftur.
Dünya'da ilk defa akıl hastalarının müzik ve su sesiyle tedavi edildiği Darüşşifa (Bimarhane) da Amasya'dadır.
"ANADOLU'NUN OXFORD'U"
Amasya, Osmanlılar döneminde bilhassa şehzadelerin bulunduğu sırada pek çok âlim, sanatkâr ve şairin toplandığı büyük bir kültür merkezi haline geldi. 14. yüzyıl ortalarına kadar şehzade sarayı canlı bir kültür faaliyetine sahne oldu. Tarihçi Şükrullah , meşhur hattat Şeyh Hamdullah , Tâcî Bey ile oğulları Câfer ve Sâdî çelebiler, ulemâdan Müeyyedzâde Abdurrahman Çelebi, Zenbilli Ali Efendi ve meşhur tabip Sabuncuoğlu Şerefeddin gibi tanınmış şahsiyetler burada yetişti.
1861'de şehre gelen seyyah G. Perrot , Amasya'yı "Anadolu'nun Oxford'u" şeklinde tarif eder ve buradaki medreselerde 2000'e yakın talebenin okuduğunu yazar.
Amasya'da yaşayan ve şehir hakkında bir eser yazan Mustafa Vâzıh Efendi de buranın bir talebeler şehri olduğunu belirtir. Bunlar gibi muhtelif müellif ve kaynaklar da Amasya için "Anadolu şehirlerinin incisi", "Bağdâdü'r-Rûm", "medînetü'l-hükemâ", "medreseler şehri" gibi tabirler kullanarak bu şehrin güzelliğini ve kültür tarihimizdeki yerini dile getirmişlerdir. (TDV, İslamansiklopedisi, AMASYA - İlhan Şahin - Feridun Emecen)
FERHAD İLE ŞÎRİN HİKÂYESİNİN GEÇTİĞİ YER
Halk arasında Ferhad ile Şîrin hikâyesinin geçtiği yer olarak şöhret kazanan Amasya'da, ayrıca, Amasya tarihini, tarihî yapılarını ve şehirde yetişen meşhur şahsiyetleri konu alan eseriyle tanınan Hüseyin Hüsâmeddin gibi son devrin önemli bir tarihçisi de yetişmiştir.